Açıkça söylemek gerekirse…
Geçen yıllarda görev yapanlar elbette iyi niyetli bir şekilde hizmet ettiler, ama Marmarabirlik’in kurumsal yapı haline gelmesi çalışmalarını onlar başlattılar ve bu günlere ışık tuttular.
Ne var ki…
Bursa merkezli iki tarım kooperatifinden biri olan ve zeytin üreticisinin ortaklığıyla kurulan Marmarabirlik’in tüm zamanlarda siyasetçilerle daha doğrusu iktidar partileriyle tek bir ilişki noktası oldu:
Üreticiye ödeme yapabilmek için kredi bulmak, geçmiş yıllardan kullanılan kredilerin de faizini sildirmek.
İşleyiş bu şekilde sürdü gitti. Marmarabirlik’in faizini sildirip kredi bulan iktidar siyasetçileri bir anlamda çiftçiye karşı sorumluluklarını yerine getirmiş kabul edildiler.
Dün…
2008’den beri Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Hidamet Asa ile sohbet ederken öyle rakamlar açıkladı ki, geçmiş yılları bildiğimiz için ağzımız açık dinledik.
Örneğin…
2009 sonunda 23 bin ton olan yıllık ambalajlı zeytin satışının 2014 sonunda 36 bin 200 tona ulaştığını, 2009 sonunda 13 milyon Dolar olan Marmarabirlik sermayesinin 2014 sonunda 24 milyon Dolar’a yükseldiğini, öykaynaklar 2009’da 111 milyon TL iken 2014 sonunda 243 milyon TL olduğunu, 2009 sonunda 185 milyon TL olan aktif büyümenin 2014 sonunda 333 milyon TL olarak gerçekleştiğini, cironun da 2009 sonunda 144 milyon TL’den, 2014 sonunda 265 milyon TL’ye yükseldiğini anlattı.
Bitmedi…
Bu yıl 116 milyon TL tutarında ürün alındığını, ürün bedelinin yüzde 70’inin kampanya sırasında peşin olarak üreticilere ödediğini, kalan yüzde 30’un da 16 Ocak’ta kapatıldığını açıklarken “Üreticimize bir kuruş borcumuz kalmadı” dedi.
Şunu da ekledi:
“2007’de alınan ürünlerin bedeli bir sonraki yılın ocak-şubat aylarında ödeniyor, ödemeyi yapabilmek için de bankalardan kredi çekiliyordu. Bizim dönemimizde tüm ödemeler peşin yapılıyor.”
Rakamlar gerçekten çarpıcı.
Nitekim…
2009 öncesi zarar eden Marmarabirlik’in 2010’da 7.8 milyon TL, 2011’de 17milyon TL, 2012’de 23 milyon TL, 2014’ün ekim sonuna kadar da 41 milyon TL kâr ettiğini Asa’dan öğrendik.
Dahası…
Bu kârlılığın 4 yıldır yatırıma dönüştürüldüğünü ve 1 kilo bile ürün bozulmadığını söylerken şu bilgileri verdi:
“Yatırımlarımızın en yenisi 25 yıllıktı. O nedenle depolama kapasitemiz düşmüştü. Artan ihtiyacı karşılamak için Orhangazi’ye 4 bin ton, İznik’e 4 bin ton depo yaptık. Bu yıl da Mudanya’ya 7 bin ton ve 11 bin metrekarelik depolama alanı yapıyoruz. Sırada Gemlik, Edincik ve Erdek kooperatiflerimiz var.”
Gördük ki…
Günümüzde Marmarabirlik kurumsal bir yapıyla holding gibi yönetiliyor.
Asa’ya göre başarının 3 sırrı…
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, rakamlarla tabloyu ortaya koyduktan sonra, başarının 3 sırrını da açıkladı:
“Birincisi Marmarabirlik’e huzur geldi. İkincisi, istikrar yakalandı. Üçüncüsü de, ilk iki madde başarıyı getirdi.”
Şunu da ekledi:
“Ortaklarımız ve kooperatiflerimizle ilişkilerimiz güçlendi.”
Merdiven altına karşın Marmarabirlik’te hedefler büyüdü
Marmarabirlik sonuçta üretici kooperatifi. Alınan ürün de, yapılar satış da belli. Fakat zeytin piyasasında merdiven altı kabul edilen ürünler de piyasada.
Bu kapsamda ne kadar ürünün piyasaya verildiği tam olarak bilinemiyor.
Yanı sıra…
Korsan üretimin hijyen olmadığı, o nedenle sağlık açısından riskli olduğu da biliniyor.
Buna karşın…
Zeytinde belirleyici konumunda olan Marmarabirlik’in büyüyen hedeflerini Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa açıkladı:
“Hedeflerimiz çok büyük. 2015 yılında 40 bin tonu Marmarabirlik, 3 bin tonu MB markasıyla 43 bin tonluk satış hedefliyoruz. Hedefimiz, 2016 yılında 65 bin ton satışa ulaşmak.”
Sofralık zeytinde Marmarabirlik’i kendi markasıyla yarışır hale getirmek istediklerini kaydeden Asa’nın bir de sıkıntıya dikkat çekti:
“Zeytinyağı tüketimini teşvik için zeytin üretimini arttırmak üzere her yere Gemlik tipi zeytin fidanı dağıtıldı. Başka bölgelerden bu şekilde yetiştirilen zeytinler getirilip burada haksız rekabet yapılıyor.”
Önerisi şu:
“Bölgelere yağlık zeytin fidanı dağıtılırsa Gemlik zeytini korunur. Yoksa bölgemizdeki arz-talep dengesi bozuluyor.”
Düşüncesi ise şu:
“Sofralık zeytine kilo başına prim desteği verilmesini önemsiyorum.”
Bir bilgi daha paylaştı:
“2004 yılında Türkiye’de yıllık sofralık zeytin tüketimi kişi başına 3.5 kiloydu. 2014 yılı sonunda, üstelik nüfus bu kadar artmışken bu rakam değişmedi.”
Nedenini de açıkladı:
“Merdiven altı dediğimiz kayıt dışı üretim.”
Mudanya’da partiler üstü yönetim
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa ile yaptığımız sohbete dün Mudanya Kooperatifi Başkanı Ali Yıldız da katıldı.
3 yıldır görev yaptığını kaydeden Yıldız en büyük mutluluğunun “Mudanya’da partiler üstü bir yönetim ve ortam” olduğunu söyledi.
Hiçbir siyasi partinin seçime müdahil olmadığını ve herkesin desteğini aldıklarını kaydeden Yıldız, kooperatifte huzur olduğunu, bu huzuru da sürdürmek istediklerini ekledi.
Bozbey’den Torun’a: Ağaç kesmedik, karşı koruya taşıdık
İlk söz… Gezi olayları anımsatan AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun’dan geldi, biz de dün bu sütunlarda yer verdik:
“…Nilüfer’de spor salonu yapmak için belediye 70-80 çam ağacını kesti. Nerede Gezi’ciler, eylemlere neden başlamadılar?”
Bu sözlere de…
“Sayın Torun hukukçu olduğu için çevre konusunu pek bilemeyebilir. O nedenle kulaktan dolma bilgiyle konuşuyor olabilir” diyen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey cevap verdi:
“Merhum İbrahim Yazıcı Stadyumu’nu yaparken orada daha önce dikilen çamları hemen karşıda oluşturduğumuz koruya taşıdık. Yani durum şu: Biz ağaç kesmedik, taşıdık.”
Şunu da ekledi:
“Eğer kesilen ağaç görmek istiyorsa, Orhaneli Yolu’na gitsin. Orada yolu genişletmek için ne kadar ağacın kesilip atıldığını görebilir.”