Hafta sonu… Yunuseli Havaalanı önünden geçerken sürpriz bir çalışma ile karşılaştık. O sürpriz, Yenişehir Havaalanı’nın açılması üzerine 15 yıl önce uçuşlara kapatılan Yunuseli Havalanı’nda pistin onarılıp yenilenmesi çalışmalarına başlamış olmasıydı.
Aslında…
Bursa kamuoyu, Yunuseli’nin yeniden küçük uçakların uçuşuna açılması ile ilgili atılan adımları ve sürdürülen görüşmeleri biliyor.
Çünkü…
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe seçim sürecinde de dillendirdiği gibi, Yunuseli Havaalanı’nı yeniden kente kazandırmak istiyor.
Bu doğrultuda da…
Büyükşehir Belediyesi ile Türk Hava Kuvvetleri arasında sürdürülen görüşmelerin olumlu ilerlediğini duyuyorduk. Kapalı havaalanı önünden geçerken gördüğümüz pistte inşaatın başlaması işte bu görüşmelerin sonuçlandığı anlamına geliyor.
Nitekim…
Ulaşabildiğimiz kaynaklar; Türk Hava Kuvvetleri’nin, artık havacılık eğitimi veren Işıklar Askeri Lisesi’nin de yararlanması koşuluyla Yunuseli Havaalanı’nın sivil uçakların inip kalkmasına onay verdiğini söylediler.
Yine…
Ulaşabildiğimiz bilgilere göre, Yunuseli Havaalanı 15 yıl sonra yeniden açılma aşamasına gelirken, sivil uçaklar görerek uçuş yöntemiyle inip kalkabilecekler.
Bu kapsamda…
Pist ve kule kullanımı Türk Hava Kuvvetleri’nde olmak üzere, havaalanının yolcu terminali, uçakların bakımlarının yapılabileceği hangar, itfaiye gibi yapılarıyla birlikte, 15 yıldır kullanılmadığı için pistin bozulan bölümlerinin onarılıp yenilenmesi çalışmaları Büyükşehir tarafından yürütülüyor.
Çalışmalar sırasında havaalanının kulesi de elden geçecek.
Açıkça söylemek gerekirse…
Bursa gibi hem kendi, hem de hedefleri büyüyen bir kentin merkezinde küçük sivil uçaklar için havaalanı olması çok önemli.
Nitekim…
Yunuseli uçuşlara açıkken Bursa’da 24’e kadar çıkan sivil küçük uçak sayısın şimdilerde 2’ye inmesi de bunu gösteriyor.
Bir yanda…
Bugün arzu edilen ölçülerde çalıştırılamasa bile uluslararası uçuşlar yapılabilen Yenişehir Havaalanı var. Buna kent merkezinde küçük uçaklar için bir havaalanı daha eklenmesi Bursa’nın gelişimi ve hedefleri için gerekli.
Açıkça söylemek gerekirse, iki havaalanı Bursa’ya yakışır.
Sıra ikisini de çalıştırabilmeye geliyor.
Çılgın proje raftan iner mi?
Arşivimize baktık… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önemseyip çılgın proje tanımladığı Kanalistanbul için teklifleriyle dikkati çeken Mimar Serdar İnan’ın gündeme getirdiği Marmara Denizi Çevresi Demiryolu Ring Hattı projesi vardı.
18 Eylül 2011 günü bu sütunlardan paylaştığımız proje Körfez Köprüsü yanına yapılacak demiryolu köprüsü ile denizi geçecek trenin Yalova-Gemlik-Mudanya-Zeytinbağı-Karacabey yakınlarından güzergahla Bandırma’ya ulaşması, Çakankkale Boğazı’nı geçip Gelibolu-Tekirdağ-Çerkezköy üzerinden İstanbul’a dönmesi öngörülüyordu.
Gelinen nokta o projeyi anımsattı.
Mücadele için kuruldu, misyon derneği oldu: Bal-Göç
Bazı sohbetler vardır, günü konuşmaktan geçmişte kalanları anımsatıp yeniden ortaya çıkarır… Bal-Göç Genel Başkanı Yüksel Özkan’ın yönetimiyle birlikte yaptığı ziyaret böyle oldu.
Meğer…
17 Ocak Bal-Göç’ün kuruluş yıldönümüymüş. Geçen yıl ve önceki yıl kutlamışlar. 17 Ocak 2015 Cumartesi günü de derneğin kuruluşunun 30. yılı olarak üçüncü kez kutlama yapacaklar.
Yüksel Hoca öncelikli olarak bizi kutlamaya davet etti.
Çünkü…
Bal-Göç’ün bizim için çok özel bir yeri var. Daha açık söylemek gerekirse, Bal-Göç’ün kuruluşunu yaşadık, mücadelesinin geçmişinde varız. Zaten, Yüksel Özkan ve yönetimiyle 30 yıl önce yaşananlar üzerine sohbet ettik.
O dönem…
Çalıştığımız Hakimiyet Gazetesi’nin sahibi olan rahmetli Mümin Gençoğlu her şeyini Bulgaristan’da zulme uğrayan soydaşlar için ortaya koydu. Dünyanın her yerinde asimilasyonu anlattı, Jivkov rejimini salladı.
Diplomasi ve ticari ilişkiler gereği resmi tepki pek gösterilemiyordu.
Dönemin Başbakanı olan rahmetli Turgut Özal ve Dışişleri Bakanı olan Mesut Yılmaz’ın yönlendirmeleri ve destekleriyle Mümin Gençoğlu genel merkezi Bursa’da olan Bal-Göç’ü kurdu.
Bizler de, hem asimilasyonun duyurulması, hem dernek çalışmalarının yansıtılmasında büyük bir heyecanla yer aldık.
Aradan 30 yıl geçmiş. İnsan “Hey gidi yıllar” demeden edemiyor.
Sohbette…
Şu gözlemimizi de Bal-Göç yönetimiyle paylaştık:
“Bal-Göç mücadele amacıyla kuruldu. Fakat Bulgaristan’da rejim değişti. Doğal olarak, Bal-Göç de bugün pozisyon değiştirip misyon ve dava derneği oldu.”
Tespitimize…
Bal-Göç Genel Başkanı Yüksel Özkan da katıldı. Ancak, rejimin değişmesi, oradaki Türkler için sorunların çözüldüğü anlamına gelmiyor.
Onu da Yüksel Hoca şöyle anlattı:
“Bulgaristan’da Türklere karşı aşırı milliyetçilerin körüklediği ırkçılık hareketleri var. 240 sandalyeli parlamentoda 30 sandalyeye sahip olan ırkçı partiler bunu körüklüyorlar.”
Yani…
“Yani buralarda çok fazla hissedilmese bile, Bulgaristan’da Türkler üzerine oynanan oyun giderek ağırlaşıyor.”
Haftaya Bal-Göç kongresi var
1985 yılında genel merkezi Bursa olarak kurulan Bal-Göç’ün bugün 9 şubesi var. Ayrıca, göçmen dernekleri federasyonunun da çatı kuruluşu.
Kuruluşunun 30. yılında Bal-Gök aynı zamanda kongre süreci de yaşıyor. Nitekim Bandırma, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Görükle, Osmangazi, Orhangazi, İznik, Kestel, İnegöl şube kongreleri tamamlandı.
Şimdi sırada, 21 Aralık Pazar günü Merinos’taki Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapılacak Bal-Göç Genel Merkezi kongresi var.
Kongrede Yüksel Özkan yeniden ve tek aday.