TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuştu.
Başaran Symes şunları söyledi: “Bu yıl hem Türkiye hem de dünya açısından alışılmışın dışında gelişmelerle geçti. Türkiye’de yılın ilk yarısındaki çalkantıların ardından 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsü sonrası derin travma hepimizi derinden sarstı. Çevremizdeki tanıdık işaretler, kurumlar, normlar hızla değişiyor. Son 11 yıl önce büyük heyecanla başlayan AB üyelik müzakereleri fiilen durmuş vaziyette. Sıkıntılarımızı sizinle tüm açıklığıyla paylaşmak isterim. Sayın Başbakanım ekonomi konularında yatıştırıcı beyanlarınızı memnuniyetle izliyoruz ancak zamanın giderek daha kısıtlı hale geldiğini görmemiz gerekiyor. Bu yıl veriler üçüncü çeyrekten itibaren ekonomide daralmayı işaret etmeye başladı. İşsizlikte sıkıntı büyük. Sanayi üretimi gerilerken, dünyada yükselişe geçen faiz oranlarının baskısı daha fazla hissediliyor. Kurdaki yükseliş dünyadaki akışla uyum içinde. Dünyada en fazla değer kaybeden para birimlerinden biriyiz. Ekonominin işlemesini sağlayan koşulları hukuk sistemi, yargı bağımsızlığınını iyileştiremezsek ekonomiye odaklı teknik çözümler yetersiz kalacaktır.
“OHAL uygulamasının kaldırılmasını talep ediyoruz”
Terörle mücadele ve darbeciliğe son verme bağlamında güvenlik kaygıları arttı. Ancak bazı OHAL uygulamaları ekonomide güven kaybına neden oluyor. OHAL’in bir an önce kaldırılmasını bekliyoruz. KHK ile yönetimin sonuna gelinmesini bekliyoruz. Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Güçlü ve adil bir hukuk sistemi olmadan adil bir vergi düzeni kurulmadan piyasa ekonomisini hakkıyla işletmek mümkün değildir. Acilen bir büyüme hikayesi yaratmamız gerekiyor.
“İdam tartışması sakıncalı”
AB’nin ciddi bir kimlik krizi yaşaması içindeki dayanışmanın kırılması AB’nin dünya ekonomisinde silinip atılacak bir unsur olduğu anlamına gelmez. Türkiye’nin AB ilişkilerinin kamuoyunu dalgalandıracak bir dille sürdürülmesi ülkemizin çıkarlarına uygun değil. AB ile ilişkiler çok boyutludur. Ekonomi açısından AB ekonomi çerçevesi dışında kalan bir Türkiye’nin kalkınma hedefleri sekteye uğrayabilir. Türkiye’nin bu konularda yıllar önce verdiğ doğru karardan dönmemelidir. İdam tartışmalarını sakıncalı buluyoruz. Türkiye AB ilişkileri bir yeni güvensizlik eşiğinden geçiyor.
“Panzehir laiklik”
Ortadoğu’da mezhep çatışmaları öyle görünüyor bir süre daha ortalığı kasıp kavuracaktır. Bunun panzehiri laikliktir. Önümüzdeki yeni dönem laikliğin giderek daha önem çıkacağı bir dönem olacaktır. 90 yıl önce kazandığımız bu önemli avantajın üzerine titremeliyiz.”