NBA’in altın çağı 90’lardı veya bugün oynanan basketbol 90’larla kıyaslandığında beş para etmez gibi şeyler söylenip durur. Medyanın bu sözde çok üstün olan döneme karşı takındığı romantik tavır yüzünden şu an birçok insan o dönemle alakalı efsanelere inanıyorlar. 1990’lar NBA’in en romantik yaklaşılan ve hakkında en çok şehir efsanesi olan dönemi. Çünkü Michael Jordan NBA tarihinde en sevilen ve efsaneleştirilen oyuncu.
90’lı yılların savunmasıyla ne kadar meşhur olduğu düşünüldüğünde günümüz basketbolunun savunmalarına sayısal olarak ciddi bir üstünlük kurması beklenebilir. Ama istatistiklere bakıldığında görülür ki bu iki dönemin savunmalarının birbirinden çok bir farkı yok. Günümüzde her takımda geniş kapsamlı araştırmalar yapan ve geçmiş yılların takımlarının bilmediği detaylara sahip ekipleri var. Yeni nesil koçlar daha zeki, oyunu önceki koçlardan çok daha iyi anlıyorlar, genel analizler ve video gibi araçlardan faydalanarak gelişiyor ve değişiyorlar, üçlük kullanabilen ama savunması da iyi olan rol oyuncularını her zamankinden daha faydalı bir şekilde kullanmaya başladılar. Son olarak da bugünün savunmalarının daha iyi olmasının bir başka sebebi de “İllegal savunma”. 2001’den önce lig için yürürlükte olan ve bir takım maddelerle savunmaları, özellikle de oyuncuların pozisyon almalarını sınırlayan kuralın adıydı bu. Bu kuralın asıl amacı geçmişte de şu anda da kolej basketbolunun temel taşı olan, alan savunmasının önüne geçmekti. İllegal savunma yürürlükten kalkınca takımlar topsuz alandan, topla pota arasına daha çok savunmacı gönderebilmeye başladılar. Bu da potaya ulaşmaya çalışan yıldızların çok sayıda zor durumla karşı karşıya kalmasını beraberinde getirdi. Eski kural orta alanı açmıştı, kural ortadan kalkınca orta alan yeniden girişe kapandı. Alan savunmasına izin verirsen yıldız oyuncuları kısıtlarsın. Alan savunması oyuncuların atletik yeteneklerini sıfırlıyor. Seyredenler potaya giden oyuncular izlemek istiyor.
Günümüzde savunmanın ilk adamını geçtikten sonra sizi bekleyen dört kişi daha duruyor karşınızda. Üç, dört ve hatta beş kişi bile aynı anda size savunma yapabiliyorlar. Jordan’ın zamanında böyle bir şey söz konusu değildi. Boyalı alanın topun olduğu tarafına yaklaşamıyordunuz bile. Bugünkü savunmaların dişleri çok daha keskin ve çok daha fazla ısırıyorlar artık. Kısaca özetlemek gerekirse: Eğer bir savunma, rakip takımın ilk hücum opsiyonuna engel olmak için önünü kapatırsa rakip takım bu duruma hemen adapte olup, yeni bir şey üretebilecek kadar iyi olmak zorunda.
90’ların Chicago Bulls takımı her dönem iddialı olabilecek bir takım ancak her dönemi o yıllarda yaptıkları şekilde domine edemezlerdi. Her şey kusursuz gelişmişti onlar için en önemlisi ise ligdeki genişleme politikasıyla lige yeni katılan takımlar. Karşılaştıkları takımların çoğu bir sonraki sene de o seviyelerde kalacak kadar iyi takımlar değillerdi. Bulls öyle çok harika takımlara karşı oynamadı. Ligdeki genişlemenin üç farklı aşamasından dolayı Jordan’ın elit rakiplerinin elinde çoğunlukla bir ya da iki yıldız oyuncusu ve birkaç tane de rol oyuncusu oluyordu, daha fazlası değil. Genişleme politikasıyla lige alınan takımlar o dönemde NBA’e çok zarar verdiler ve ligdeki yetenek seviyesini de biraz aşağı çektiler. Her ne kadar 90’lar “Pivotların çağı” olarak adlandırılsa da, önemli play-off serilerinin çoğunda Chicago’nun karşısında sert ve kaliteli bir uzun yoktu.
Şu andaki yetenekli oyuncular, meşhur Michael Jordan dönemindekilerden çok daha iyi oyuncular, aynı zamanda daha iyi atletler. Bugün yetenekli yabancı oyuncu sayısı çok arttı, şu anda her zamankinden daha fazla ülke dışından oyuncu var. Bu neslin oyuncuları, NBA’de oynamayı başarabilmek için kendilerine en büyük hedef hayali olan oyuncular. Bu durum onların yetenekli oyuncu kavramının doruk noktasını oluşturmalarını sağlıyor. 90’lı yıllar aynı zamanda umut vaat eden ancak uyuşturucu veya o dönem artışta olan kişilik problemleri gibi sorunları nedeniyle hiçbir zaman başarıya ulaşamamış genç oyuncular çöplüğü gibiydi. NBA birkaç sene sonra akıllanıp çaylak maaşlarına sınırlama getirene kadar çaylak oyunculara gereğinden fazla güç ve para vermişti. Genel menajerlerin icraatları, daha iyi draftlar ve serbest kalan oyuncuların daha özgür olması sayesinde artık çok iyi organize olan takımlar var. Günümüz oyuncuları daha iyi, savunmalar daha iyi, takımları daha iyi dolayısıyla NBA daha iyi.
Tekrar görüşmek üzere…