Olay Gazetesi Bursa

Türkiye’nin el değmemiş saklı güzelliği! Eşsiz koylar ve 40 kilometrelik kumsal

İzmir'in Dikili ilçesinde Bademli ile Denizköy bölgeleri arasındaki büyüklü küçüklü çok sayıda koy, sakin ve huzurlu bir rota arayan ziyaretçilere eşsiz bir tatil imkanı sunuyor.

Kuzey Ege’nin maviyle yeşilin buluştuğu noktalarından Dikili, denizi, 40 kilometrelik kumsalı, şifalı termal kaynaklarıyla turizm açısından gelişmeye açık bir bölge olarak dikkati çekiyor.

Kent merkezine 120 kilometre uzaklıkta yer alan ilçenin Bademli ile Denizköy bölgeleri ise henüz yeterince keşfedilmemiş doğaya ve büyüklü küçüklü çok sayıda koya sahip.

Mavi ve yeşilin birçok tonunu barındıran koylar, misafirlerine adeta görsel şölen sunarken, bölgeye gelen ziyaretçiler tekne turlarıyla da “kesin korunacak hassas alan” ilan edilen İzmir’in Dikili ilçesindeki Garip Adası’nın tamamıyla Kalem Adası’nın bir bölümünü kapsayan bölgeyi gezebiliyor.

Hanımın Koyu, Pissa Plajı ve Killik Koyu da turkuaz renkli sularıyla hayranlık uyandırıyor.

Zindancık Koyu beyaz kumu, berraklığı, sakinliği, doğallığı, mavinin her tonu ile huzur verirken Bademli Koyu da mavi ve yeşilin buluştuğu eşsiz güzelliklerden biri olarak dikkati çekiyor.

Yüzmek için en ideal yerlerden olan Akvaryum Koyu ise bembeyaz kumların üzerindeki turkuaz renkli deniz suyu ile “Ege’nin Maldivleri” olarak nitelendiriliyor.

Güzel görüntüsüyle ziyaretçileri cezbeden Hayıtlı Koyu’nun üst kısmında ise termal tesis bulunuyor. Şifalı termal sulara sahip bölgedeki Ilıca Koyu’nda, deniz suyunun altından sıcak su çıkıyor.

Bölgeye gelen ziyaretçiler, ayrıca yakın destinasyonlar olan Bergama, Ayvalık ve Foça’yı da ziyaret edebiliyor.

“Bir kaç sene önceye kadar çok bilinmiyordu”

Hayıtlı Koyu yakınlarında turizm işletmeciliği yapan Veysel Sezgin, AA muhabirine, bölgede el değmemiş onlarca koyun bulunduğunu, salgın dönemiyle izole tatil arayanların buralara ilgi gösterdiğini belirtti.

Sezgin, sakin bir tatil geçirmek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçileri bölgeye davet ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Bu bölge bakir kalmış, el değmemiş koyları, doğası, havası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Birkaç sene önceye kadar çok bilinmiyordu. Salgın süreciyle beraber insanlar evlerinde çok fazla vakit geçirdiler ve kendilerini dışarı attılar, yeni yerler görmek keşfetmek adına. Özellikle İzmir dışından Ankara, İstanbul ve yurt dışından da insanlar bu bölgeleri tanımaya, öğrenmeye ve buralara yoğun bir şekilde gelmeye başladı. Buraların özelliği hiç el değmemiş bozulmamış ve sakin olması. Hem de daha uygun ve ucuz. Dikili ve çevresi fiyat anlamında insanların daha uygun tatil yapabileceği bir alan. Hafta sonları yoğunluğumuz oluyor.”

Sezgin, bölgeye gelen ziyaretçilerden çöplerini yere atmamalarını istediklerini ifade ederek, zaman zaman bu nedenle yangınların çıktığını aktardı.

“Çok keyifli ve huzurlu bir ortam”

İstanbul’dan ailesiyle tatile gelen Koray Atay ise bir tanıdığının aracılığıyla burayı öğrendiklerini ve ilk kez geldiklerini ifade etti.

Dikili’deki koyların yarı sıra Kalem Adası’nı çok beğendiğini belirten Atay, “Gerçekten çok keyif aldık. Tekneyle Kalem Adası’na geçtik. Orada da sakin bir koy var. Çocuklarla keyifli zaman geçirdik. Deniz sığ ve temizdi çocuklar da rahatça girdiler. Yürüyüş yaptık ve adanın öbür tarafındaki koyları da görme şansımız oldu. Yürüyüşe başlatan duygu ise zeytin ağaçları oldu. Dingin tatil isteyen insanlar için çok keyifli ve huzurlu bir ortam. Şu an çok sakin keyifli bir ortam.” diye konuştu.

Atay’ın eşi Burcu Atay da Dikili’nin çok sakin ve huzurlu olduğunu dile getirerek, “Denizinin rengi itibarıyla Maldivler’e benziyor. Bizi cezbeden kısmı da o oldu. Kuzenim tekneyle gezdiğinde Maldivler’e benzetmişti. Onun vasıtasıyla geldik. Çok keyif aldık. Koylar çok keyifli tekneyle açıldığımızda da rahatlıkla denize girebiliyoruz. Çocuklar da çok mutlu bir şekilde yüzüyor. Geldiğimize değdi.” ifadelerini kullandı.

AA