Her şey dün gibi aklımızda ve gözümüzün önünde… 23 Aralık 2011 günü Geçit’in Mudanya çıkışında, Balat’ın da girişinde toplanmıştık. Dönemin Başbakan Yardımcısı olarak Bülent Arınç vardı. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak Faruk Çelik vardı.
O törende Ulaştırma Bakanı olarak Binali Yıldırım kürsüdeydi. Akıllarda da “Bursalılar 2016 yılında hızlı trenle yolculuk yapmaya başlar” kaldı.
Fakat…
Gelinen noktada…
5 yıllık gecikmeyle yaşanan gelişmeyi 4 Mayıs 2016 günü şöyle duyurduk:
Bir türlü proje aşamasına gelemeyen Yenişehir-Bilecik hattı için karar verildi. Bursa hattı Osmaneli’ne bağlanacak. Proje ihalesi de bu karara göre yapıldı ve süreç başladı.
İhalede, Yenişehir-Osmaneli projesi için 540 gün süre var. Fakat TCDD müteahhitten yılsonuna kadar, yani 240 günde projeyi istedi.
Şimdilerde…
Yapılan açıklamaları ilk günkü heyecanla izliyor, okuyor ve mutlu oluyoruz. Ne var ki, Ankara’dan gelen haberlere kulak kabartınca da umutlarımız kırılıyor.
Çünkü…
Edindiğimiz bilgilere göre hızlı trenin Bursa-Yenişehir etabı için yapılan tamamlama ihalesi yalnızca yarım kalan tünel inşaatlarının bitirilmesini kapsıyor.
Tüneller bittikten sonra rayların döşeneceği tren yolları için ihaleye çıkılacak, sonra elektronik donanım olan sinyalizasyon ihalesi yapılacak.
O bakımdan…
Bursa-Yenişehir hattının tamamlanabilmesi için daha hayli ödenek ve zaman gerektiği gözüküyor.
Yanı sıra…
Yılbaşından önce tamamlanması istenen Yenişehir-Bilecik etabı projesinin de bitirilemediği bilgisini aldık. Proje bittikten sonra o etap da ihaleye çıkacak.
Konuştuğumuz bir yetkiliye, eski sorumuzu tekrarladık: Bursalılar hızlı trenle ne zaman yolculuk yapabilirler?
O da cevap verdi:
“Bizim hedefimiz 2020 yılında Bursalıların hızlı trenle yolculuk yapabilmesi.”
Gelin görün ki, bugünkü bütçe gerçekleri 2020 hedefinin aşılacağı izlenimi veriyor. Galiba, bugünkü bütçe gerçekleri de göz önüne alınırsa Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yılı olan 2023’e yetişmesine razı olmak gerekecek.
8 yıl önce büyük hayaldi: Alışveriş merkezleri gibi hastane
Fakat…
İçinin nasıl olacağını Mersin’de açılışı yapılan Şehir Hastanesi’nde gördük. Yürüyen merdivenleri, geniş ve modern salonlarıyla Mersin Şehir Hastanesi çok etkileyiciydi.
Aslında…
Böyle bir hastane düşüncesi hiç de yabancı değil. Çünkü, arşivimizde böyle bir hayal var. Yazıyı, 24 Ağustos 2009 günü yayınlamışız.
O gün…
Türkiye Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Akyol’la sağlık sistemini anlatırken söze “Hastane binalarımız,içler acısı bir durumda” diye başlayıp şunu söylemiş:
“Alışveriş merkezlerine bakın. Yürüyen merdivenleri, ferah asansör koşulları, dinlenme mekanlarıyla donatılıyorlar. Sağlık Bakanlığı da hastane projesi yaparken buna göre davranmalı.”
Görüntülere bakarak da olsa, insan kamuya ait bir sağlık tesisinin böyle güzel olmasından etkileniyor.
Hele…
Bu tesis 8 yıl önce bu sütunlarda hayali kurulan hastane modeli olarak Türkiye’nin yeni dönemine damga vuruyorsa, vatandaşın gördüğü değer adına da umutlandırıyor.
O bakımdan…
8 yıl önce hayalini paylaşan Volkan Hoca’ya da teşekkür ediyoruz.
Kaldı ki…
Prof. Dr. Akyol yazının bir başka yerinde bu ülkeye borcunu anlatırken proje üretip hizmet etme isteğini şöyle dile getirmiş:
“Bu devlet beni okuttu, yurt dışına eğitime gönderdi. Çok borcum var.”
AK Parti Yıldırım’da eski ilçe başkanlarıyla sahaya çıktı
Örneğin…
AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı Hüdayi Yazıcı hafta içinde farklı bir saha çalışması programı hazırladı. Bunun için de, AK Parti’nin kuruluşundan itibaren Yıldırım İlçe Başkanlığı yapan isimleri bir araya getirdi.
Kurucu İlçe Başkanı Mehmet Emin Tutan, milletvekili olmasından sonra görevi devralan Ahmet Er, onun İl Genel Meclisi’ne seçilmesiyle gelen Şakir Ermiş ve sonrasında Mümin Demir referandum çalışmasına başladılar.
Okumanın yaşı yok… 51 yaşında üniversite mezunu oldu!
Ağabey Dizdemir aynı zamanda MHP’de siyaset yapıyor. Kardeş Mikail Dizdemir ise Yıldırım’da Erzurumlular Derneği’nin kurucu başkanlığını yaptı, bir dönem Erzurumlular Federasyonu’nun etkili isimlerindendi.
Bununla birlikte…
Mikail Dizdemir 4 yıl önce üniversite mezunu olmaya karar verdi ve Açık Öğretim’den İktisat Fakültesi’ni kazandı. Azimli çalışması sonucu hiç yıl kaybetmeden geçtiğimiz günlerde İktisat Fakültesi’nin Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi.
47 yaşında üniversite okumaya başlayıp 51 yaşında üniversite mezunu oldu. Diplomasını alır almaz da babası ve annesine koşup ellerini öptü, hayır dualarını aldı.
Okumanın, üniversite bitirmenin yaşı olmadığı gösteren Mikail Dizdemir’i biz de gençlere güzel örnek olduğu için kutluyoruz.