Olay Gazetesi Bursa

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu hakkında tutuklama kararı

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 7 Ekim 2023 sonrasında İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri harekât sürecinde savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlendiğine dair somut deliller bulunması gerekçesiyle İsrailli yetkililer hakkında soruşturma başlatmıştı. Mayıs 2024’e gelindiğinde mahkeme Başsavcısı Kerim Han, uluslararası hukuku ihlal eden İsrailli yetkililer hakkında tutuklama talebinde bulunmuştu. Bunun üzerine UCM, 21 Kasım’da İsrail Başbakanı […]

Doç.Dr. İsmail Akdoğan ismail.akdogan@btu.edu.tr

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 7 Ekim 2023 sonrasında İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri harekât sürecinde savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlendiğine dair somut deliller bulunması gerekçesiyle İsrailli yetkililer hakkında soruşturma başlatmıştı. Mayıs 2024’e gelindiğinde mahkeme Başsavcısı Kerim Han, uluslararası hukuku ihlal eden İsrailli yetkililer hakkında tutuklama talebinde bulunmuştu. Bunun üzerine UCM, 21 Kasım’da İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı verdi.

UCM, 1998 Roma Statüsü’nün imzalanmasıyla kurulan bir uluslararası yargı kuruluşudur. Mahkemenin yapısı ve amacını belirleyen hükümleri ihtiva eden Roma Antlaşması’nın 2002’de yürürlüğe girmesiyle mahkeme Lahey’de faaliyete başladı. 2024 yılı itibariyle mahkemenin yargılama yetkisini tanıyan ülke sayısı 124’tür. Mahkeme, Uluslararası Ceza Hukuku’nun(UCH) tanımladığı başlıca dört suçtan birinin işlenmesi durumda bireyleri yargılama ve cezalandırma yetkisine sahiptir. Şunu ifade etmek gerekir ki mahkeme, devletleri değil, tanımlı suçları işleyen ya da emri veren gerçek kişileri yargılamakla görevli bir uluslararası kurum vasfına sahiptir. Bu sebeple mahkeme, İsrail devletini değil, devlet adına karar veren üst düzey İsrailli yetkililer hakkında soruşturma başlatmıştır. Savaş suçu, insanlığa karşı suç, saldırı suçu ve soykırım suçu mahkemenin yargılama yetkisi altında bulunan dört suç tanımıdır.

İsrailli yetkililerin yargılanması nasıl mümkün oldu?

İsrail, mahkemeye taraf olmayan ülkeler arasında yer almaktadır. O halde UCM, İsrailli yetkililer hakkında soruşturma başlatma yetkisini nereden alıyor? UCH’nin ihlali durumunda mahkemenin yargılama yetkisini kullanabilmesinin dört yolu bulunmaktadır. Birincisi, söz konusu suçların Roma Statüsü’ne taraf bir ülkenin vatandaşları tarafından işlenmesidir. İkincisi, Roma Statüsü’ne taraf olmamasına rağmen, herhangi bir ülke kendi sınırları içinde işlenen suçlar dolayısıyla UCM’nin yargılama yetkisini geçici olarak kabul etmesidir. Örneğin, taraf olmamasına rağmen, Vladimir Putin hakkında başlatılan yargılama süreci, Ukrayna’nın mahkemenin yargılama yetkisini geçici olarak tanımasıyla olmuştu. Üçüncüsü, BM Güvenlik Konseyi’nin dünyanın herhangi bir ülkesinde UCH’de tanımlanan suçların işlendiği gerekçesiyle UCM’yi sorumluları yargılamakla yetkilendirmesidir. Burada, suçun işlendiği ülkenin mahkemeye taraf olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Örneğin Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hakkında yürütülen soruşturma yetkisi, Güvenlik Konseyi’nin 2005’te UCM’yi yetkilendirmesiyle verilmişti.

Dördüncüsü, bahse konu suçların Roma Statüsü’ne taraf bir ülkenin sınırları dahilinde işlenmesidir. Burada, suçu işleyen kişilerin bağlı oldukları ülkenin mahkemeye taraf olup olmamasına bakılmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, taraf olmayan bir ülke vatandaşlarının taraf olan bir ülke sınırları içinde suçları işlediklerinde mahkemenin soruşturma kapsamına girmektedirler. İsrailli yetkililer hakkında UCM tarafından soruşturma başlatılması bu yolla gerçekleşmişti. İsrail, Roma Statüsü’ne taraf olan bir ülke olmasa da, Filistin, 2015 yılından itibaren Roma Statüsü’ne taraf olan bir ülkedir. Bu sayede UCM, Filistin toprağı olan Gazze’de İsrailli siyasi yetkililerin emriyle savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlediği gerekçesiyle yargılama yetkisini başlamış bulunmaktır.

Batılı ülkelerin mahkeme kararına tepkisi ne oldu?

Avrupa Birliği(AB) üyelerinin tümü (27 ülke), UCM’nin bireysel yargılama yetkisini tanımaktadır. Öte yandan NATO’nun iki üyesi hariç (ABD ve Türkiye) tüm üyeleri (30 ülke) UCM’nin yargılama yetkisini tanımaktadır. Netanyahu hakkında verilen tutuklama talebine ABD, AB ve NATO ülkelerinin vereceği yanıt, mahkemenin yargılama sürecini yakından etkileme potansiyeline sahiptir. Netanyahu, UCM’ye taraf olan AB ve NATO ülkelerinden birine gittiği takdirde, Roma Statüsü uyarınca gözaltına alınıp, Lahey’deki mahkemeye teslim edilmesi gerekmektedir.

UCM’nin İsrailli yetkililer hakkındaki kararı, ABD, AB ve NATO ülkeleri için turnusol kağıdı niteliğindedir. Zira Mart 2023’te UCM, Rusya Devlet Başkanı Putin hakkında tutuklama kararı verdiğinde bu ülkeler kararı derhal uygulayacakları yönünde açıklamalar yapmışlardı. Şimdi aynı ülkeler, bir yıl önce Putin kararı nedeniyle takdir ettikleri mahkemenin Netanyahu hakkında benzer bir kararı çıkarması nedeniyle köşeye sıkışmış durumdalar. ABD, mahkemeye taraf olmayan bir ülke olarak UCM’nin tutuklama emrinin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, mahkeme ve tutuklama yetkisi bulunan ülkeler üzerinde baskı kurmaya başladı. Bu ortamda Avrupa ülkeleri kendi aralarında bölünerek üç gruba ayrıldılar. Birincisi, kararı uygulamayacağını belirten ülkeler grubudur. Macaristan ve İtalya bu gruba girmektedir. Macaristan kararı uygulamayacağını ikrar etmekle kalmadı, Netanyahu’yu ülkesine dahi davet etti. İtalya ise mahkemeyi hukuki değil, siyasi davranmakla itham etti. İkincisi, süreci takip edeceklerini söyleyerek ikircikli davranan ülkeler grubudur. Almanya, Fransa ve İngiltere bu kategoride yer alan ülkeler. Üçüncüsü ise kararı uygulayacağını söyleyen ülkeler grubudur. İspanya, Hollanda ve Belçika burada yer almaktadır.