Gerçi… Geçmişte çok adaylı seçimlere tanık olmuştuk, fakat Uludağ Üniversitesi’nde 2 adayı iddialı olduğu bir rektör seçimi yaşandı.
Süreci ilginç kılan…
4 yıldır Uludağ Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Kamil Dilek’in seçime kısa süre kala “Yüzde 51’in altında oy alırsam kendimi başarılı kabul etmem ve adaylığımı çekerim” açıklaması oldu.
Buna…
Prof. Dr. Yusuf Ulcay’ın adaylık çalışmaları sırasında AK Parti çevrelerinden gördüğü ilgi eklendi.
İşte…
Böyle bir atmosferde Uludağ Üniversitesi’nde 26 Şubat günü yapılan ve 1.013 öğretim üyesinin oy kullanma hakkına sahip olmasına karşın 941 oyun kullanıldığı rektör seçiminde adaylardan Prof. Dr. Kamil Dilek 576 oy aldı.
Prof. Dr. Yusuf Ulcay’a ise 265 oy çıktı. Aday olmaksızın son dakikada seçime giren 15 öğretim üyesine de 1’er oy çıktı.
Kural gereği…
Üniversitedeki oylamada ilk 6 sırada yer alan rektör adayları YÖK’e bildiriliyor. YÖK de aday sayısını 3’e indirip Cumhurbaşkanı’na sunuyor.
Bu nedenle…
Uludağ Üniversitesi’nden giden yazıda, ilk sırada Prof. Dr. Kamil Dilek, ikinci sırada Prof. Dr. Yusuf Ulcay yer aldı.
1’er oy alan 15 aday arasında çekilen kura ile üçüncü sıraya Prof. Dr. Mahmut Yavuz, dördüncü sıraya Prof. Dr. İrfan Karagöz, beşinci sıraya Prof. Dr. Kemal Gözler ve altıncı sıraya da Prof. Dr. Abdülkadir Çüçen yazıldı.
Ardından…
YÖK yetkisini kullanıp 3 kişilik listenin ilk sırasına, seçimin ikincisi Prof. Dr. Yusuf Ulcay’ı yazdı. Seçimi ilk sırada kazanan Prof. Dr. Kamil Dilek ikinci sırada yer alırken, 1’er oylu 4 aday arasında bir kez daha kura çekimi yapıldı ve üçüncü sıra için Prof. Dr. İrfan Karagöz adı çıktı.
Bu liste…
5 Mart Perşembe gününden bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın masasında inceleme süreci kapsamında bekliyor.
Daha açık söylemek gerekirse…
Geçen hafta bazı üniversitelerde YÖK’ün önerdiği liste doğrultusunda atamalar yapılırken, Uludağ Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi rektör atamaları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından henüz yapılmadı.
Ne var ki…
Atama beklenirken, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek’in görev süresi 22 Mart Pazar günü itibarıyla doldu.
Yani…
Cumhurbaşkanı Erdoğan henüz inceleme tamamlanmadığı için atama yapmadı, fakat Kamil Hoca’nın görev süresi dolduğu için de Uludağ Üniversitesi son 3 gündür rektörsüz kaldı.
En önemli kaynaşma adımı: Kaybedecek tek çocuk yok!
Bu sütunların okurları biliyorlar… Daha doğrusu, projenin ayrıntılarını pazar günü aktardık. Yıldırım Kaymakamlığı tarafından BEBKA desteğiyle hazırlanan ve Roman çocukların sosyalleşip çevreyle kaynaşması hedefli bir toplumsal proje var.
İşte…
“Anladınız mı Beni?” adıyla geliştirilen projenin dün topluma sunumu vardı. Yıldırım’daki Barış Manço Kültür Merkezi’nde salonu izlerken şunu düşündük:
14 Mart 2009’da Roman Açılımı sürecini Bursalı bir siyasetçi olarak dönemin Devlet Bakanı Faruk Çelik başlatmıştı. Bu açılımın altını dolduracak en önemli adım, Türkiye’de ilk kez uygulanan bir projeyle Yıldırım Kaymakamlığı’ndan geldi.
Aslında…
Barış Manço Kültür Merkezi’nde dün sergilenen tablo ve ortaya konan sorunları, zaten toplumsal sorunumuz olarak yıllardır yaşıyoruz.
Elbette çözümü için bugüne kadar beklenmesi gerekmiyordu, ama bugün adım atılması da önemli.
Nitekim…
Güney Marmara Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Efkan Özçimen’in kürsüden dile getirdiği “300’ü aşkın Roman çocuğu okula gitmiyor” tespiti üzerine Bursa Valisi Münir Karaloğlu en can alıcı yere parmak bastı.
Sözlerine…
“Kaybedecek tek bir çocuğumuz bile yok” diyerek başlayan Karaloğlu ardından salonda bulunan okul müdürüne seslenirken şuna dikkat çekti:
“Görüyorum ki, Roman toplumunda çocukların okula devamı çok büyük sorun. Bunu mutlaka çözeceğiz. Çocukların okula devamını sağlamalıyız.”
Şu uyarıyı da yaptı:
“Roman çocukların gittiği ana sınıflar istiyoruz. Ama karma olacak, ayrı sınıf istemiyoruz. Çocuklar birbirlerine sevgiyi ve saygıyı ana sınıfında öğrenmeli.”
Hukukçular meydana çıkıyor, Türkiye adaletini arıyor!
İlk adım… Geçen yıl Avukatlar Günü olarak kabul edilen 5 Nisan’da atıldı. O gün Bursalı avukatlar toplandıkları Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerindeki kavşaktan 3 Fidan anıtına kadar kaldırımdan halkla birlikte yürüdüler.
İşte…
O yürüyüşün ardından bu yıl daha kapsamlı bir hareket gerçekleştiriliyor. Üstelik hukukçular halk hareketiyle buluşacakları farklı bir organizasyona hazırlanıyorlar.
Buna göre…
Bursa Barosu, Yargıçlar Sendikası, Yar-Sav, hukukçu akademisyenler “Türkiye Adaletini Arıyor” sloganıyla 5 Nisan günü Kent Meydanı’nda miting yapacaklar.
Mitingin en önemli yanı, hukukçuların halkla birlikte seslerini duyurmaları.
Ardından…
5 Nisan tarihini Avukatlar Günü olarak ilk ilan edip kutlayan İzmir Barosu’yla bir araya gelmek üzere 6 Nisan’da İzmir’e yürüyüş başlatacaklar. Yol üzerideki il ve ilçelerde hukukçularla buluşup İzmir’de daha geniş katılımlı halk hareketini ortaya koyacaklar.
Dün…
Ziyaretimize gelen Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz ile yönetiminden Ersin Edel ve Serkan Sılacı hem miting ve yürüyüşle ilgili bilgi verdiler, hem de amacı açıkladılar:
“Bu hareketle bir siyasal yapıya destek vermek, ya da zarar vermek gibi amacımız yok. Herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir Türkiye hedefliyoruz.
Musa Aydın, güreşin solan ışığını yakmak için yola çıktı
Telefonda… “Güreş Federasyonu Başkanlığı’na aday oluyorum, yola çıkarken eski bir güreşçi olarak sizi de aramızda görmek istiyorum” deyince, lise yıllarında hasbelkader güreş yapmış biri olarak kalkıp gittik.
Baia Hotel’deki toplantıda Güreş Federasyonu Başkan Adayı Musa Aydın’ı dinlerken 2004 yılına gittik, rahmetli Recai Ustaoğlu’nun federasyon başkanı seçilişi gözümüzün önünden geldi geçti.
Eski şampiyonların da desteğini arkasına alan Aydın, hazırladığı projeler ve tespitleriyle Türk güreşinin solan ışığını yeniden canlandırmaya hazır gözüktü bize.
Bursa’ya ikinci kez Güreş Federasyonu Başkanlığı’nı getireceği yolda biz de Musa Aydın’ın yanındayız.