Özellikle…
Küreselleşen piyasada, sanayi üretiminin uluslararası pazarlarda rekabet edebilir olması için üretim kalitesinin arttırması ve yüksek teknoloji üretimi gerekiyor.
O bakımdan…
Bursa gibi ülke ihracatında payı çok yüksek sanayi üretiminin yoğun olduğu bir kent için üniversite-sanayi işbirliği her yerden daha önemli.
İşte…
Cuma akşamı Olay Televizyonu’nda yayınlanan Her Açıdan adlı programda konuk ettiğimiz Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek de tam bu noktaya parmak basarken öncelikle şuna vurgu yaptı:
“Ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinde sorunlar var. Zaten rakamlar da bunu gösteriyor. Gayri Safi Milli Hasılamız 11 bin Dolar’da takıldı kaldı.”
Nasıl aşılacağını gösterdi:
“Sanayimizin yüksek teknoloji ürünlere geçmesi lazım. Bunu sağlamak için de üniversite-sanayi işbirliğinin yeniden gözden geçirilmesi gerekli.”
Ardından…
Tam da bu noktada bilimsel eğitim adına önemli bir özeleştiri yaptı:
“Sanayi için ben bir şey söyleyemem, en azından sanayi adına konuşmak bana düşmez. Ama üniversitenin sanayi ilişkilerinde ülkede ciddi eksikler var. Bunu kabul ediyorum.”
Sonra da…
Atılan adımları anlattı:
“Bunun aşılabilmesi için üniversitelerde paradigma değişimine ihtiyaç var. Devlet bunu sağlamak üzere zihinsel dönüşümü gerçekleştirmek için gerekenleri yapıyor.”
Formül şu:
“Bilim adamı eskiden daha çok akademik kariyeri için araştırma yapardı. Oysa raftaki bilginin kimseye yararı yok.”
Şöyle devam etti:
“Akademisyen ürettiği bilginin topluma yarar getirmesini, ekonomik ve sosyal katkı sağlamasını da düşünüyor.”
Şunu ekledi:
“İşte üniversitelerdeki kültür değişimi bunu sağladı.”
O değişimi de özetledi:
“Toplumsal değişim için girişimci, yenilikçi nesillere ihtiyaç var. Biz Uludağ Üniversitesi’nde tüm öğrencilerimizin girişimcilik dersi almasını sağladık.”
İkinci adımı şöyle açıkladı:
“Üniversite-sanayi ilişkisinde kurumsal yapılara ihtiyaç var. Bu iş özel ilişkilerle süremez, sürdürülebilir olması için kurumsal yapı gerekli. İşte o kurumsal yapıları oluşturmaya başladık.”
Üniversiteden 2 önemli kurumsal yapı
Üniversite-sanayi işbirliğinde kurumsal yapıları önemseyen Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek bu noktada Ulutek adıyla oluşturulan Ar-Ge merkezi ve Teknoloji Transfer Ofisi’ni örnek gösterdi.
Ulutek’te 4 yıl önce yüzde 48 olan doluluk oranını rektörlüğü döneminde yüzde 100’e geldiğini söyledi.
Teknoloji Transfer Ofisi’nin tüm giderlerinin Tubitak tarafından karşılandığını vurgularken de bu alanda sayılı üniversitelerden birinin UÜ olduğunu açıkladı.
Bu özel staj projesi devlet üniversiteleri için model olur
Cuma akşamı, Olay Televizyonu’ndaki Her Açıdan programında konuk ettiğimiz Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek üniversite-sanayi işbirliğini anlatırken konuya iki yönden yaklaştı.
Birincisinde…
Bilim adamının yalnızca akademik kariyer için değil, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine de yarar sağlayacak projeler üretmesi var. Bu yolla da yüksek teknoloji üretimine katkı sağlaması hedefleniyor.
Yani bir anlamda, sanayicinin danışmanlığını da üstlenip partner gibi katkı koyan üniversite yaklaşımı amaçlanıyor.
İkincisini de…
“Uludağ Üniversitesi’nde sanayi ilişkilerini geliştirirken, sivil toplum örgütleri üzerinden farklı bir çalışmaya yöneldik” dedikten sonra Rektör Hoca şöyle açıkladı:
“BUSİAD işbirliğiyle çok özel bir staj programı geliştirdik. Buna yıl boyu staj da denilebilir. Haftanın iki günü öğrencilerin derslerini boşaltıp tam gün staj yapmalarını sağladık.”
Şu noktada da iddialı:
“Böyle bir program uygulayan başka üniversite yok. Hatta, tüm devlet üniversiteleri için model olacak bir staj programı.”
Yabancı öğrencinin tercihi: Uludağ
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek çarpıcı bir rakam verdi:
“4 yıl önce 900 civarı olan yabancı uyrukla öğrencimiz bugün 2 bin civarına ulaştı. 2 yıl önce yılda 70-200 arası yabancı uyrukla öğrenci alırken, bu rakam 700’e geldi. 2010 yılında 55 ülkeden öğrenci gelirken, bugün 110 ülkeden öğrencimiz var.”
Şunun altını çizdi:
“Uyguladığımız eğitim modeli nedeniyle yabancı öğrenci Uludağ Üniversitesi’ni tercih ediyor.”
Bursa siyasetinin en heyecanlı hatibi AK Parti’den aday
Sonraki yıllarda Doğru Yol Partisi’nde siyaset yaparken “Bursa siyasetinin en heyecanlı ve ateşli hatibi” olarak tanındı. Sonrasında, önemli görevler üstlendi.
Örneğin…
DYP Merkez Karar Kurulu Üyesi seçildi, Emek İnşaat’ta Yönetim Kurulu Başkanvekilliği ve Başak Sigorta’da Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
Tüstaş ve Sivas Demir-Çelik İşletmesi’nde genel müdürlük üstlendi. Ankara-Sivas Hızlı Tren Projesi’nde de Proje Müdürü olarak görev aldı.
Ardından…
Siyasete dönüp Numan Kurtulmuş döneminde Saadet Partisi’ne girdi ve Genel İdare Kurulu’na seçildi. HAS Parti’nin kurucuları arasında yer aldı ve yine Kurtulmuş’la birlikte AK Parti’ye geçti.
Dün sohbet ederken “Besmeleyi çektik ve Bursa’ya gelip AK Parti’den milletvekili aday adayı olduk” dedi.
Çıkış noktasını şöyle açıkladı:
“Çok güzel hizmetler yapıldı, ama Bursa büyüdüğü için ihtiyaçlar artıyor, yapılanlar da yetmiyor. AK Parti’nin gücü, vizyonu ve kalitesiyle beklenenleri yapabiliriz. Hep beraber olduğumuzda her şeyi başarırız.”
Şunu vurguladı:
“Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan Bursa’ya özel ilgi gösteriyorlar. Bizim de katkımız olursa, hizmet etme fırsatı bulursak siyasi görevimizi yerine getirmiş kabul edip huzurlu olacağız.”