Van Kahvaltısı Derneği Başkanı Yunus Caner, kahvaltı kültürünün çok daha iyi noktalara getirilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirterek, amaçlarının Van kahvaltısı markasını en üst yerlere taşımak ve bu kültürün yaygınlaştırılmasına katkı sunmak olduğunu söyledi. Son zamanlarda kahvaltı ile ilgili yapılan eleştirilere yönelik açıklamalarda bulunmak üzere basın mensupları ile bir araya gelen Yunus Caner, birlik ve beraberlik için kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları ve bu kültüre gönül vermiş olanlara birlik çağrısında bulundu. Kahvaltı kültürünün daha iyi noktalara gelmesi için 2013 yılında derneklerini kurduklarını ifade eden Caner, Sütçü Fevzi’nin yanında yetiştiğini belirtti. Bu güzel kültürü rahmetli Sütçü Fevzi’den öğrendiklerini anlatan Caner, “Yaşatmaya devam ediyoruz. Onların bıraktığı bu güzel eseri en iyi şekilde tanıtmak için çabaladık, uykusuz kaldık ve bugünlere geldik. 25 üyemiz ile birlikte bir takım çalışmalar yaptık. O çalışmalarımız yetersiz kaldı. Kahvaltı kültürünü Türkiye’ye ve dünyaya daha iyi tanıtmak, Van’ımızı en güzel şekilde temsil etmek için bir takım projelerimiz ve düşüncelerimiz var. Kültürümüzü zenginleştirmek için de birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğunu belirtmek istiyorum. Tekliğe değil birliğe ihtiyacımız var. Bizden önce bu işi aktif bir şekilde yaparak Van’ımızı tanıtan ağabeylerimiz, kardeşlerimiz var. Ancak birlik olursak bu kültürümüzü daha iyi şekilde tanıtacağımıza inanıyorum. Bu işte küçük esnafımız, büyük esnafımız yoktur. Amaç Van’ımızı ve kültürümüzü daha iyi tanıtmak ise, herkesin elini taşın altına koyması gerekir. İl dışındaki fuarlara, organizasyonlara katıldığımız vakit, Van’dan bahsettiğimiz zaman onurlanıyoruz, gururlanıyoruz. Ama yetersiz bir alanımız var. Eğitimsiz bir şekilde bu iş içinde olanlar var. Gelişi güzel başka sektör ile iştigal iken bu işi yapan ve kültürümüzü zedeleyenler var. Biz bunları kabullenemiyoruz. Herkesin Van kahvaltısına sahip çıkmasını bekliyoruz. Esnaf arkadaşlarımızı eleştirecekleri yerde onlara bir eğitim alanı düzenleyerek, sertifika vermelerini, patent almaları ve ‘siz Vanlısınız, bu kültürü siz getirttiniz, siz tanıttınız’ diyerek onlara sahip çıkmalarını istiyoruz. Bir çatı altında, bir marka adı altında Van’ımızı bu şekilde tanıttığımızda inanıyorum ki bu Van’ımızı çok çok daha iyi yerlere getirecektir. Dernek adı altında olduğu zaman bir birlik olduğunu gösterir ve işler kolaylaşır ve samimi bir yaklaşım olur. Kişisel bir duruma gitmemiş olur” dedi. “VAN TSO BİZLERE ÖNCÜLÜK ETSİN” Meslek içi seminerler kapsamında garsonlara, çalışanlara yönelik eğitimlerin düzenlenmesini, bu konuda Van TSO’nun kendilerine öncülük etmesini beklediklerini de belirten Caner, “Guinness’te olduğu gibi devamının gelmesini ve bizlerle bu kültüre daha neler katabiliriz yolunda çalışmalar yapmalarını istiyoruz. Guinness’teki başarısından dolayı Sayın Necdet Takva’ya bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum. Ama bu başarının devamının gelmesini bekliyoruz. Bizlerle bir araya gelerek, bu kültürü daha ileriye götürecek çalışmalarla bizleri yönlendirmelerini ve bize katkı sunmalarını bekliyoruz. Kahvaltı kültürünü daha nasıl zenginleştirmek gerektiği konusunda bir çıkış yaparsa Van TSO, inanıyorum ki hiçbir kahvaltıcının bundan geri kalmayacağını, severek bu eğitimlere çalışmalara katılacağına ve her türlü desteği vereceğine olan inancım tamdır” ifadelerini kullandı. “TEKLİĞE DEĞİL BİRLİĞE İHTİYACIMIZ VAR” Van’da kahvaltı kültürünü en iyi temsil eden 3-4 firmanın bulunduğunu ve bu firmaların sadece ‘biz varız’ demek yerine 25 kahvaltı salonunun yanında yer alması gayretini göstermelerinin bu kültüre çok büyük katkılar sunacağını da sözlerine ekleyen Caner, “Kültür benim değil, kültür Van’ın kültürüdür. 25 kahvaltı salonumuz başta olmak üzere herkesin bu işte emeği var. 1949-1959 yıllarında bu kültürü anlatanlar var. Van’ımızı temsil edenler var. ‘Ben bu kültürün sahibiyim’ demek, birlik beraberliği bozacağı gibi, kültürümüze de zarar verecektir. 1959 yılından kahvaltı salonu adı altında Van TSO’ya kayıtlı ve bu işi yapmış olan büyüklerimiz var. 1962 yılında ise aynı isim adı altında Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na kayıtlı olan bu işin erbabı ağabeylerimiz var. ‘Bunun sahibi benim’ gibi söylemleri biz kabul etmiyoruz. Bunu hep birlikte, bir araya gelerek daha da yaygınlaştırabiliriz. Bizim bu kültür için çok iyi projelerimiz ve çalışmalarımız var. Van’ın ürünlerinin bir çatı altında toplanılarak ucuza satılması yönünde daha önce bir çalışmamız vardı. Ne yazık ki o çalışmamız istediğimiz gibi yürümedi. Tabi bu lafta kalacak değil. Ürünlerin tabi ki bir çatı altında toplanması ve kaliteli ürünün üretilmesi, kahvaltı salonlarının ve vatandaşın ucuza alması için kurumların bu konuda hassasiyetlerini göstermeleri ve destek olmalarını bekliyoruz. Bunu başarabilirsek, Van’a büyük bir katkı sunmuş olacağız” şeklinde konuştu.