Eurolig’de ilk iki maçlar müthiş geçti. Ligi başından beri domine eden Real Madrid serisi hariç diğer eşleşmelerde deplasmanda başlayan takımlar birer maç çalmayı başarınca üç seri de 2’şer maç daha oynanacağı kesinleşti.
Bizleri en çok ilgilendiren eşleşmede; Fenerbahçe Beko, Monaco da oyuna kötü başladığı ilk maçta uzatmada da olsa kazanarak saha avantajını geri aldı. Maçın X faktörü çok büyük katkı veren Sestina olurken, yine sezon içinde ortalarda pek görünmeyen Dorsey her iki maçta da ekstra oynadı. Bu oyuncuların performans artışlarında en büyük pay bana göre koç Saras idi. Motley’in sakatlığı zaten sıkıntılı olan uzun pozisyonunu daha da zor duruma getirmiş ve ikinci maçta bu daha fazla hissedilirken üstüne üstlük Sertaç’ın da sakatlığı işin tuzu biberi oldu.
Monaco müthiş atlet bir takım ve kendileri için olmazsa olmaz ikinci maça çok sert başlayıp hemen öne fırladılar, ancak Fenerbahçe geri gelmeyi başardı ve 3. çeyrekte 9 sayı öne de geçti, ama maç sonunda bu kadar fiziksel mücadeleye cevap veremeyince seri 1-1’e geldi.
Calathes iki maçta da Mike James’i müthiş savunurken, hücumda da beklentinin üzerine çıkarken Hayes de averajına yakın oynadı. İkinci maçta Wilbekin çok direndi ama yeterli olmadı. Öte yandan Biberovic ve Papagiannis büyük hayal kırıklığı yarattılar.
Play-off serileri baştan hesaplanan pek çok şeyin olamayabileceği oyunları içerir. Sakatlıklar bu işin en zorudur ancak bu durum her takım için geçerli ve bu aksiliklerle başa çıkabilen yoluna devam eder. Fenerbahçe, İstanbul da oynanacak iki maçı almak zorunda. Biletlerin tükendiği zorlu atmosfer çok büyük avantaj. Oyun aklı da Fenerbahçe de çok daha iyi ancak uzun rotasyonu ve performansları ile ilerleyen maçlarda daha da ortaya çıkacak fiziksel eksiklik bir dezavantaj. Hiç istemesem de sanki bu seri son maçta Monaco’ya kalacak gibi bir görüntü veriyor.
Ergin Ataman’dan dolayı bizleri ilgilendiren seride ise Maccabi Pana atmosferinde müthiş iki maç oynayarak birini çalmayı başardı. İlk maç sonunda Ataman’ın F4 yapamazsak seneye yokum demeci ile takıma vermek istediği motivasyon, ikinci maç sonunda koridorlarda yaşadığı İsrail diyalogları, ağzında sigarasıyla uzun süre sonra maça gelen Başkanları, maç sonrası ünlü hakem Boltauzer’in Atina havaalanın da hırsızlık yaparken yakalanması iddiasına kadar hiç kuşkusuz en renkli geçen eşleşme.
Panatinaikos seyircisiz ortamda Belgrad’da oynayacak iki maçtan muhakkak bir tanesini kazanır. (iki maçı da alabilir) Atina’ya kalacak son maçı düşünemiyorum bile, ancak Maccabi çok iyi bir takım ve Pana’ya ters geliyor. Bu sezon oynanan 4 maçın üçünü kazanmaları da bunu gösteriyor.
Diğer iki seride; Olympiakos Pire de saha avantajını kullanır ve Barcelona’yı geçer. Real Madrid Baskonia’yı süpürür. Salı günü başlayacak 3. maçları merakla bekliyorum.