İngiltere’nin en ünlü kadın kahini olan ve ‘Çağdaş Nostradamus’ olarak adlandırılan Shipton Ana’nın kehanetleri bugüne ışık tutuyor.
Kralların, kraliçelerin ölümlerinden, İngiltere’nin geleceğine, savaşlardan, önemli tarihi olaylara, küresel ısınmadan, büyük depremlere dek birçok öngörüsü gerçek oldu.
İşte Ursila Sontheil Henry VII saltanatı zamanında 1488’de doğan Shipton Ana’nın gerçekleşen kehanetleri…
İşte Shipton Ana’nın 5 asır sonra hala konuşulan kehanetleri
Shipton Ana, kralların, kraliçelerin ölümlerini ve İngiltere’nin geleceğini öngördü, savaşlardan ve tarihi olaylardan bahsetti, onun zamanında atlı arabalarla yolculuk yapılırdı, atsız giden arabaları, yelkensiz giden gemileri anlattı ve demirin suyun üstünde tahta gibi batmadan yüzeceğini söyledi. 17. yüzyılın en büyük felaketlerinden birisi olan Ekim 1666’daki Londra veba salgınını ve yangınını öngördü. Tarihçi Pepys’in 1666 yılı günlüğünde Shipton Ana’nın öngörüsü açıkça yazmaktadır. Kehanetlerini nasıl yaptığı bilinmiyor, Kardinal Wolsey´in ölümünden sonra, sessiz ve sakin bir yaşam sürdürdüğü sanılıyor, zaten kaynaklarda nedense Wolsey olayından sonra ayrıntılı bilgilere artık rastlanmıyor, sanki o andan sonra Shipton Ana’dan söz etmek yasaklanmış gibi…
Shipton Ana, 1561 yılında Knaresborough’da Dropping Well yakınlarında öldü. Öldüğünde tüm Britanya’da tanınan ve sayılan bir kahineydi. Ölümünün zamanını ve nasıl olacağını önceden söylemişti, bu nedenle yaşamı boyunca engizisyondan hiç korkmadı, meslektaşlarının peşpeşe öldürüldükleri Orta Çağ’da Shipton Ana, kendisine dokunamayacaklarını biliyordu. Öleceği günün sabahında yatağına yattı, uyudu ve bir daha uyanmadı. Kendi sözüyle üç yirmi ve bir onüç yıl yaşamıştı.
İşte kehanetleri
Denizlerin kanlandığı zaman gelince, büyük selle karıştırılacak. Atsız arabalar gidecek. Felaketlerden dünya çığlık çığlıkla dolacak.
Üç uyuyan dağ nefes almaya başlayacak. (Volkanik dağların faaliyete geçmesinden söz ediyor.)
Depremler bir bir şehirleri yutacak. Bütün bunlar benim bilmediğim yerlerde olacak.
İnsanlar susuzluktan ölecekler. Sonra okyanuslar yükselecek. Toprak kuruyup çatlayacak, sonra tekrar normale dönecek. Fırtınalar patlayacak ve okyanus yükselecek.
Shipton Ana, bir gök cisminin dünya çevresinden geçerken bir kıtanın batacağını söyledi ama şunu ekledi: Bütün kara parçaları batmayacak. Ancak kalan karalar çürüyen insan ve hayvan cesetleri ve bitkilerin yaydığı kokular sebebiyle feci bir durumda olacaklar. Bundan sonra bir savaş olacak ve doğanın başlattığı bu kıyım işine devam edecek.
Kadınlar, erkek gibi giyinecek, saçlarını kısa kesecekler. Resimler hareketlenip (sinema) canlı gibi gözükmeye başladığında, balık gibi gemiler suyun altında yüzdüğünde, insan kuşlar gibi gökleri fethettiğinde dünyanın yarısı kana boğulacak ve ölecek.
Yüzyılı atlatıp hayatta kalanlar dağlara kaçacaklar. Ve sonra iyice ormanlık bölgelere çekilecekler. Kuru, temiz, yumuşak ve insan pisliğinden arınmış bu toprak yeni hanedanın hazinesi olacak.
Dünyanın bu kararmış durumunda ne yapmak gerektiğini bilemeyen insanlar, daha sonraki nesillerin aydınlanmasını sağlayarak onlara nasıl yaşamaları ve sevmeleri gerektiğini gösterecekler.
Ve kuyruklu yıldızın ikinci sefer belirmesiyle artık çocuklar huzurlu, mütevazı, sevgi dolu büyüyüp ‘Altın Çağı’ oluşturacaklar.