Garson olarak çalıştığı restorandan bir dizi haklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa eden garson, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu.
Kıdem tazminatı, fazla mesai, genel tatil, ücret ve hafta tatili alacaklarının tahsilini talep etti. Mahkemede savunma yapan restoran işletmecisi, işçinin istifa ettiğini, ödenmeyen işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti.
Tarafları dinleyen Mahkeme; hafta tatili talebinin reddine, sair taleplerin kısmen kabulüne karar verdi. Kararı her iki taraf avukatı da temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Hizmet süresinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında; “Mahkemece davacı iddiasına değer verilerek 4 yıl 1 ay 12 gün hizmet süresi kabul edilmiştir. Ancak davacı tanıkları Kasım ve Mehmet ifadelerinde davacının önce komi olarak çalışıp ayrıldığını daha sonra garson olarak çalıştığını bildirmiş, çalışma dönemi ve süresine ilişkin net bir beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle hizmet süresinin tanık beyanlarıyla da uyumlu iki dönem halindeki SGK kayıtlarına göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Ücret taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacı işçi garanti ücret ve sürekli bahşiş uygulamasının olduğu işyerinde çalışmaktadır. Bahşiş adı altında yapılan ödeme ücret mahiyetindedir. Mahkemece, davacının süreklilik arz ettiği anlaşılan bahşiş gelirinin çıplak ücrete katılmaması hatalıdır. Fazla mesai alacağının hesap yöntemi uyuşmazlık konusudur. Mahkemece bahşiş geliri nedeniyle fazla mesai alacağına esas ücret 0,5 katsayısı ile çarpılmış ise de işverence ödenen ücretin 1,5; ücrete eklenecek bahşiş kısmının ise 0,5 ile çarpılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Temyiz olunan kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.
İHA