2013 yılında Yunanistan’ın Basketbol 2. Ligi’nde oynayan 18 yaşındaki genç ve neredeyse hiç tanınmayan bir oyuncu, Giannis Antetokounmpo bugün basketbolun zirvesinde. Son maçta 50 sayı, 14 ribaunt, 5 blok ile takımı Milwaukee Bucks‘ı 50 yıl sonra NBA’de şampiyonluğa taşıdı. 36.9 sayı, 13.2 ribaunt ile oynadığı final serisinin en değerli oyuncusu seçildi. O artık milyonlarca gencin ilham kaynağı ve rol modeli. Giannis’in zirve yolculuğu, bir sporcunun yaşayabileceği en zorlu yoldu.
Yunanistan’da Nijeryalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak 18 yaşına kadar vatansız yaşayan Giannis‘in, Atina sokaklarında işportacılık yaparak aile bütçesine katkıda bulunduğu yıllarda asıl tutkusu futboldu. Olimpiakos altyapısında iken gelecekte Fransız futbol yıldızı Thierry Henry gibi olmayı hayal ettiğini söylüyordu ama bir yandan da boyu çok hızlı uzuyordu. Her şey Spiros Velliniatis’in hayatına girmesiyle değişti. Velliniatis, 2008’de Filathilitikos’u çalıştırıyordu. Giannis’in atletik fiziği ve uzun boyundan etkilenen Velliniatis takıma katılması halinde baba Charles ve anne Veronica’ya iş bulma sözü vermişti. Ailesine daha iyi bir hayat sunabileceğini gören 13 yaşındaki Giannis’in de basketbol kariyeri böylece başlamış oldu.
2008 sonrası; önce küresel, ardından da Atina’yı iflasın eşiğine getiren ekonomik krizden göçmenleri sorumlu tutan faşist Altın Şafak hareketi gece Atina sokaklarında devriye gezip göçmenleri darp ettikleri için Giannis antrenman sonraları çekiniyor ve birçok gecesini spor salonundaki minderlerin üzerinde geçiriyordu. Giannis kaydettiği tüm gelişime rağmen ilk tutkusu futbola geri dönmek istiyordu. Velliniatis, “Basketbola bir sezon daha şans ver, fikrin değişmezse seni tutmam” dedi. Giannis artık 15 yaşındaydı ve ilk maçında 50 sayı atarak başladığı sezonun kalanını da domine ederek, basketbol sahasında neler yapabileceğini gördükten sonra bir daha dönüp arkasına bakmadı.
Giannis; 18 yaşının ilk günlerinde profesyonel basketbol kariyerinin ilk adımını İspanyol ekibi Zaragoza‘nın teklifini kabul ederek attı. Ancak kontratta bir madde vardı: Giannis NBA’e giderse, kontrat geçerliliğini yitiriyordu. Bu sayede Giannis, 2013 NBA oyuncu seçmelerine girebilmiş ve 15. sıradan Milwaukee Bucks tarafından seçilmişti. Antetokounmpo ailesinin hayatını şekillendiren göçmen olmanın zorlukları yine peşlerini bırakmadı. Giannis’in ailesinin ABD için iki kez reddedilen ancak sonunda korkulanın olmadığı vize başvurusu kabul edildi ve Giannis de ailesine kavuşmuş oldu. 2.11 boyundaki Giannis’in basketbola çok geç yaşta başlamış olması, NBA’de büyük bir dezavantajdı. Her ne kadar fiziksel olarak büyük bir üstünlüğe sahip olsa da, oyun bilgisi ve becerileri diğer NBA oyuncularının çok gerisindeydi. NBA’de soyadını söylemekte zorlanan ABD’li spikerler ona “Greek Freak” (Yunan Ucube) lakabını takmışlardı.
NBA’deki üçüncü sezonunda en çok gelişme kaydeden oyuncu, iki yıl sonra da ligin en değerli oyuncusu ödülünü kazanmıştı. Ailesine karşı büyük bir bağı olan Giannis’i yıkan haber, NBA’de kendisini gösterdiği 2016-17 sezonu sonrası gelmişti. Babası Charles kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. 2018-19 sezonunda NBA’in en değerli oyuncusu ödülünü alırken gözyaşlarını tutamamış ve o konuşmada “Babama teşekkür etmek istiyorum, bugün burada yanımda değil, İki yıl önce kendime söz verip, NBA’in en iyi oyuncusu olacağım, takımımın kazanması için her şeyi yapacağım demiştim, sahaya çıktığım her gün onu düşünüyorum ve kendimi bu sayede motive ediyorum” diyen Giannis, o gün kendisine verdiği NBA şampiyonluğu sözünü bugün sadece 26 yaşındayken yerine getirdi.
NBA’de oynamayı, “Rüya da olup hiç uyanmamak” olarak tanımlayan yeni süper yıldızın, kendisi ve onu örnek alan gençler için umarım bu rüya uzun yıllar sürecek ve bizlerde zevkle izlemeye devam edeceğiz.