Pazar gecesi televizyon ekranında basketbol maçı skoru izler gibi saniye saniye Dolar’ın yükselişini izliyorduk. İşlem tersine dönünce bu kez de saniye saniye Dolar’ın inişini izler olduk.
Gözümüz ekranda, kulağımız da Başbakan eski Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları İzleme Komitesi Başkanı Hakan Çavuşoğlu’ndaydı.
Yaşananları net bir ifadeyle özetledi:
“Önce adını koyalım… Bu bir ekonomik savaştır. Ekonomik gerçeklerle hiç örtüşmeyen, tamamen suni ve Amerika’nın Türkiye’yi cezalandırmak istemesinden kaynaklanan kur hareketliliğiyle karşı karşıyayız.”
Neden cezalandırmak istediğini de açıkladı:
Şunu vurguladı:
“24 Haziran seçimleriyle beraber eski Türkiye’nin kodları üzerinden kontrol etmek, Türkiye’ye ayar verip hizaya çekmek artık mümkün değil.”
Devam etti:
“Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nin her zaman yaptığı gibi dikte edileni yapan, otur dediğinde oturan, kalk dediğinde kalkan, sus dediğinde susan ülke olmaktan çıktı.”
Şunu da ekledi:
“Türkiye artık birileri tarafından dayatılan politikalarla değil, ülke ve millet çıkarını temel alan yerli ve milli politikalarla yönetiliyor.”
Ardından…
“Amerika Türkiye’ye karşı ekonomik savaş başlattı ve bunu da artık gizlemiyor” dedikten sonra “Peki biz ne yapacağız?” sorusuna cevap verdi:
“Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Onun için, Türkiye meselesi olduğunu bilerek, bütün farklılıklarımızı bir tarafa koyarak birbirimize kenetleneceğiz. Bir olacağız, beraber olacağız.”
Bu noktada…
Hükümetin önlemler aldığını belirtip “Unutmayalım ki bizim için şer görünen olaylarda bir hayır vardır” anımsatması yaptı ve düşüncesini açıkladı:
“Göreceksiniz, atılacak adımlar bu ekonomik savaştan Türkiye’yi çok daha güçlü çıkaracak. Çünkü, kötü komşu ev sahibi yapar, kötü müttefik de güç sahibi yapar.”
“Mesele Rahip Brunson meselesi değil”
Başbakan eski Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ile konuşurken “Amerika’nın neden ekonomik savaş başlattığını” sorduk. Şu cevabı verdi:
“Türkiye, S400’leri almaması baskılarına boyun eğmediği gibi, 5 bin TIR silah verilen PKK ve PYD terör örgütleri marifetiyle Amerika’nın tasarladığı projeleri Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı ile boşa çıkardı.”
Bu noktada…
“Tıpkı o reklamdaki gibi, ‘Türkiye artık çok olmaya başladı’ ve bu nedenle cezalandırıldı” deyip görüşünü açıkladı:
“Mesele Rahip Brunson meselesi değil.”
Sanayiciye katma değeri yüksek ürün desteği
Amerika’nın başlattığı ekonomik savaşa karşın alınan önlemlere dikkat çeken Başbakan eski Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, yıl sonuna kadar verilecek 1.2 milyar liralık destek paketinin istihdam daralmasını önleyip ek istihdam sağlayacağını söyledi.
Şunun da üzerinde durdu:
“Türkiye katma değeri yüksek ürünlere çok para verip ithal etmek yerine kendisi katma değeri yüksek ürünler üretmek için çaba harcıyor. Bunun ne kadar elzem olduğu da ortaya çıktı.”
Cumhurbaşkanı ışığında sanayiciye çağrı: Bizim de TSE’miz var!
Kampanyasına…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ışığında yeni bir boyut kattı:
“Onların yabancı kuruluşları varsa bizim de TSE’miz var. Tüm uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin ve yönetim sistemleri belgelerinin TSE’den alınmasını talep ediyoruz. Sanayicimizin milli ses vermesini istiyoruz.”
Kazak kadın akademisyenler “ipek yolu buluşması” için Bursa’da
Kısa adı Ordikad olan Ortak Dilimizi Kullanan İpek Yolu kadınları Derneği ile Bursa Kadın Dernekleri Federasyonu başkanlıklarını da yürüten Durak, makale sunduğu kurultayda tanıştığı Kazak kadın akademisyenlerle Türk dünyasında Modern İpek Yolu Kadınlar Birliği için karar alıyor.
İşte…
O karar gereği Kazakistan’ın Almaata ve Turan üniversitelerinde Türkçe öğretim görevlisi 6 kadın akademisyen Bursa’ya geldi.
Nazken Toibayeva, Janıl Majikenova, Botagöz Ali, Aytolkin Abdikadirova, Ablay Han ve Möldir Komekova 10 gün süresince ipek koza, ebru, filografi gibi el sanatları eğitimleri alacaklar.
Hepsi de iyi derecede Türkçe konuşmalarına karşın Türk dili eğitimini de geliştirip, Bursalı kadınlara Kazakça öğretecekler.
Dilek Durak’ın organizasyonuyla Kurban Bayramı’nı da Bursa’da geçirecek olan Kazak kadın akademisyenler bizi de ziyaret ettiler.
Açıkçası…
Kazakistan’ı çok güzel Türkçe konuşup Türk benliğiyle heyecanlanan 6 kadın akademisyenden dinlemek ayrı bir keyif oldu. Görünen o ki, kadınlar aracılığıyla farklı bir köprü kuruluyor.