Çin’de 7. günümüz… İstanbul-Shanghai arası 11 bin kilometre. Biz biraz daha güneyde ve tropikal iklim koşullarının hissedildiği Donyang’dayız ve burada 3. günümüz.
Bulunduğumuz kent Donyang ilk adım attığımız Shanghai ve ardından 3 gün kaldığımız sanayi kenti Taizhou’ya göre daha küçük. Fakat, burası Çin’in daha çok sanatsal yönü ve tarihiyle ilgili yönüyle biliniyor, inşaat sektörünün de merkezi. Müzesinde de 8 bin yıllık bir ahşap kayık sergiliyor.
Buna karşın…
Bir kulağımız Türkiye’deki gelişmelerde.
İşte…
Böyle bir ortamda Türkiye-Çin ilişkileri ve özellikle son dönem Türkiye’de çok dillendirilen Türkiye-Rusya-Çin üçlü ilişkileri üzerine sohbet ettik.
Daha doğrusu…
Türkiye merkezli bölgesel ilişkilere Çin tarafının bakışını öğrenme fırsatı bulduk.
Öncelikli konumuz Türkiye-Çin ilişkileri oldu. Dinlediğimiz görüş şu:
“Türkiye-Çin ilişkilerinin gelişmesini çok önemsiyoruz. Özellikle ekonomik işbirliğinde iki ülke da yakın olmalı ve birlikte yatırımlar yapmalıyız.”
Nedeni şu:
“Çünkü iki ülkenin birlikte hareket etmelerinde hem iki ülke açısından, hem önümüzdeki süreç açısından çok büyük yarar var.”
Türkiye-Çin-Rusya üçlü ilişkisi Çin’den nasıl gözüküyor?
Şu cevabı aldık:
“Türkiye-Çin-Rusya üçgeni diplomatik olarak mümkün, ama doğru bir ilişki olmaz. Çünkü devletlerin ikili ilişkileri daha önemli. Üçlü ilişkilerde sorun çıkma olasılığı var ve o nedenle gerekli de değil.”
Şunun altı çizildi:
“Çin ikili ilişkilerden yana.”
Şunu da sorduk:
Çin’in yanı başındaki Kuzey Kore ile Amerika arasında dünyayı da rahatsız eden ciddi bir kriz var. Çin bu krize nasıl bakıyor?
Şu cevabı aldık:
“Başından beri Çin aynı şeyi söylüyor. Kuzey Kore füze atmayı, Amerika Birleşik Devletleri de Kuzey Kore yakınında tatbikat yapmayı bırakmalı.”
Bu noktada…
“Genel bir algı var… Batı, Çin’in isterse Kuzey Kore’yi durdurabileceğini düşünüyor” dediğimizdeyse şu cevabı aldık:
“Evet, bizim Kuzey Kore’yi durdurabileceğimiz gibi bir algı var, ama bu doğru değil. Çünkü Kuzey Kore bağımsız bir devlet, kimsenin yavru vatanı değil.”
Bakış şu:
“Burada ssıl sorun Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Kore arasında. Bu iki devlet sorunu doğrudan çözebilirler. Çin’in Kuzey Kore’ye baskı yapıp meseleyi çözmesi doğru olmaz. İkisi aralarında çözmeli.”
Şuna da özel bir vurgu var:
“Çin yanı başında bir savaşı asla istemez. Buradaki taraflardan kim savaşa başlıyorsa biz karşıyız.”
Çin-Rusya ilişkilerinde Türkiye’nin yeri
Gerçi… Çin’de görüştüğümüz hiçbir yetkilinin ağzından duymadık, ama Çin’i Rusya ilişkilerinde ihtiyatlı olmaya iten bazı nedenler, sahada hissediliyor.
Örneğin…
Ekonomik olarak sanayi devrimi başlatan Çin’i, bölgedeki devletler ve milletlerle ilişkileriyle de değerlendirmek gerekiyor. Çünkü, Çin coğrafyası, Sovyetler sonrası bağımsız kalan Türki devletleri de ilgilendiriyor.
Yani…
Bu coğrafyada Çin ve Rusya yakın gelecekte Türki devletler sahasında rakip olabilirler. Türkiye de böyle bir olasılıkta kilit role gelebilir.
Çin’deki milletleri görünce akla gelenlerden biri de bu.
Çin’in 3 kritik tarih için 3 büyük hedefi var: 2021, 2025, 2049!
Görüşmemizde…
2025 Planı’nın ne anlama geldiğini sorunca şu cevabı aldık:
“Çin bugüne kadar başkalarına fason üretim yaptı. Kendi markalarımız için kendi akıllı teknolojilerimizle kendi ürünümüzü üretmek istiyoruz.”
İlk hedef şu:
“2025 hedefli plan bu. O tarihe kadar inovasyonumuzu tamamlamak istiyoruz.”
Şu da önemli:
“Avrupa sanayide 4.0 devrimini yaptı. 2020’de buna hazır ve rekabet ediyor olmak istiyoruz. 2025 sürecin tamamlanma hedefi.”
Şu nokta stratejik önem taşıyor:
“Ekim ayı ortasında yapılacak Çin Komünist Partisi kurultayı önemli. Çünkü ÇKP’de yönetim 5 yıllığına ve genelde 2 dönem seçiliyor. Bugünkü yönetimin ilk 5 yılı doluyor. İkinci 5 yılda hedeflerine ulaşmış bir Çin bırakmak istiyorlar.”
Burada da…
İki kritik tarih ve 2 büyük hedef var:
Bir…
“2021 ÇKP’nin kuruluşunun 100. yılı. Bu tarihe kadar yoksulluğu ortadan kaldırıp refahı yaymak ana hedef. Bu hedefte, toplumda orta gelir düzeyi sınıfını oluşturmak da var.”
İki…
“2049 da Mao’nun Çin Halk Cumhuriyeti’ni kurmasının 100. yılı. Bu tarihte de yoksulluğu kaldırıp orta gelir düzeyi sınıfını tamamlamayı hedefindeyiz.”
Çin’in hedefi dünya liderliği mi?
Sanayi devrimini ve bunu gerçekleştirme coşkusuyla yakalamayı hedeflediği ekonomik gelişim, Çin’in dünya liderliğine koştuğu izlenimi veriyor.
Gördük ki…
Çin yönetimi bu konuya temkinli yaklaşıyor:
“Bizim dünya liderliği gibi bir hedefimiz yok. Çünkü, liderin işi çok olur. Oysa bizim daha yapacağımız kendi işlerimiz ve üstesinden gelmemiz gereken kendi sorunlarımız var. Bunun bilincindeyiz.”