2017-2018 Basketbol sezonu bir anlamda 1998-2000 yılındaki efsane Tofaş’ın başarılarını hatırlatan bir sezon oldu. 18 yıl aradan sonra normal sezonu 2. bitirmek, Fenerbahçe ile play-off finali ve Anadolu Efes ile Türkiye kupası finali oynamak, bu başarının 18 yıl önceki takımdan farkı kendinden çok yüksek bütçeli takımlar ile yarışarak elde edilmesiydi. Son 3 yılda Orhun Ene hamlesi ile istikrarlı bir çıkış yakalayan Bursa temsilcimiz için yıllar sonra Avrupa sahnesinde yer almakta önemli bir aşamaydı. Gelinen noktada: pay sahibi olan yönetim, teknik heyet ve oyuncuların dışında yeni bir profile sahip Bursa seyircisini de unutmamak lazım… Yıllar sonra Bursa’ya bu atmosferi yaşattıkları için, kulübe ne kadar teşekkür etsek azdır. Ancak, bunun devamının gelmesi ve daha üstüne koyarak gitmekte bu kulübün Bursa için yapması gereken bir görev olarak görünüyor. Bu sene tekrar Eurocup’ta oynayacak takımı daha üst turlarda görmeyi istemek sanırım bu seyircinin en doğal hakkı.
Oyunculara gelirsek; Hiç kuşku yok ki, takımda en çok gelişme gösteren oyuncu Henry oldu. Tüm takımların iştahını kabartan bir oyuncu olarak zirvede bitirdi bu sezonu. Kontratı var ancak NBA opsiyonu bulunuyor. Oraya gitmez ise takımda kalacağını tahmin ediyorum. Bu senenin başarılı oyuncusu Crocker ve tecrübeli Barış’ın kontratları bitti. İstikrar abidesi Morgan, zor anların oyuncusu Mejiha ve Owens’ın opsiyonlu kontratları var. İsterlerse kulübe para kazandırarak giderler veya kalabilirler. Ancak bu döviz kurları ile bu sene bu takımı korumak ve üstüne takviye yapmanın zorluğu da ortada. Genç oyunculardan Muhsin beklenen patlamayı yapamadı ve bu sezon katkısı az oldu. Bu yazı çok iyi değerlendirmeli yoksa tren kaçıyor. Son maçlarda sahne almaya başlayan Berkan için de yaz çalışmaları çok önemli. Diğer bir genç oyuncu Yiğit ise daha fazla silahı olan bir oyuncu haline gelmeli. Sadece şut ile oynamak yetmez. Ligimizde genç oyunculara bu kadar süre veren birkaç takımdan birinde oynamanın kıymetini anlamaları gerek yoksa işler Türk oyuncular için bu ligde çok zor.
Bir başka düzeltilmesi gereken konu da, Basketbol Federasyonu’nun Milli takım maçlarını bahane göstererek 2 günde 1 maç şeklinde oynattığı play-off organizasyonu saçmalığı. Tofaş gibi kadro derinliği kısıtlı olan takımlara 20 günde 10 maç oynatılması tam bir cinayet. Bu yüzden yaşanan sakatlıklar ve 2 maçın 30 ve 40 sayı ile bitmesi finalin heyecanını düşürdüğünün farkına varmış olduklarını umarım. Avrupa’nın önde gelen liglerinden İtalya ve bizim lig dışında final 7 maç üzerinden oynanmıyor. 5 maç final için yeterli. Madem sıkışık bir takvim var ligde 2 hafta arası maç oynatırsın play-off için daha fazla zaman kalır, bu sıkıntılar da yaşanmamış olur..
Bir bayram müjdesi de Finalspor’dan geldi. Bayramın 2.günü Edirne Büyükşehir’i 71-63 yenerek çok kötü ve şanşsız başladığı senenin sonundaki müthiş çıkışları ile 1 yıl aradan sonra şampiyon olarak TBL’ye geri döndüler. Bu başarıda, takıma desteğini hiç eksiltmeyen sevgili İhsan başkanı, takımın herşeyi ile ilgilenen Uğur Özmen’i, başarılı koç Levent Erdoğan’ı, benchteki ekibi ve oyuncuları canı gönülden kutlarım.