İnsan umudunu kaybetmek istemiyor, ama hızlı tren projesinde bitmek bilmeyen krizlere bir yenisinin eklendiği ortaya çıktı.
İşin öyküsü gerçekten ibretlik:
TCDD 2009 yılında Balıkesir-Bursa-Osmaneli demiryolu projesi güzergâhını belirleyip, ilgili kurumlarla birlikte DSİ’ye de bildiriyor. Bunun üzerine DSİ 2011 yılında Boğazköy Barajı sulamasını ihaleye çıkarıyor.
16 bin 665 hektar alanın sulanabilmesi için 355 kilometrelik boru hattının 340 kilometresi ve 400 kilometrelik arazi toplulaştırma yollarının 350 kilometrelik bölümü tamamlanıyor, drenaj kanallarının tamamı bitiriliyor.
Dahası…
3 ilçede 27 mahallenin 9 bin 156 hektarlık arazisinde toplulaştırma yapılıyor. Arazi sahiplerine toplulaştırmaya göre yeni araziler gösterilip yeni tapuları veriliyor ve onlar da o arazilerde ekip biçmeye başlıyorlar.
Bütün bunlar…
2012’de temeli atılan hızlı tren projesinde güzergâhın Yenişehir ilçesinin güneyinden ve toplulaştırması yapılan arazilerden geçmesi projesine göre yapılıyor. Arazi zaten toplulaştırmayla elde edildiği için proje maliyetinin de düşürülmesi planlanıyor.
İşte…
Tüm bu çalışmalar bittikten sonra TCDD 2016 Aralık’ta fikir değiştiriyor ve proje revizyonu yapıp hızlı tren güzergahını Yenişehir ilçesinin kuzeyinden geçirme kararı veriyor.
Kararını da…
“Biz böyle karar verdik, siz de ona göre arazileri hazırlayın” anlamına gelecek bir yazıyla DSİ’ye bildiriyor. Yani, yıllar önce tamamlanmış toplulaştırma işlemlerinin yeni projeye göre değiştirilmesini istiyor.
Her şey kağıt üzerinde kalsa ve bugüne kadar sahada hiç çalışma yapılmamış olsa TCDD’nin istediği basit iş.
Gelin görün ki…
340 kilometre boru döşenmiş, drenaj kanalları bitmiş, 9 bin 156 hektar alanda toplulaştırma yapılmış, tapusunu alan çiftçi yeni arazilerinde tarımsal üretime başlamış, bu arazilerde 350 kilometre de yol açılmış.
Hepsinden vazgeçip “eski arazilerinize dönün” demek mümkün değil.
Kaldı ki…
Değişikliği siyasi otorite üstüne alıp “Yapılan her şeyi ve harcanan parayı çöpe atıyoruz, hepsi kabulümüz” dese bile, işin hukuki boyutu var.
O bakımdan…
TCDD’nin hızlı tren güzergâhını Yenişehir’in güneyinden kuzeyine alma kararı yepyeni bir krizin doğmasına yol açtı.
Hem de..
Bu krizin maliyeti parayla bile ölçülemeyecek kadar çok büyük.
TCDD’nin temel sorunu: Proje deneyimi
Temelinin atıldığı günden bu yana izlediğimiz hızlı tren projesinde TCDD’nin temel bir sorunu dikkat çekiyor.
Eskiden…
Bu projeleri kısa adı DLH olan Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü deneyimli kadroları yapıp yürütürdü.
Bu kez…
Hızlı tren projesini TCDD kendi yaptı, ama yeterince deneyimli kadrosu olmadığı için sorunlar çıkıyor.
Zemin etütlerinin bitmemesi, doğru güzergahın bulunamayıp sık sık değişmesi, hatta tünellerde paranın bitmesi bile bu yüzden.
Şahin: Güzergah yeniden Yenişehir’in güneyine alınmalı
Bu nedenle…
TCDD’nin güzergahı Yenişehir’in kuzeyinden güneyine alması üzerine ortaya çıkan ve DSİ’nin itiraz ettiği yeni krizi yine Şahin’e sorduk.
Söze…
“Bursa Milletvekilimiz Bennur Karaburun’la birlikte TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ı ziyaret edip bu konuyu görüştük” diye başladı ve şu bilgiyi verdi:
“Hızlı tren Bursa hattının Ankara-İstanbul hattına bağlantı noktası Bilecik’ten Vezirhan’a kayınca TCDD proje tadilatı yaptı ve güzergahı Yenişehir’in güneyinden kuzeyine aldı.”
Şunu vurguladı:
“Oysa, DSİ’nin burada önemli yatırımları, kanaletler, yeraltı sulama sistemleri var. Güzergah Yenişehir’in kuzeyine alınınca hepsi tren hattı altında kalıyor.”
Ardından…
“En önemlisi… DSİ arazi toplulaştırmaları yaptı, çiftçilere tapularını verdi” dedi ve şuna dikkat çekti:
“Eğer güzergah eskiden olduğu gibi Yenişehir’in güneyinden geçerse kamulaştırma bile gerekmiyor. Her şey hazır.”
Şunu da ekledi:
“Ama kuzeyden geçerse yeni baştan kamulaştırma olacağı gibi, daha önce yapılan toplulaştırma ve yatırımlar boşa gidecek.”
Sonra da…
Ankara’daki görüşmede gündeme gelen isteği açıkladı:
“Hızlı tren hattının yeniden Yenişehir’in güneyine alınmasını istiyoruz. Yoksa yepyeni problemler ortaya çıkacak.”
Kanaletler sanayi altında, ovada 2 bin dönüm sulanamıyor
Nedenini…
“DSİ zamanında Demirtaş Baraj’ından kanaletler çekerek ovayı sulamak için büyük yatırımlar yaptı” diyerek söze başlayan Osmangazi Ziraat Odası Meclis Başkanı Hakan Ekim açıkladı:
“Ovanın her yerine kanaletler çekildi, ama Çağlayan-Alaşar-Armutköy’ü sulayan hat 35 yıl önce Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi altında kaldı.”
Aynı zamanda…
Dereçavuş Muhtarı olan Ekim şunu vurguladı:
“Bizim bölgemize gelen yeraltın kanaletlerinin üzerinden ağır vasıtalar geçtiği için sık sık patlıyor. Ayrıca kanaletlerin büyük bölümü DOSAB’daki fabrikaların altında. O nedenle onarım da yapılamıyor.”
Şuna dikkat çekti:
“Bu topraklarda dünyanın en iyi siyah inciri ve Santa Maria armudu yetiştiriliyor. Fakat kanaletler suyu taşıyamadığı için artık sulanamıyor.”
İstediği şu:
“En değerli ürünlerin yetiştirildiği toprakları gerektiği gibi sulayabilmek için su hattının değiştirilip yenilenmesi gerekiyor. Bu konuda ilgi ve yardım bekliyoruz.”