Yüksek Mahkeme, özel sektör çalışanlarının kullanmadıkları yıllık izinlerinin ücretinin ödenmesinin yasal zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, bunun için zaman aşımı süresinin beş yıl olduğuna hükmetti. Ayrıca avukatların davalarda vekaletlerini dosyaya koymaması sebebiyle vekalet ücretini de alamayacağına hükmetti.
Özel bir şirkette çalışan işçi, işten çıkarıldıktan sonra İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Yıllık izin ücretlerinin ödenmediğini öne süren işçi, yıllar süren hukuk mücadelesini kazandı. İş Mahkemesi’nin defalarca reddettiği davada son sözü söyleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yıllık iznini biriktiren özel sektör çalışanlarına müjdeli bir haber verdi. Yüksek Mahkeme, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesiyle kullandırılmayan izinlerin ücretlerinin işçiye ödenmesi gerektiğine hükmetti. İş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren kullanılmayan yıllık izin ücretleri için zamanaşımı süresinin 10 yıl değil 5 yıl olduğuna dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi:
“4857 sayılı İş Kanunu’nda ‘İş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zaman aşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar’ hükmü yer almaktadır. Belirtilen düzenlemede iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılmamış olan yıllık izin sürelerine ait ücretin ücret niteliği özellikle vurgulanmıştır. İş Kanunu’nun 32. maddesinin 6. fıkrasına göre iş sözleşmelerinin sona ermesinde işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanun’dan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Aynı maddenin 8. fıkrasına göre ise ücret alacaklarında zaman aşımı süresi beş yıldır.”
Kararda avukatların davalarda vekaletlerini dosyaya koymaması sebebiyle vekalet ücretini de alamayacağı vurgulandı.