Aradığımızda… Hatay’ın Defne ilçesindeydi. CHP Büyükşehir Adayı Mustafa Bozbey geçen hafta, inceleme yapmak için gittiği bölgede bu kez neden bulunduğunu şöyle açıkladı:
“CHP Genel Merkezi’nce Hatay’ın Defne ilçesine destek ve koordinasyonu sağlamakla görevlendirildim. Samandağ’a da geçiyorum.”
Gerçi…
Tüm belediyeler enkazları kaldırıp altyapıları yeniden kurmak için sahada, fakat Bozbey görevi doğrultusunda, CHP’li Defne Belediyesi için başta İstanbul Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyeleriyle toplantılar yapıp koordinasyon sağlıyor.
“Buraları görmek lazım, durum çok kötü. Üstelik her gün yeni depremlerle yer sürekli sarsılıyor” diye başladı ve şu notu aktardı:
“Defne Stadyumu’na İtalyanlar çok nitelikli sahra hastanesi kurmuşlar. Biz de teşekkür ettik.”
Sonra da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Hatay’da yaşayanların yüzde 25’i kalmış. Diğerleri ya köylerine, ya başka kentlere gitmiş. Hatay boşaldığı için ‘Geri dönün’ çağrıları yapılıyor.”
Bu noktada…
Samandağ’da gördüğü “Gitmedik ki dönelim” duvar yazısından etkilendiğini vurguladı ve düşüncesini dile getirdi:
“Devletin yasal düzenleme ötesinde yapması gerekenler var. Yerleşim yerleri ve yapı denetimiyle ilgili önemli kararlar alınmalı.”
Ardından…
“Adana’dan Kıbrıs’a uzanan Doğu Anadolu ve Tekirdağ’a kadar uzanan Kuzey Anadolu fayları” üzerinde olduğumuzu, iki ana fay hattının Erzincan-Bingöl bölgesinde kesiştiğini anımsatıp şunun altını çizdi:
“Bunlar bilinmesine rağmen kentlerin neredeyse tamamı fay hatları üzerine kurulu. Oysa yapılmaması gerekiyordu. Devlet, bilim insanlarının kararları doğrultusunda kentlerin nerelere kurulabileceğini Anayasa maddesi haline getirmeli.”
Şunu da ekledi:
“1999 depremini yapamadık, ama 6 Şubat’ı kesinlikle milad yapmalıyız.”
Mustafa Bozbey’in deprem bölgesinden iki gözlemi
Bir…
“Sahada gördük. Bu toplumu bu dayanışma ayakta tutuyor. İnsanımız dünyaya örnek olacak dayanışmayla yardım gönderdi. Fakat giyim eşyası dağıtımı sağlıklı değil. Büyük bir kargaşa var.”
İki…
“Çadır en büyük ihtiyaç. Eşyalarını korumak için evlerinin önüne çadır kurmak istiyorlar. O nedenle çadır kentlere ilgi az.”
Bu öneri yaşatır: Site bahçelerine ihtiyaç malzemeleri olan deprem evi
Bu kez…
Yıldırım Belediye Meclisi Üyesi olarak, önemli bir öneri getirirken şuna dikkat çekti:
“Deprem bize; evinden çıkanlar için, arama-kurtarma ve Kızılay gelinceye kadar geçen sürede yaşanan her türlü yoksunluğu öğretti.”
Önerisi şu:
“Her daire için 2 araçlık otopark ayrılan site bahçelerinde; tuvaleti ve banyosu olan, her kat sahibi için çadır ve battaniyeyle birer parça giyim ve gıda ihtiva edecek deprem dolabı bulunan kamelya benzeri deprem evi inşa edilmeli.”
Evler enkaz veya ağır hasarlı olsa da orada güvenliğin sağlanabileceğini belirtip ekledi:
“Hilti ve teknik aletler de olursa arama kurtarma bile yapabilirler.”
Biz de, insanı yaşatacak öneriyi destekliyoruz.
Olgunlaşma ve Halk Eğitim’den ısıtacak yardım
Bu kapsamda…
Bursa’daki Olgunlaşma Enstitüsü ile Halk Eğitim Merkezlerinde üretilen uyku tulumu, battaniye, kıyafet türünden 13 bin 500 ürün, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan eşleştirme üzerine Hatay’a gönderildi.
GÜMÇED’den Kurşunlu sahilinde artan midye çiftliklerine tepki geldi
Yanı sıra…
Bu çiftliklerde yetiştirilen midyeler insan sağlığı için riskli.
Nitekim…
Kurşunlu’da vatandaştan gelen çağrı üzerine GÜMÇED olarak bilinen Güney Marmara Doğal Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Genel Başkanı Adnan Önürmen, geçmişte Kapıdağ Yarımadası’ndaki mücadelenin deneyimiyle harekete geçti.
Uzman heyetin incelemesi sonrası Önürmen şuna dikkat çekti:
“Deniz suyundaki oksijen azalması kirliliğin en önemli sebebi. Midye üretimi denizde oksijen miktarını azaltıyor.”
Şunu da anımsattı:
“Denizde kirlilik arttıkça midye çoğalır. Midyeler suyu süzerken civa, kurşun, kalay, bakır, arsenik ve kadmiyum gibi ağır metalleri alır. Bu da insan sağlığı için çok tehlikeli.”
Depremzede çocuklara patlamış mısırlı Orman Sineması
Nitekim…
Bursa Orman Bölge Müdürlüğü de sosyal tesislerinde konuk ettiği depremzede ailelerin çocukları için, rahatlatıcı animasyon filmleriyle Orman Sineması başlattı.
Üstelik, film izleyen çocuklara sinema geleneği olan patlamış mısır da ikram ediliyor.