Açıkça söylemek gerekirse… 43 yıldır çok yakından tanıdığımız ve izlediğimiz, ilk günden beri de “abi” olarak seslendiğimiz Erdoğan Bilenser’i klasik anlamda bir siyasetçi olarak hiç görmedik.
Bunun da nedenleri var elbette.
Örneğin…
Bursa yerel basınının içinden yetişti. Bursa’nın ilk reklam şirketini kurdu. En faal ve etkili olduğu süreçte Anadolu’daki ilk işadamları ve sanayiciler örgütü olan BUSİAD’ın genel sekreterliğini yürüttü. Bu nedenle kentin sorunlarını bilen, çözüm önerisi üreten mekanizmanın ön safında bulundu.
BUSİAD Genel Sekreteri olarak performansıyla siyasetin dikkatini çekti ve tanıklık ettiğimiz süreçte DSP’den Büyükşehir Adaylığı daveti aldı. Hiç düşünmediği bir süreçte, 1999-2004 döneminde 5 yıl Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Bursa’yı yönetti.
Şimdi…
Vazgeçmediği Bursalı kimliğiyle yaşamını sürdürürken, kendini hissettirmese de gelişmeleri izlemeye devam ediyor.
Nitekim…
Sohbet ederken, önemli bir gözlemini paylaştı:
“Dikkat ediyorum da… Yeşil özelliğini kaybeden Bursa, çevre ve hava kirliliği konusunda Türkiye’nin en sorunlu kentlerinden biri haline geldi. Buna karşın, siyasi partilerin hiçbirinin gündeminde ve vaatleri arasında çevre sorunları ön sırada görünmüyor.
Şunun altını çizdi:
“Vatandaştan da bu yönde bir talep gelmeyince belediye başkanları kentin önceliklerini belirlerken çevre sorunlarını ikinci plana itiyorlar.”
Önemsediği nokta şu:
“Evet, ulaşım sorunları günlük kent yaşamında önemli, ama çevre ve hava sorunları da en az ulaşım sorunu kadar önemli.”
Üzüldüğü bir nokta da şu:
“Biz Bursalılar da yaşadığımız kentte çevre ve hava kirliliği sorunlarının neler olduğunu, sağlığımıza ve gelecek nesillere yapacağı olası etkileri ne yazık ki önemsemiyoruz.”
Vatandaş sorumluluğuna dikkat çekti:
“Evimizde ve işyerimizde enerji ve materyal tüketimini azaltarak tasarruf etmenin ve çevremizi daha az kirletmenin, kentli olma sorumluluklarımızın en başında geldiğini çocuklarımıza anlatmıyoruz.”
Bursa’nın önce suyu kirlendi
Aslında… Bursa’nın kentsel gelişiminde sanayileşme öncesi ve sonrası diye iki süreç var. Sanayileşme sonrasında da karşımıza çevre kirliliği çıkıyor.
Büyükşehir eski Başkanı Erdoğan Bilenser buna işaret etti:
“Sanayileşme öncesi ovada iki metreden çıkan temiz su, sonraki yıllarda 300-400 metrelerden, üstelik kirlenmiş olarak çıkıyor, ama endişelenmiyoruz.”
Şuna da dikkat çekti:
“Kirlenen ve koku salan dereleri görmüyoruz, kirli sularla yapılan tarımın yol açtığı zararları öğrenmiyoruz.”
Gelecekte kent içi yolculuk 3 kat artacak, hava daha kirlenecek
Şu uyarısı dikkat çekici:
“Gelecek 50 yılda kent içindeki yolculuklar 3 kat artacak. Yerel yöneticiler ulaşımdan kaynaklanan emisyonu azaltmak için insan odaklı ulaşım politikası geliştirmeli.”
Yolunu da gösterdi:
“İyi yönetilen bir trafik düzeni, raylı sistem ağırlıklı toplu ulaşım ve bisikleti özendirmeye yönelik yatırımlar yapılmalı.”
Yanı sıra…
Çevreyi kirletenlere kamu denetimini önemseyen Bilenser, iklim değişikliğine karşı “daha az su gerektiren tarım ürünlerinin tercih edilmesini” önerdi.
Uyarı özelliğinde bir önerisi de kent planlamasına:
“Geçmişin yanlış uygulamalarından ders alarak tüm paydaşların ortak kararlarıyla kent anayasası yapılmalı. Yeni yerleşim alanları belirlenirken sanayi alanları ve sektör seçiminde öncelik belirlenmeli.”
Bursa’ya ‘ofispark bölgesi’ modeli
Erdoğan Bilenser, çevre ve hava kirliliğiyle ilgili değerlendirmeler yaparken şuna dikkat çekti:
“Sanayi ağırlıklı kentler hizmet sektörü ağırlıklı kentlere göre daha fazla ayak izine sahip. Kentlerin ekonomik gelişme politikaları belirlenirken bu da dikkate alınmalı.”
Önerisi şu:
“Turizm, hizmet, finans ve bilim gibi sektörlerin desteklenmesi için sanayi bölgeleri benzeri ofispark bölgeleri yapılmalı. Üretimin yanında enerji verimliliğine katkı sağlayacak ekonomiye öncelik verilmeli.”
En kötü ve tehlikeli hava listesinde olmak Bursa’ya hiç yakışmadı
O dönem…
Köprülü kavşakları Bursa henüz tanımıyordu ve hemzemin kavşaklar trafiğe geçit vermiyordu. Geceleri ise kötü kömür nedeniyle kentin üstüne kabus çöküyordu. Özellikle çukur semtlerde nefes alınamıyordu.
Doğalgaz bu nedenle en önemli seçim vaadi oldu. Çözüm de bu sayede geldi.
Günümüzde kömür yasak, doğalgaz kentin her yerine ulaşıyor.
Fakat, havamız yine kötü.
Nitekim…
Toplum sağlığı için önemli çalışmalar yapan Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın paylaşımını görünce tedirgin olduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2017 yılı verilerini paylaşan Pala’nın en kötü hava listesinde Bursa ilk onda iki kez yer alıyor.
Önce…
Bursa’nın ikinci sırada olduğunu görüyoruz. Merkezde, Yıldırım İlçesi’ndeki
Bayezid Caddesi de listenin sekizinci sırasında yer alıyor.
Bu tablo Bursa’ya hiç yakışmadı.
Eyvah eyvah… Tarlalar böyle mi sulanıyor?
Açıkçası…
Cadde kenarındaki yağmur suyu rögarına uzatılan hortumla tarla sulandığını gösteren fotoğrafa bakarken çok tedirgin olduk.
Üstelik…
Çevre Yolu Demirtaş Köprülü Kavşağı yakınlarında çekilen fotoğraftaki hortum, yağmurun olmadığı bir dönemde rögardan tarlaya neyi aktarıyor olabilir acaba?