Olay Gazetesi Bursa

Sokak basketbolu…

Sokak basketbolu: Yeteneklerinizi sahada kanıtlamanıza fırsat sunan ve basketbolun ilk olarak başladığı ve her birimizin muhakkak oynadığı bir etkinlik, sokak basketbolunun hayatımıza soktuğu bazı klişeler vardır. Eğer bir basketbol tutkunuysanız ve bu spora sadece izleyerek değil, oynayarak da dokunmak istediyseniz mutlaka bu gerçekleri yaşamışsınızdır. Her şeye faul diyen hassas ruhlular: Sokak basketbolunun köküne dinamit koyarlar, heyecanı bitirirler. Maça girersiniz. Bir heyecanla savunmaya başlar, rakipleri teke […]

Sokak basketbolu: Yeteneklerinizi sahada kanıtlamanıza fırsat sunan ve basketbolun ilk olarak başladığı ve her birimizin muhakkak oynadığı bir etkinlik, sokak basketbolunun hayatımıza soktuğu bazı klişeler vardır. Eğer bir basketbol tutkunuysanız ve bu spora sadece izleyerek değil, oynayarak da dokunmak istediyseniz mutlaka bu gerçekleri yaşamışsınızdır.

Her şeye faul diyen hassas ruhlular: Sokak basketbolunun köküne dinamit koyarlar, heyecanı bitirirler. Maça girersiniz. Bir heyecanla savunmaya başlar, rakipleri teke tek oyunda geçirmemeye çalışırsınız. Lâkin karşı takımda kesin bir çocuk çıkar, dokunduğunuz an “faul” diye bağırır. Top kaybeder, faul der. Şut kaçırır, eline müdahale olduğunu söyler.

Bitmek bilmeyen steps tartışmaları: Burada ekoller çarpışır. NBA yıldızlarına özenen çocuklar  bütün ihtişamlarıyla potaya doğru ilerlerken “Steps” diye bir ses duyulur. Konuşan, Avrupa basketbolunu kendine rehber belleyen Euroleague hastalarıdır. İlk grup fazla ukala gelir insana, ikincisi ise çok sıkıcıdır.

Hayat tavsiyesinde bir marka olan veteranlar: Yaşları ilerlemiştir, Hâlâ bilekleri zarifyetenekleri yerindedir. Sahaya tecrübelerini koyar, yılların verdiği yaşanmışlıkla fark yaratırlar. Çıkan kavgaları barış gücü olarak engellerler. Maç biter, anılar başlar. Yüzde 90 ihtimalle mezun oldukları liseden bir basketbolcu çıkmıştır, onu anlatmaya başlarlar.

Sonu hüsranla biten smaç denemeleri: Sokak basketbolunda smaç nadir basılan bir şey olduğundan yarışması da pek yapılmaz. Deneyenler, kendine güvenenler olur, er meydanında kozlarını paylaşırlar. Birkaç denemeden sonra “Vazgeçelim mi?” sorusu akıllara gelir, kendilerine yediremezler, bir iki tur daha devam eder. Sahada yapılan smaçlar da herhangi bir fantastiklik barındırmaz, dümdüzdür.

Sakatlık tehlikesi yaratan hevesliler: Bu oyuncular basketbolu tutkuyla sever. Bir takıma girmek için epey bir kulis yapmaları gerekir, genelde iyi oynayan topçulardan birinin yakın arkadaşı olarak kendilerine yer bulurlar. Hevesleri, heyecanları güzeldir ancak savunmada herkese tekme tokat girerler, ellerinin ayaklarının pek ayarı yoktur.

Rekabeti birinci saniyeden bitiren eski basketbolcular: O anı bilirsiniz. Hazırlanır, heyecanla potaların yolunu tutarsınız. Takımlar kurulur, tanımadığınız insanlarla karşı karşıya gelirsiniz. İlk hücum başlar, rakip takımdakilerden biri topu alır ve bütün heyecan orada biter. Geçmiş olsun, eski bir profesyonelle aynı sahadasınız. Bu klişeler daha uzar, herkesin tecrübesine göre yenileri eklenebilir.

Bire bir mücadeleler  bütünüyle fiziksel aksiyona dayanır. Basketbol bilgisi dışında sokak deneyimi de işin bir parçasıdır. Hiç sokak basketbolu oynamadan turnuvalara katılacak oyuncuların işleri çok zordur, onlar için ilk başlangıç hiçte kolay olmayacaktır.

Haftaya görüşmek üzere…