Aslında… 7 Haziran gecesi seçim sonuçlarının alındığı ve sandıktan koalisyon çıktığının görüldüğü ilk saatlerde, Olay Televizyonu’nda meslektaşımız Esat Kaplan’ın konuğu olduğumuzda sıcağı sıcağına düşüncemizi söyledik:
“Çok kolay olmadığını biliyorum… Ama en doğru koalisyon AK Parti ile CHP koalisyonu olur.”
Şunu da ekledik:
“Diğer partilerin hepsinin birbirlerine oy geçişleri var. Fakat AK Parti ile CHP arasında oy geçişi yok denecek düzeyde. O nedenle birbirlerinin rakibi değiller. Böyle bir koalisyon toplumdaki gerilimi ortadan kaldırır.”
Sonrasında…
Sandıktan çıkan uzlaşı ve diyalog mesajının tam tersi açıklamalar siyasi parti sözcülerinden geldi, Hele kırmızı çizgi açıklamaları daha ilk geceden siyasal süreci tıkayacak özellikteydi.
Ardından…
Ankara’daki siyaset kulisleri arasında AK Parti-CHP koalisyonu girişimlerinin öne çıktığını 27 Haziran 2015 Cumartesi günü bu sütunlardan “Ankara havası AK Parti-CHP koalisyonundan yana ısınıyor” başlığıyla aktardık.
Hatta…
O yazıda CHP’nin Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarını istediğinin konuşulduğunu bile yazdık.
İzleyen süreçte AK Parti-MHP koalisyonu için de adımlar atıldığı ortaya çıktı.
Bir yandan da…
Sivil toplum örgütü yönetimlerinin peş peşe yaşanan Ankara ziyaretlerinde iş dünyası temsilcilerinin de toplumsal uzlaşma adına AK Parti-CHP koalisyonu için görüş bildirdikleri kamuoyuna yansıdı.
Buna…
Avrupa’dan ve Amerika’dan gelen büyük koalisyon çağrıları eklendi.
İşte…
Tüm bu sürecin sonunda Türkiye adım adım büyük koalisyona yani AK Parti-CHP koalisyonuna doğru gidiyor. Bu havaya hem Başbakan Davutoğlu’nun, hem de CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarında daha yumuşak bir üslup kullanmaları eklendi.
İki lider de diyalog ve uzlaşma diyorlar, önşartsız görüşme sözü ediyorlar.
Özellikle liderlerin açıklamalarının yumuşaması ve koalisyonun gerektirdiği bir üslubun öne çıkması, koalisyon arayışlarını umutlandırdı.
Nitekim…
Ankara kulislerinin içindeki dostumuz gelinen noktayı şöyle özetledi:
“Sağlam ve güven veren bir koalisyon oluşursa, 4 yıl da gidebilir. Türkiye bu kadar uzun süreli bir koalisyona da hazır olmalı.”
AK Parti-CHP “kayıtsız” görüşmelerde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan henüz AK Parti Genel Başkanı olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yeni hükümeti kurma görevi vermediği için partiler arası görüşmeler resmi süreçte başlamadı.
Buna karşın…
Aralarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in de yer aldığı AK Parti’nin 5 kişilik diyalog komisyonu tarafından arka kapı siyaseti kapsamında görüşmeler yapıldığı, ancak bu görüşmelerin kayıt altına alınmadığı ve görüşme sürecinde değerlendirmek üzere değerlendirildiği kulağımıza geldi.
Davutoğlu milletvekillerini dinledi
Koalisyon görüşmeleri başlamadan, AK Parti Genel Başkanı olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu süreci, il başkanları ve milletvekilleriyle toplantılarda teşkilatın nabzını tutarak yönetiyor. Önceki akşamki iftar buluşması da bu nedenle önemli.
Yanı sıra…
Davutoğlu milletvekilleriyle görüşmeleri de Türkiye’yi 5 bölgeye ayırarak gruplar halinde yürütüyor. Aralarında Bursa’nın da yer aldığı Marmara Bölgesi illerinin milletvekilleriyle önceki akşam bir araya geldi.
Toplantıda…
“AK Parti’nin erken bir seçim istemediği, ancak kaçınılmaz hale gelirse seçimle de hazır olduğu” görüşü ortaya çıktı.
Meclis’e ilk öneri Kolçak’tan: TBMM Kadınlar Grubu
Fakat…
Söylediği gibi oldu. HDP hem baraj sorunu yaşamadı, hem de Bursa’dan da milletvekili çıkardı.
Seçim sürecinde HDP Bursa Milletvekili Asiye Kolçak’la karşılaşıp tanışmak kısmet olmamıştı. Eş İl Başkanı Yüksel Akgün, İl Basın Sorumlusu Resul Baykara ve İl Yönetim Kurulu Üyesi Figen Ovat ile birlikte ziyarete geldi.
Uzun uzun sohbet ettik, yeni milletvekilimizi tanımaya çalıştık.
Aslında…
İstanbul’da Eş İl Başkanlığı yapmış birinin siyaset ilişkisini tartışmak çok da doğru değil. Nitekim, Kolçak’ın da partisinin ilkeleri konusunda birikimli ve yetkin olduğunu anladık.
Tartışma noktalarını sıfırlamaya yönelik mesajlar veriyor:
“Seçim sürecinde çok ağır ithamlarla karşılaştık. Bizi Zerdüşt olmakla bile suçladılar. Oysa inançlar üzerinden siyaset yapılmaması lazım.”
Şunu da vurguladı:
“Daha dün İstanbul’da Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’a gazeteciler ‘İnançlı mısınız, solcu musunuz?’ diye sordular. O da ‘İnançlı solcuyum’ cevabi verdi.”
Söylediği şu:
“Hıristiyan solcu olabileceğine inanılıyor, ama Müslüman solcuya inanmak istemiyorlar. İnsan hem solcu, hem Müslüman olabilir.”
Şöyle devam etti:
“Sol ezilenden, sömürülenden yana olmalıdır. Ama sol inançlı olmayacak diye bir şey yok. Bütün bunlar egemenlerin halkı ayrıştırma çabaları.”
Sözünü şuraya bağladı:
“Toplumu ayrıştırmadan bütün kimlikler, inançlar, cinsiyet tercihlerine saygı duyarak birlikte yaşayacağız.”
Seçim çalışmaları sırasındaki bir tespitini paylaştı:
“Çalışmalarımız sırasında, alt gelir gruplarının daha tutucu olduklarını gördük. Üst gelir gruplarıyla daha anlaşılabilir diyaloglar kurulabiliyor.”
Bir tespiti daha var:
“HDP olarak en rahat çalıştığımız il Bursa oldu.”
Sohbetimiz sırasında…
Kolçak’ın en çok kadınlar üzerinde durduğunu gördük. Meclis’in açılışı için Ankara’ya gittiğinde yaptığı öneriyi de öğrendik:
“HDP’nin 32 kadın milletvekili var. AKP’de 40, CHP’de 20, MHP’de 3 kadın milletvekili var. Parlamentoda kadın sayısı fazla. O nedenle, tüm partilerin kadınlarının yer alacakları Meclis Kadın Grubu önerdim.”
Öneri kapsamını biraz açtı:
“Bu grubun kendi Grup Başkanvekili bile olabilir. Hatta gündemi kadın olan gölge kadınlar kabinesi bile kurulabilir.”
Az Ankara’da, daha çok Bursa’da kalacak
HDP Bursa Milletvekili Asiye Kolçak’a sohbetimiz sırasında “Bursa’ya alıştınız mı?” diye sorduk. “Bursa’yı zaten seviyordum, kolay alıştım” dedi ve ekledi:
“Seçimden sonra gelmeyeceğimi sananlar yanılıyorlar. Bursa’ya yerleşmek için ev baktım. Bundan böyle Ankara’da daha az olacağım ve daha çok Bursa’da kalıp çalışacağım. Kimin ne derdi varsa koşacağım.”
Noktayı da Eş İl Başkanı Yüksel Akgün koydu:
“Göreceksiniz, Bursalılar neden HDP’den daha fazla milletvekili seçmedik diye üzülecekler.”