Eşi… Franziska Arıcı ile birlikte arazide tek tek belirlediği leyleklerle Eskikaraağaç’ın kaderini değiştirdi. Uluabat kenarındaki Eskikaraağaç’ın leylek köyü olmasında Prof. Dr. İsmet Arıcı’nın çok emeği var.
BUÜ Ziraat Fakültesi’nden emekli olsa da tarımsal üretime duyarlılığı devam ediyor. Özellikle, Türkiye’ye öncülük ettiği arazi toplulaştırması konusuyla tarımsal üretimin arttırılması için düşünce üretiyor.
Sohbet ederken…
“Sorunun başlangıcını arazilerin parçalanması oluşturuyor. Miraslarla parçalanıp küçülen araziler tarım yapılamaz hale gelince köyler terk ediliyor, genç de kalmıyor.”
Düşüncesi net:
“Tarımla ilgili yapılacakların başında bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Bunun için de köylerde yaşayanların toprak sahibi yapılması, ya da toprağının büyütülmesi gerekiyor.”
Dikkat çektiği şu:
“Tarla 1 kişinin üzerine, ama Tapu’da onlarca hisseli olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü miraslarla arazi sürekli parçalanmış. Böyle bir arazide tarım yapılabilir mi?”
Bu noktada…
Miras yasasının oybirliğiyle çıkmasına karşın uygulamaya yönelik adım atılmadığını vurgulayan Prof. Dr. İsmet Arıcı, çözümü şöyle görüyor:
“Güvenceli toprağı olmayınca köyde ne insanı tutabilirsiniz, ne işletmeler yaşar. Arazilerin parçalanıp küçülmesiyle tarihli çiftlikler kalmadı.”
Çarpıcı bir rakam verdi:
“Türkiye’de 40 milyon insanın köyde arazisi var. Nüfusun yarısı kırsalda arazi sahibi. Demek ki araziler hep hisseli. 3 milyon çiftçi, 40 milyon hisseli var.
Radikal önerisi şu:
“Tarımla ilgisi olmayanların arazilerini bir şekilde köyde yaşayan, tarımla uğraşanlara aktarmak gerekir. Tabii sosyal güvencenin de olması gerekir.”
Şunu da ekledi:
“Avrupa 1950’den beri bunu yapıyor. Bizde de parçalanmış tarım arazileri büyük işletme haline getirilmeli.”
Kozadan ipek çekmeyi İstanbul’da anlattı
El sanatları çalışmalarıyla bildiğimiz Elif Kamacı Efe bu yıl 22.’si düzenlenen Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’nde hem ipek böceği ve kozayı anlattı hem de kozadan çekilen ipeğin sanata nasıl dönüştüğünü gösterdi.
Volkan Hoca öneriyor: Orman yangınlarına karşı neler yapılabilir?
İşte…
Bu yangınların önlemek için yapılabilecekler önerisi BUÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Akyol’dan geldi:
Bir…
“Bir aylık ormana giriş yasağı olumlu, ama sezon boyu giriş yasaklanmalı.”
İki…
“Ormanlarda mangal yakılması, kırıldığında güneş yansımasıyla yangına yol açan cam şişe gibi ürünlerin ormana sokulması yasaklanmalı.”
Üç…
“Ormanlara ve ormana giden yollara kamera sistemi kurulmalı. Benzin istasyonlarında izleme merkezleri olmalı.”
Dört…
“Piknik alanları sorumluluğu köylere verilmeli, orman köylüleri 6 ay orman korucusu gibi çalıştırılmalı.”
Beş…
“Arazi sahiplerinin otları temizlemeleri sağlanmalı. Orman içi yangın yollarının kontrol ve bakımı sürekli yapılmalı.”
Sahnede iyilik: Yaşamı yeşertme bağışı
Cuma gecesi de…
Orman yangınları üzüntüsüyle çıktığı sahnede örnek bir davranış sergiledi. Orkestrasıyla beraber, gecenin gelirini, yanan ormanların yeşermesi için TEMA Vakfı’na bağışladı.
O bir tarih tiryakisi: Okudu, araştırdı, Cumhuriyet’in 77 kurucusunu yazdı
O yılları anlatırken “Gazetenin sahibi Galatasaray mezunuydu, ondan çok şey öğrendim” diyor. 15 yıldır Bursa’da yaşayan Göbüt’ün kendini anlatırken kullandığı bir ifade dikkatimizi çekti:
Tarih tiryakisi.
Okumayla, merakla, tarihe yoğunlaşmış, kuruluş felsefesini benimseyen 300’den fazla öğrenci yetiştirmiş. Konferanslarla, yazılarla bilgi paylaşmış. 30 bin kitaplık kütüphanesini de mirası görüyor.
Biz de…
Mustafa Kemal Paşa – Kurucu İrade adlı kitabını imzalayıp getirdiğinde tanıştık. 700-1000 civarındaki Cummhuriyet’in kurucularından seçtiği 77 kahramanı anlattığı kitabının bir de farkı var:
El yazısıyla yayınlamış.
İmbikten süzer gibi hazırladığı kitap, kurucu kahramanları yaşatıyor.
Geleceğin okçuları Panorama’da yetişiyor
Böyle bir heyecan içindeyken de, Panorama 1326 Fetih Müzesi etkinlikleri kapsamında, geçmişin görkeminde geleceğin okçularının yetiştiğini öğrendik.
Okçuluk eğitimi her cumartesi-pazar 12.00-17.00 saatleri arası ücretsiz.