Pazar akşamı Bursa’da çok güzel bir lig maçı izledik. Maç öncesi Türk Telekom’un İzmir’deki KSK galibiyeti sonrası, Fenerbahçe’nin ligi birinci bitirme şansının devamı için çok önemli bir duruma gelen oyunda, (zira iki veya üç olursa play-off’ta Anadolu Efes ile eşleşme olasılığı çok yüksekti.)
Hafta içi oynanan iki Eurolig maçı sonrası doğal olan yorgunluk ve önümüzdeki hafta İspanya’da oynanacak çok ama çok zor iki maç için oyuncularını saklama isteği vardı. Bitime 4 maç kala Monaco ile arada iki fark olması ve bana göre Monaco’nun muhtemel alacağı 2 galibiyet sonrası kalan 4 maçın kazanılmasının gerektiği ve sonunda F4 için saha avantajının kaybedilmesi durumu ortaya çıktı.
Geçen hafta muhteşem geri dönen, ancak büyük acemilikle Galatasaray’a kaybeden, lig de çok zor bir pozisyonda olan Orhun Ene ile kıpırdanan ve oyununda yukarı doğru bir ivme olan, en önemlisi yıllardan beri bir basketbol kültürü olan Tofaş’ın maçında heyecan çok üst seviyede idi.
Ancak Tofaş her zaman Tofaş’dır. (bunu bu maçtan sonra TBF’yi yönetenler de anlamıştır. Öyle bir daha Bursa’ya gelip Tofaş’ı ziyaret etmeden dönmezler diye umuyorum.) Bunu da camiaya bir kez daha gösterdiler. Öyle veya böyle çeşitli mazeretlere sığınıp rakibi küçümsersen böyle duvara toslar, maçı 94-89 kaybedersin. Hiç kimse Fenerbahçe’nin aklı Eurolig’de idi mazeretini ortaya sürmesin. Üçüncü beşle bile oynasalar bütçe ve kadro kalitesi olarak çok yukarıda bir takım ve bu maçı kazanmayı çok istediler ama İtoudis Tofaş’tan böyle bir reaksiyon beklemiyordu.
Koç Ene ve ekibi takımı maça çok iyi hazırlamış. Başta mental olarak kazanabileceklerini aşılamış. Geçen hafta kadroya alınmayan Gray, pabucun pahalı olduğunu anlayıp, 26 sayı ve 8 asist ile alev alırken, Koç’un bu hamlesi istenilen sonucu verdi. Ennis ise 18 sayı, 6 ribaund ile görevini fazlasıyla yaparken, maçın flaş adamı Tofaş altyapı yatırımlarının ne kadar doğru olduğunu gösteren Ege Demir büyük katkı verdi. Tecrübesi arttıkça karşı takımlar için büyük kâbus olacak, yeter ki süre verilsin ve ısrar edilsin.
Yeni gelen Manek’in ilk Avrupa tecrübesi, muhakkak uyum sorunu olacak ama bizde oynanan basketbolu biraz küçümsüyor gibi. Çok sorumsuzca erken ve zorlama atışlar kullandı. Yüzde 17’lik üç sayı yüzdesi kabul edilemez. Teknik kadro kendisine Türkiye’de basketbolun nasıl oynandığını güzelce anlatacaktır. Yine topu kullanacak ama bu belirli bir düzen içerisinde olmalı. Üçüncü çeyrek başında birkaç mucize basket ile çok da iyi oynayarak farkı açarken, çeyreğin ikinci bölümünde çok düzen dışı hücumlarla aranın kapanmasına engel olamadılar.
Kenar yönetimi bu az zaman diliminde müdahale etmekte biraz eksik kaldı ancak 4. çeyrek ile yapılması gerekenler yapıldı. Ancak geçen hafta Mc Gee, bu hafta Edwars gösterdi ki skorer bir numaralar durdurulamıyor. Özellikle Gray erken hamleler yapıyor, rakiplerine geçilince arka da büyük sıkıntılar oluyor. Ennis de savunmada hiç sert değil. Zaten içeride uzun sorunu var. Orda da Motley’den muhtemel kariyer rekorunu olan 32 sayı yenmesi, maçın sonlarını krize soktu ama Ege tüm oyundaki performansı ile çok büyük destek verdi.
Bu galibiyetin bir anlam kazanması, takıma verdiği güvenin artarak devam etmesi ve sıralamada rahatlamak için haftaya İstanbul’da oynanacak Gaziantep maçını kazanmanın bir yolunu bulmak gerekiyor.