Tam da… Dünya Gazetesi’ndeki Eko/Analiz köşesinde Alaattin Aktaş’ın seçim sonucu değerlendirmelerini okuyorduk.
Yazısında…
Şu anda siyasi partilerin önbeyan aşamasında oldukları koalisyon ile ilgili formül aşamalarını yorumlayıp “Koalisyon ya da azınlık hükümeti kurmak hiçbir şekilde mümkün olmazsa, geriye tek çıkış yolu kalıyor: Erken seçim” diyor ve ekliyor:
Büyük olasılıkla bu yılın sonbaharında yeniden sandığa gideriz. Ama yine büyük olasılıkla, bu seçim sistemiyle değil.
Bu noktada…
Önemli bir noktaya şu cümlelerle dikkat çekiyor:
2002 genel seçimi, üçlü koalisyonu oluşturan DSP, MHP ve ANAP’ı yüzde 10 barajının altında bırakmıştı. Yani barajı aşağı çekme fırsatı olan bu üç parti, lehlerine gördükleri yüzde 10’un altında ezildiler.
Şimdi de barajı kaldırmaya hiç yanaşmayan AKP, bir anlamda üçlü koalisyonun düştüğü durumda.
Şu bölüm çarpıcı:
Eğer 7 Haziran seçiminde yüzde 10 baraj olmasa, HDP o kadar emanet oy alamayacak ve 80 milletvekili çıkaramayacak, AKP ise daha fazla sandalyeye sahip olacaktı.
Tahmini şu:
Bir erken seçim gündeme geldiği takdirde, eğer baraj değiştirilmezse şimdikinden çok farklı bir tablo ortaya çıkmayacaktır.
Devam ediyor:
Ama baraj yüzde 5’e, ya da 3’e düşürülürse, HDP daha az milletvekili çıkaracak ve bu AKP’ye yarayacak, ancak Saadet Partisi’nin barajı geçme olasılığı karşısında bu da AKP’nin dezavantajı olacaktır.
Biraz daha ilerisiyle ilgili beklenti ortaya koyuyor:
Erken seçime gidildiği takdirde, AKP’nin tek başına iktidar olmasına en büyük katkıyı, barajın düşürülmesi yapacaktır.
İşte…
Tam da Alaattin Aktaş’ın yorum ve tahminlerini okurken, Ankara’da siyasetin içinde olan ve zaman zaman görüştüğümüz dostumuz aradı.
Okuduklarımızı onunla da paylaştık.
“Bak sana şimdiden söyleyeyim” diye söze başladı ve şunu söyledi:
“AK Parti Genel Merkezi’nde devam eden değerlendirme toplantıları sonunda, eylül ayında yapılması gereken kurultay ağustos ayına çekilecek.”
O da, Dünya Gazetesi yazarı gibi düşünüyor:
“Kurultayı bir ay bile olsa öne çekmenin nedeni belli. AK Parti yıl sonunda yeni bir seçime hazırlanıyor. Bu seçim ekim ayında mı olur bilemem, ama bu yıl olacağa benziyor.”
Fakat…
Bu işler planlandığı, ya da tasarlandığı kadar kolay yürümüyor. Örneğin, seçime gidilen yol için öncelikle koalisyon girişimlerinin başarısız olması ve hükümetin kurulamaması gerekiyor.
Ankaralı dost da benzer düşünüyor:
“Eğer hükümeti kurma görevi sırayla 4 lidere de verilirse ve sonuç alınamazsa, seçime gitmek üzere cumhurbaşkanı tarafından bir kriz hükümeti kurulabilir.”
Senaryolar gerçekten ilginç. Bakalım neler olacak?
MHP il başkanlarını Ankara’ya çağırdı
Seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelere ilk AK Parti Genel Merkezi başladı. Şimdi de MHP Genel Merkezi bu konuda 3 aşamalı adım atıyor.
İlk adım bugün yapılacak MHP Başkanlık Divanı toplantısında seçim sonuçlarının ele alınmasıyla atılacak. Ardından 12 Haziran’da Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yeni seçilen milletvekilleriyle tanışacakları toplantı var.
Ankara’da 14 Haziran Pazar günü saat 14.00’te ise MHP İl Başkanları ve belediye başkanları toplantısında seçim sonuçları enine boyuna ele alınacak.
CHP İl Başkanı annesi için Ordu’ya gitti
CHP İl Başkanı Zafer Yıldız aslen Ordulu bir aileye mensup. Aile büyükleri de halen Ordu’da yaşıyor.
Seçim yorgunluğunu üzerinden atamadan, pazartesi akşamı aldığı haberle apar topar Ordu’ya hareket etmek zorunda kaldı. Çünkü, annesi Fatma Yıldız’ın evde görünmez kaza sonucu düşüp bacağını kırdığını öğrendi.
Dün ameliyata alınan Fatma Yıldız’ın sağlık durumu iyi. CHP İl Başkanı Zafer Yıldız da bugün Bursa’da olacak.
AK Parti, aday göstermediği halde dağdan nasıl oy aldı?
Liste ilginç…
MHP’nin ikinci, CHP’nin dördüncü sırada aday gösterdiği dağ yöresinden AK Parti onbeşinci sırada Osman Mesten’i aday gösterdi.
Yani…
MHP ve CHP seçilebilecek sıralara aday koyarken, AK Parti seçilemeyecek sırada ve listenin sonlarında dağlı adaya yer verdi.
Bu da yörede tepkiyle karşılandı. O tepkilere bakanlar, dağ yöresinden bu kez AK Parti’ye oy çıkmayacağını düşündüler. Fakat, daha önceki seçimlerde olduğu gibi, dağ yöresindeki 4 ilçede de AK Parti diğer partilere fark attı.
İşte…
Pazar akşamından beri bu nedenle “AK Parti aday göstermediği halde dağ yöresinden nasıl oy aldı?” sorusuna cevap aranıyor. Meslektaşımız Mustafa Özdal da dün konuyu köşesine taşıdı.
Aslında…
Yıllardır değişik konularda AK Parti’ye tepki gösteren dağ yöresi seçmeninin her seçim oylarını AK Parti’ye vermesi sosyolojik inceleme bile gerektirir.
Ne var ki…
Bu incelemeden önce dağ yöresi için gönül insanı dendiğini göz önüne almak gerekiyor. Dağ yöresindekiler kendilerine içten davranana karşı vefa gösterirler.
Anımsıyoruz da…
Aday listeleri sonrası dağ ilçelerinden AK Parti’ye tepki yükseldiğinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe kendini göstermişti:
“Dağ yöresinin milletvekili benim. Her ihtiyacınızı bana söyleyin, ben her zaman yanınızdayım.”
Nitekim…
Seçim kampanyası boyunca Altepe’nin en sık gittiği bölge dağ yöresi oldu. Dağ ilçelerine ve köylerine Büyükşehir elini sürekli uzattığı için ayrı bir sevgisi olan Başkan Altepe’yi gece yarısı bile köylerde büyük kalabalıklar karşıladı.
O nedenle…
Kendilerine sahip çıkıp el uzatana önem veren ve gönül insanı olan dağ yöresi seçmeni, 7 Haziran’da da oylarını AK Parti’ye verdi.
Kadir Koçdemir’den ilanlı teşekkür
Bursa’dan seçilen 18 milletvekili arasındaysa çok özel teşekkür ilanı dikkatimizi çekti.
MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir gazetelere verip sosyal medyada da paylaştığı ilanda, “Teşekkürler Bursa” diyerek başlıyor ve “Siz asaleti iman hamuruyla yoğrulmuş necip ecdadın asil ve erdemli evlatları olduğunuzu gösterdiniz. Şimdi sıra bizde” diyor.
İmzasını da “Bursa’nın hayırlı evladı” olarak atıyor.