Olay Gazetesi Bursa

Bursalı gazeteci Pekin’deki yaşamı anlattı: Yeni normalle neler değişti?

Dünyanın koronavirüs adını yeni duyduğu günlerdi… Çin’in başkenti Pekin’e 6 yıl önce gazeteci olarak transferle giden, Çin Halk Cumhuriyeti’nin dünyaya televizyon ve radyo yayını yaptığı CRI’de baş editör olan Bursalı gazeteci Sedat Aydın’ın gözlemlerine 2 Şubat günü bu sütunlarda yer verdik. Salgının başladığı Wuhan izlenimlerinin ardından Sedat Aydın kendi karantina günlerini anlattığı izlenimlerini de 25 […]

Dünyanın koronavirüs adını yeni duyduğu günlerdi… Çin’in başkenti Pekin’e 6 yıl önce gazeteci olarak transferle giden, Çin Halk Cumhuriyeti’nin dünyaya televizyon ve radyo yayını yaptığı CRI’de baş editör olan Bursalı gazeteci Sedat Aydın’ın gözlemlerine 2 Şubat günü bu sütunlarda yer verdik.

Salgının başladığı Wuhan izlenimlerinin ardından Sedat Aydın kendi karantina günlerini anlattığı izlenimlerini de 25 Mart’ta aktardık.

Çin’in Wuhan kentinden çıkan virüs dünyayı esir almaya devam ediyor. Bizde de vakalar yeniden yükselişe geçti.

Peki…

Çin’de son durum ne? Sedat Aydın önce şunu anımsattı:

“Çin’de normalleşmenin ilk sinyalleri mayıs ayında müzelerin yeniden açılmasıyla başlamıştı. Ardından parklar, konser alanları gibi sosyal alanlar birbiri ardına kontrollü bir şekilde yeniden açıldı.”

Bugünkü manzara şu:

“Ağustos itibariyle başkent Beijing’deki sokaklarda ve kapalı alanlarda salgın tedbirlerini görmek hala mümkün. Kentte son 14 gün boyunca hiç vaka görülmediği için maske takma zorunluluğu kaldırıldı. Ancak insanların neredeyse hepsi maske takmaya devam ediyor.”

Şunu vurguladı:

“Bu, okullardan medyaya kadar birçok alanda uygulanan halkı bilinçlendirme kampanya ve eğitimlerinin sonucunda gerçekleşti.”

Dikkat çektiği şu:

“Çin’deki salgınla mücadelede istikrarın sağlanmasının ardında yerel yönetimlerin başarısı var. Kamu görevlilerini ve gönüllüleri salgının erken döneminde etkili bir şekilde organize edebilen Çin yerel yönetimleri toplumun hızla bilinçlenmesini sağladı.”

Bu noktada…

Jiangxi eyaletinin Yihuang ilçesinde yoksul köylüleri kalkındırmak için başlayan ve “yakıldığında havayı temizleyip bakterileri etkisiz hale getirdiği” anlaşılan pelin otu üretiminin geliştiğini söyledi.

Piyasa ve ekonomi gözlemleri de şöyle:

“Salgından kaynaklanan belirsizlikler ve aksaklıklarla başa çıkmak için bu yıl iç talebi daha da artırmak, reform ve dışa açılmayı derinleştirmek için önlemler uygulanacağının açıklanması Çin halkının iç piyasaya güvenip harcamalarına ve yatırımlarına devam etmesine yol açtı.”

Durum bu…

Virüsün çıktığı yerde normal yaşamının başlaması elbette hepimiz için umut.

 

Çin’de yeni hayat: Sokak dijitalleşti

Bursalı gazeteci Sedat Aydın, salgın sonrasını anlatırken Pekin sokaklarındaki yaşam değişimine dikkat çekti:

“Sokaktaki hayatta her şey internet, sosyal medya, sanal ödeme ve büyük veri ile entegre.”

Devam etti:

“İnsanlar şehirlerindeki son dakika salgın bilgilerini dakikalar içinde görüp riskli bölgeler varsa kendilerini ve sevdiklerini uzak tutabiliyorlar. Vaka tespit edildiğinde, hastanın dijital ayak izi takip edilerek ivedi filyasyon çalışmaları yapılıyor.”

Şunu da iletti:

“Dünyadaki belirsizliğin aksine Çin’de tam bir kesinlik var.”

 

Doğru Parti’nin adından kadrolarına kadar her şeyinde Bursa var

Celal Gül’den dinlemiştik… Siyasetin merkez kadrolarında yer alan ekip düşünce hareketi olarak toplantılara başlamışlardı. Adana’daki toplantıya giderken Toros dağlarında bir gece, çobanın yaktığı ateşi gören Emirhan Bala, o toplantıda Çoban Ateşi Hareketi adını önermişti.

Sonrasında…

26 Temmuz’da İçişleri Bakanlığı’na verilen dilekçeyle partileşen harekete Doğru Parti adının verilmesi önerisinin de Seza Kornoşor’dan geldiğini yine Celal Gül’den öğrendik.

Yani…

Hareketin adı da, partinin adı da Bursa’dan çıktı.

İşte…

111 kurucusundan 2’si Genel Başkan Yardımcısı 13’ü Bursalı olan Doğru Parti’nin Bursa kadrosu tanışma buluşmasında medyanın karşısına çıktı.

Doğru Parti Bursa İl Başkanı Tolga Kornoşor taşıdıkları heyecanı anlatırken “Bursa’da yumruk gibi bir ekip olduk” dedi.

Sahaya çıkmak için sabırsızlandıklarını anlatırken de, “Halkın beklentilerini karşılamak için çalışıyoruz” vurgusu yaptı.

 

Siyasetin geleceği gençlerde

Yıllarca… Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde siyaset yapan Celal Gül, yola Çoban Ateşi Hareketi olarak çıkıp Doğru Parti olarak siyasallaşan hareketi anlatırken şuna dikkat çekti:

“Bu partide gençler siyaseti değiştirip devleti ele alacaklar. Siyasetin geleceği gençlerde.”

Yine…

Partinin kurucuları arasında yer alan Emirhan Bala ise 30 Ağustos’a dikkat çekti:

“Atatürk diyor ki… Köyde bir Yörük çadırı varsa ve ocağından duman tütüyorsa, orada umur vardır. Biz işte o umudu canlandırıyoruz.”

 

Tolga Kornoşor hadefi açıkladı: Hakaret ve kavga etmeden siyaset

Doğru Parti İl Başkanı Tolga Kornoşor, çıktıkları siyasi yolda önce ilkeyi ortaya koydu:

“Kimseye hakaret etmeden ve kimseyle kavga etmeden doğru siyaset.”

Ardından…

Tarımdan ekonomiye, sanayiden turizme yaptığı Bursa değerlendirmesini dinlerken, kent için dertlendiklerini ve düşünce ürettiklerini gördük.

Aslında…

Kornoşor ailesini yıllardır tanıyoruz. Rahmetli babası Yılmaz Kornoşor’un bu kentin tarımı için neler ürettiğine de tanık olduk.

Dün,,,

Genel Başkan Yardımcısı Seza Kornoşor’u dinlerken de, “siyasetin yeni bir genç kazandığını” düşündük.

Dedi ki:

“Bizim hedefimiz üretmek. Tarımın önün açmayı ve tüm ürünlere alım garantisi vermeyi hedefliyoruz. Enerjiye önem vereceğiz, başta güneş ve rüzgar enerjisini geliştireceğiz. Adaletin de çıtasını yükselteceğiz.”

Yanı sıra…

Partinin başlangıcı olan Çoban Ateşi Hareketi’ni kapatmayacaklarını ve siyaset akademisi olarak sürdüreceklerini söyledi.

 

30 Ağustos’ta mesaj: Kırmızı çizgi Atatürk

Aslında… Önemli bir tesadüf var: 26 Ağustos 1071’de bu topraklara girdik, 26 Ağustos 1922’de bu vatanı işgalden kurtardık. 30 Ağustos da zafer günümüz.

O bakımdan…

30 Ağustos’un bu vatan için her şeyin başlangıcı olan tarih.

İşte…

Bu önemli yıldönümünde, Doğru Parti yönetimindeki Bursalı isimlerden olan Genel Başkan Yardımcısı İlhan Çelenk de partinin çerçevesini şöyle çizdi:

“Kırmızı çizgimiz Atatürk. Anayasanın ilk 6 maddesiyle problemi olmayan herkesin katılabileceği bir siyasi hareketiz.”