Uzaklardayken bile yöresinden hiç kopmadı, Bursa ile hep iç içe oldu.
Şimdiyse…
MHP Bursa Milletvekili olarak millete ve yöresine bu kez de siyaseten hizmet ediyor. Mülki idare amirliğinin verdiği deneyimle de çıkış projeleri üretiyor.
Örneğin…
Hafta sonu ziyaretimize geldiğinde sohbetimiz sırasında çok farklı bir değerlendirmeyle başlayıp çok özel bir kalkınma projesi ortaya koyarken öncelikle şuna dikkat çekti:
“Türkiye’deki 800 ilçe arasında Bursa’nın ilçeleri sıralamada çok büyük değişkenlik gösteriyor.Örneğin Gemlik 48, Büyükorhan 717. sırada.”
Şunu vurguladı:
“Sıralamadaki yerine bakarsak, Büyükorhan örneğindeki dağ yöresinin Şırnak ve Hakkari ilçelerinden bile kötü durumda olduğunu görüyoruz.”
Yöresel bazda kalkınma ve gelişmişliği sağlamak için klasik teşvik uygulaması yerine başka bir yol bulunması gerektiğini vurguladıktan sonra şunu söyledi:
“Günümüzde artık yalnızca para kazanılması da yetmiyor. Kazanılan parayı yerinde harcayabilmek daha önemli hale geldi.”
Şuna işaret etti:
“Ne yazık ki bizim büyük kent anlayışımızda ilçelere pek yer yok. Sosyal hayat ilçede olmadığı için insanlar araçları ya da otobüslerle başka yerlere gidip dönüyorlar.”
Şunu ekledi:
“Organize sanayi bölgesi olan ilçelerimiz var. Fakat insanlar OSB’lerde çalışıp para kazansalar da buralarda yaşayamıyorlar. Oysa esas olan, kazandıkları parayı kendi yöresinde harcayabilmesi.”
Bu noktada…
Yöresel ekonomik gelişmenin en basit başlangıcı olarak yerinde sosyalleşme modeli ortaya koyan Koçdemir, basit başlangıç noktası formülünü de gösterdi:
“İlçelerde ekonomik faaliyeti ucuzlatmak gerekiyor. Sosyal ve kültürel faaliyetleri teşvik etmek gerekiyor. Bunlar yapılmalı ki halk yerinde yaşamayı seçsin, başka yere ihtiyaç duymasın.”
Önerisi şu:
“Teşvik programları yapılırken sadece ekonomik düşünülmesin. Kültür, sanat, bilim, sosyal hayat da teşvik kapsamına alınsın.”
Koçdemir’den yeni teşvik içeriği önerisi
İlçeleri yalnızca para kazanılan olmaktan çıkarıp paranın harcanabildiği yer haline getirecek yerinde sosyalleşme öneren MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir, bu kapsamda bir de yeni teşvik içeriği gündeme getirdi.
Öneri…
İki aşamada yerel hareketlilik sağlamayı hedefliyor.
Bir…
“İlçelerde sosyal yaşamın gelişmesi için öncelikle lokanta, eğlence, kültür-sanat etkinliklerinden alınan vergiler düşürülmeli.”
İki…
“Sektörel teşvikler kalmalı, ama her ilçeye göre vergi ayarlamaları olmalı. Örneğin, Gemlik’tekiyle Orhaneli’ndeki lokanta aynı vergiyi ödememeli.”
En yüksek KDV oranı kayıt dışı yapılan işleri tetikliyor
Sorunu en ciddi yaşayan sektörler arasındaysa boya-badana-dekorasyon-yalıtım uygulamacıları geliyor.
Nitekim…
Bursa Boyacılar ve Dekorasyoncular Odası Başkanı Ferhat Daysalı sektörün yaşadığı bu duruma dikkat çekerken şunun altını çiziyor:
“Bizim en büyük sorunumuz olan KDV ne yazık ki devletin gözünden kaçıyor. Çünkü, sektörümüzde yüzde 18 KDV uygulanması kayıt dışılığın en büyük tetikçisi.”
Şunu da ekliyor:
“Yüksek KDV’den en çok etkilenen de ısı yalıtım işleri oluyor. 2017’de zorunlu olacak mantolama işlerinin maliyeti yüzde 18 KDV ile arttığı için site yönetimleri de farklı arayışlara yöneliyor.”
Dikkat çektiği kritik nokta şu:
“Mantolamayı genelde site yönetimleri yaptırıyor. Fakat site yönetimleri KDV beyanından muaf. O nedenle işi belgesiz yaptırma yolunu seçiyorlar. Öyle olunca da hem sektörde haksız rekabete yol açılıyor, hem de devlet vergi kazancından oluyor.”
Önerisi şu:
“Sektördeki sorunu ortadan kaldırmak için mümkünse mantolama işleri KDV’den muaf olmalı değilse de KDV oranı makul seviyeye düşürülmeli.”
Ev alırken ısı yalıtımı kimse sormuyor
Bursa Boyacılar ve Dekorasyoncular Odası Başkanı Ferhat Daysalı son dönem sektörün en önemli işi haline gelen mantolama konusunda, tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelik Isı Yalıtım Kongresi düzenleyeceklerini açıkladı.
Oda olarak nisan sonu ya da mayıs başında gerçekleştirecekleri kongre için geniş tabanlı bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Daysalı, tüketicilere şöyle seslendi:
“Ev alırken musluğu, mutfaktaki eviyesi, kapıların kolları inceleniyor, ama kimse ısı yalıtımını sormuyor. Oysa en çok para tutan maliyet bu.”
Yoldaki toprak kaymasına bir şey yok, yayalara yasak!
Burgaz’ın halk plajı olan Beyazkayalar’ın tam üstündeki toprak kaymasıyla yolun bir bölümü deniz kenarına indi. Aynı yerde 4 yıl kadar önce yine heyelan olmuş ve plajdaki çay bahçesi her şeyiyle toprağa gömülmüştü.
Yeni Mudanya-Gemlik yolu inşaatında çalışan kamyonların da yoğun kullandığı bölümde yaşanan ikinci ciddi heyelana ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir şey yapılmadı.
Yalnızca…
Toprak kayan yere kırmızı plastik şerit çekildi.
Buna karşın…
Sahildeki yürüyüş yoluna geçenlerde uyarı tabelası asıldı. Tabelada “toprak kayması nedeniyle yolun yayalara kapatıldığı” yazıyor.
Altınkum ve çevresindeki yerleşimlerde oturanların Burgaz’a ulaşımlarını sağladıkları, kentten gelenlerin de yürüyüş yaptıkları yaya yoluna asılan yasak tabelası sorumluluğu ortadan kaldırmadığı gibi “Yayalar denizden mi geçecek?” sorusuna yol açıyor.
Kaldı ki…
2 ay sonra insanlar burada denize girmeye başlayacaklar ve yazla birlikte çok daha fazla hareket olacak.