Ülkemizde basketbol, yüzlerce hikâyeyi ve birçok insanın çabalarını içeriyor. Milli maçların açık hava sahalarda oynandığı günlerden, Spor ve Sergi Sarayı günlerinden modern salonlara geldik. Arka arkaya maçların oynandığı Spor ve Sergi Sarayı belli yaşa gelmiş basketbol severler için tatlı bir hüzünle hatırlanıyor. “Basketbol ailesi” ifadesi o mekânda ortaya çıkmıştı. Basketbol Federasyonu bile o salondaydı. Zamanın başkanı Osman Solakoğlu odasına giren herkese lokum ikram ederdi.
9 Kasım 2017’de kaybettiğimiz Mehmet Baturalp, basketbol ailesinin “abisi” olmayı her özelliği ile hak edenlerin başında geliyordu. Küçük yaşında girdiği Darüşşafaka Lisesi’nde sınıfında 3 Mehmet olduğu için kendisine “Batur” denmişti. Bu adı arkasına “Abi” ifadesini ekleyerek hayatı boyunca taşıdı. Basketbol ailesinin “Batur Abisi” oldu. Basketbolun bugünkü durumuna gelmesinde oyuncu, çalıştırıcı ve Basketbol Antrenörleri Derneği Başkanı olarak büyük emekler verdi. Basketbolcu için olan fizik eksikliğini çok çalışarak aştı. Çalıştırdığı oyuncuların onun için söylediği ortak görüş “saha içinde son derece ciddiyet, saha dışında mükemmel bir insanlık” şeklindeydi. Batur Abi her takımı çalıştırırken ortaya koyduğu ciddiyet aynıydı.
1936 yılında dünyaya gelen Mehmet Baturalp; Darüşşafaka Lisesi‘nde okurken basketbola başladı ve bu lisenin takımında parladı. 1954 yılında Fenerbahçe‘ye transfer oldu ve 1954-55 sezonunda tarihinde ilk kez İstanbul Basketbol Ligi şampiyonu oldular. 1967 yılına kadar sarı lacivertli formayı giyen ve basketbolu bu takımda bırakan Baturalp, 2 kez genç, 71 kez de A Millî takım formasını giydi. 10 Ocak 1968 günü Fenerbahçe‘nin Avrupa Kupa Galipleri Kupası‘nda Fransız şampiyonu Asvel‘i yendiği maçta aktif basketbolculuk yaşamını noktaladı. Antrenörlüğe 1965-1966 sezonunda Fenerbahçe‘de oyuncu-antrenör olarak başladı. 1967-1968 İTÜ‘yü tarihinde ilk kez Türkiye Basketbol Ligi şampiyonluğuna ulaştırdı. Bu başarısını 1970 yılında da tekrarladı. 1969-72 yılları arasında Fenerbahçe‘yi çalıştırdı ve 1971 yılında Türkiye ikinciliği kazandı. 1971, 1973 ve 1975 yıllarında Avrupa Basketbol Şampiyonası‘na katılan Türk Millî Takımı’nı idare etti ve bu takımla 1973‘te Avrupa sekizinciliğine ulaştı. Bu sonuç 1951‘deki altıncılıktan 1997‘deki sekizinciliğe dek millî takımın 46 senede ulaştığı en iyi derece oldu. 1979-1982 yılları arasında bir kez daha Fenerbahçe’yi çalıştıran Baturalp, Eczacıbaşı ile 1987-1988 sezonunda özlediği şampiyonluğa ulaştı, sonrasında Cumhurbaşkanlığı Kupası‘nı da kazandırdı. 1988-1989 sezonunda da aynı başarıyı tekrar eden Baturalp, Paşabahçe ile 1990 ve 1992 yıllarında final oynadı. 1990-92 döneminde Milli Takım’da son kez görev yapan Mehmet Baturalp, Milli Takım’da yardımcısı olan çalıştırıcı için “beni yeniledi” diyecek kadar bencillikten uzaktı. Aktif basketbol yaşantısını sonlandırdıktan sonra televizyonda basketbol yorumculuğu yaparken. FB TV’de kadınlar maçlarını yorumluyordu. Bir maç sırasında önüne “takıma fazla yüklenme” yazılı bir kâğıt konur, sakince kulaklığını çıkarıp, masaya koyar ve yürüyüp gider. Çünkü onun için takım değil, basketbol her şeyden önce gelirdi.
Batur Abi; 80’li yıllarda bayram tatillerinde ailesi ile Bursa Mudanya’da Motel Köksal’a gelir, tatili süresince her gün orada bulunan benim de içlerinde olduğum gençlere antrenmanlar yaptırırdı. Bu onun tatilinde bile basketbol için bir şeyler yapmak istemesine çok basit bir örnektir. Ardından: babacan tavrı, bitmek bilmeyen basketbol aşkı, öğütleri ve hiç unutulmayacak gülüşü kalan, Batur Abi’yi rahmetle anıyorum.
Tekrar görüşmek üzere…