DİLEK ATLI
Bursa Arama Kurtarma Derneği ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi etkinliği ve Nilüfer Belediyesi desteğiyle Bursa’ya gelen karikatürist ve yazar Metin Üstündağ, keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.
Nazım Hikmet Kültürevi’ndeki söyleşide Üstündağ, günümüz mizahının geldiği noktayı özetledi. Çizerlik ve yazarlık hayatına nasıl başladığını dinleyicileri güldüren anılarıyla özetleyen ünlü çizer, editörlüğünü yaptığı Ot dergisinden ayrıldığını ifade ederek, “Şimdi kendi yapmak istediğim işlerime ağırlık vererek dinleniyorum. Kasım ayı içersinde şiir ve öykü kitaplarım çıkacak” dedi.
Mizahçıları batan Titanik gemisinde piyano çalan müzisyenlere benzeterek, “İsteyen batıyoruz diyerek kurtulabilmek için bir şeyler yapmaya çalışır, isteyense daha hızlı parçalar çalarak eğlendirmeye çalışır. Ben, ikincisini seçenlerdenim. Aziz Nesin ise bir mizahçı olarak ilkini tercih etmişti” diye konuştu.
Günümüzde mizahın başkalaştığını daha bireyci hale geldiğini söyleyen Üstündağ, sözlerine şöyle devam etti: “Sorunlar değişmiyor. Makyaj tazeliyor. Mizahçı olarak aynı konuları çizmek zorunda kalıyoruz bu nedenle. Örneğin ben 15 yaşından 50 yaşıma kadar altyapı sorunlarını çizdim, çizmeye devam ediyorum. Değişmiyor. Mizahın yıkıcılığı vardır. 1970’lerde hayat bu kadar acımasız olmamalı deyip keyifli bir gerçeklik oluşturduk mizahla. Çocuk kafası vardır çünkü mizahın. ‘Bu, şöyle de olabilir; neden böyle?’ der. Komik olan da tam bu noktadan çıkar zaten.”
DON KİŞOT…
Mizah ile edebiyat ilişkisine de değinen Üstündağ, “İlk edebiyat eserlerinde mizah vardı. Don Kişot, mizahi bir kült romandır. Edebiyat, bir fantezi olduğu için mizah bunun bir sosudur. Tiyatro, opera ve edebiyat bu sostan yararlanır” diye konuştu.
Kaleme aldığı öykülerinin birkaçının tiyatro oyunu olarak izleyicisiyle buluştuğunu söyleyen Üstündağ, tiyatro oyunu yazmayı da düşündüğünü belirtti. Ünlü çizer, “Ot Dergisi editörlüğünden ayrıldıktan sonra dinlenmek istiyorum. Artık Metüst olarak çalışmalarımı sürdürmek istiyorum” dedi.