Cumartesi akşamı… Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile sohbet ederken, her zamankinden daha heyecanlı gördük.
Söze şöyle başladı:
“Otomotiv Test Merkezi ile ilgili neredeyse şehir efsanesi oluşmuştu. Yapılacak mı, yapılmayacak mı diye spekülasyonlar üretiliyordu.”
Şunun altını çizdi:
“Önemli bir nokta da şu: Otomotiv Test Merkezi’ni yapmak isteyen başka iller vardı. O nedenle, bu yatırımın başka illere gitme kaygısı yaşandı.”
Şunu söyledi:
“Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Faruk Özlü ile birlikte imzaladığımız protokolle tüm bu şehir efsaneleri ve kaygılar sona erdi.”
Nedenini şöyle ifade etti.
“Çünkü, bu protokolle birlikte Otomotiv Test Merkezi için somut bir adım atılmış oldu. Mutluluğumuz bundan.”
Ardından…
“Önce Karacabey’de TİGFM arazisi düşünülmüştü, orası olmayınca Yenişehir’de karar kılınmıştı” anımsatmasını yapıp devam etti:
“Bu projede herkesin büyük emeği var, tüm arkadaşlarımızla birlikte yaptık. Örneğin Bursa Milletvekilimiz Hüseyin Şahin B ey çok çaba harcadı, emek verdi.”
Şunu ekledi:
“Bakanlarımız Mehmet Müezzinoğlu Bey ve Efkan Ala Bey hep destek verdiler. Kısacası, tüm arkadaşlarımızın çabasıyla bu noktaya geldik.”
Sonra da…
“TÜBİTAK’ın da katılacağı proje 4 bin 350 dönümlük alana yapılacak. 13 test pisti ve 7 laboratuar yapılacak. Türkiye’de üretilen otomobillerle yan sanayi üretimleri burada test edilecek.”
Şuna özel vurgu yaptı:
“Projenin bir ayağında da savunma sanayii var. Çünkü, yerli üretim kara savunma araçlarının testleri de burada yapılacak.”
Protokolle atılan somut adımdan sonraki fiziki adım hedefini de açıkladı:
“İnşallah 2018 yılının ikinci yarısında Test Merkezi’nin ilk pisti için kazmayı vuracağız. Artık test için yurt dışına ürün göndermeyeceğiz.”
Merak edilen bir nokta da şu:
Yerli otomobil için adımlar atılırken Yenişehir’deki Otomotiv Test Merkezi acaba yerli otomobili Bursa’ya getirir mi?
Soruya…
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun cevabı şu oldu:
“Bursa’nın bu konuda parametreleri çok iyi. Onun için de, Bursa çok şanslı.”
Yenişehir önemli bir merkez oluyor
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu sohbetimiz sırasında Yenişehir’in yükselen yıldızına da dikkat çekti.
Dedi ki:
“Otomotiv Test Merkezi ile birlikte Yenişehir’in önemi artacak. Test ödemeleri için yurt dışına giden önemli meblağ da Yenişehir’de kalacak.”
Diğer adımlarıysa şöyle açıkladı:
“Yenişehir Havaalanı’nın kargo taşımacılığına uygunluğu inceleniyor. Böylece havaalanını da çalıştırmış olacağız. Hızlı tren için de Yenişehir önemli bir merkez olacak.”
Siyasete değil, ülke için göreve hazır: Çağlar’ın gündem bakışı
15 Şubat 1999’da Apo’nun Kenya’dan paketlenip getirilişinde uçağını tahsis ederken yalnızca ülke sevgisiyle hareket ettiğini yakından bilenlerdeniz.
Programda…
Hakan Çelik’in yönelttiği “Siyasete dönüyor musunuz?” sorusuna “Siyaset bizden geçti, dönmeyi düşünmüyorum, ama ülkemin bana ihtiyaç duyduğu her göreve hazırım” derken de aynı içten yaklaşımını sürdürdü.
Nitekim…
Rusya ile uçak düşürülmesi sonrası yaşanan krizin ortadan kaldırılması ve iki ülkenin dostluğuyla “bölünme haritalarının masanın üstüne çıkarıldığı Ortadoğu’ya barış getiren sürecin açılması” da kimseye hissettirmeden aylarca sürdürdüğü Moskova-Ankara ziyaretlerinin sonucu oldu.
Öyle ki…
Antalya’da turizmciler “Rus turistlerin dönmesini sağlayıp krizdeki turizmi ayağa kaldıran” çabaları nedeniyle Çağlar’a vefa plaketi verdiler.
Bütün bunlar ülke adına içtenlikle yapılan çalışmalar elbette.
Bununla birlikte…
CNN Türk ekranında Cavit Çağlar’ın gündeme ilişkin yorumları da çarpıcıydı.
Özellikle…
Erdoğan ve Putin’in bütün oyunları bozduğunu söyledi. Amerika konusu açıldığında, kendisine yapılanlar nedeniyle “Ben bu konuda yaralıyım, onun için konuşmayayım” dedi, ama 1 Mart tezkeresinin intikamı duygusuyla Amerika’nın hareket ettiğini belirtip şu yorumu da yaptı:
“Eski dönemler geçti, Amerika’nın ‘Ben büyüğüm düşüncesiyle’ bizi sıkıştırması yanlış. Dünyada bu yok artık. Ne yapmış Türkiye? Bir şey yapmamış ki. Sen gel Türkiye ile NATO’daki işbirliğini konuş, ekonomik işlerini konuş.”
Beklentisi ve mesajı şu:
“Türkiye her zaman Amerika’nın müttefiki. Şahıslarla uğraşmayı bırakacaklar. Türkiye’mizle yine eskisi gibi diyalog kurarlarsa çok güzel olur. Ben aklı selimin galip geleceğine inanıyorum.”
Mudanya Yolu geceleri ralli pisti gibi
Mudanya Yolu’nda cuma akşamı, Doğru Hakimiyet’te yıllarca birlikte çalıştığımız İsmet Kanşıra büyüğümüzün çocukluğunu bildiğimiz oğlu Güray Kanşıra’nın da aralarında bulunduğu ve 4 kişinin yaşamını yitirmesi, 10 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan kazayı duyunca “Bu kaçıncı?” diye bir ses yükseldi içimizden.
Gerçi…
İfade ederken “kaza” diyoruz, ama Mudanya Yolu’ndaki trafik kazalarının kaza ile pek ilgisi yok.
O yolu kullandığımız için biliyoruz, geceleri adeta ralli pistine dönüyor. Kimi sorumsuz sürücülerin hız yapıp makas atarken yol açtıkları kazaları önlemenin ve trafik güvenliğini sağlamanın bir yolu olmalı.