Türkiye Kamu-Sen Karabük İl Temsilcisi Ahmet Turgut Kurtoğlu, polise kurşun sıkan, bombalarla kahpe pusular kuran, alçakça sırtından kurşunlayanlarla, sivil vatandaşların canlarına kast edenlerin aynı güç odaklarının piyonları olduğunu söyledi. Kurtoğlu yaptığı açıklamada; Türkiye’nin dört bir yanından gelen terör saldırılarında kaybedilen güvenlik güçlerinin acısını yaşarken, 10 Ekim günü Ankara Gar binası önünde toplanan vatandaşlara karşı gerçekleştirilen kahpe saldırı ile yüreklerin bir kez daha yandığını kaydetti. Türk Milletinin birliğine, dirliğine ve kardeşliğine karşı girişilen bu saldırının nice yüreklere ateş düşürüp, nice ocakları söndürdüğünü belirten Kurtoğlu; “Terörün etnik kökeni, ideolojisi, dili, inancı, cinsiyeti, yaşı ne olursa olsun ayrım yapmadan, insanlığa karşı girişilen en alçakça saldırı olduğu bu menfur olayla bir kez daha görülmüş, terörün ırkının, dilinin, dininin, mezhebinin, renginin ve ideolojisinin olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Bir yanda 7 Hazirandan bu tarafa tam 157 vatan evladımız, askerimiz, polisimiz alçakça şehit edilirken diğer tarafta da sivil vatandaşlarımızın da bombalar, tuzaklar, suikastlar yoluyla canlarına kastedilmektedir. Şu ana kadar Ankara’daki saldırıda 95 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ifade edilse de 80 milyon yurttaşımız da yüreklerinden yaralanmıştır. Nedensiz yere, suçsuz bir insanı öldürenin bütün insanlığı katletmiş sayıldığı mümtaz bir dinin mensuplarıyız. Hiç kimsenin masum birinin yaşama hakkına müdahale etmesini, elinden almasını kabul etmemiz mümkün değildir” dedi. Askere, polise kurşun sıkan, bombalarla kahpe pusular kuran, alçakça sırtından kurşunlayanlarla, sivil vatandaşların canlarına kast edenlerin aynı güç odaklarının piyonları olduğunu ifade eden Ahmet Turgut Kurtoğlu, bu ülkenin doğusuyla, batısıyla, güneyi ve kuzeyiyle her köşesindeki vatandaşların bir ve aynı değerde olduğunu vurguladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, nereden gelirse gelsin, kime karşı gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, terörün her şekline ve her türlüsünü lanetlediklerini söyleyen Kurtoğlu, “İnanıyoruz ki, aynı acıyla yandığımız, aynı mutluluklara sevindiğimiz bu topraklarda bizleri birbirimizden ayırmaya, aramıza nifak tohumları sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Buna karşın tarihimizin en büyük terör saldırısına maruz kaldığımız, 2 ay gibi kısa bir zaman diliminde 157 askerimizi, polisimizi kara toprağa verdiğimiz şu dönemde ülkemizin bir Ortadoğu bataklığı haline getirilmek istendiği asla gözlerden kaçmamalı, Türkiye’nin hızla bir toplu ölümler ülkesine dönüştüğü gerçeği göz ardı edilmemelidir. Cumhuriyetimizin başkentinde, Emniyet, MİT, Genel Kurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi Devletimizin kalbinin attığı bir bölgede, nasıl olup da teröristlerin ellerini kollarını sallayarak tarihin en ağır saldırısını gerçekleştirebildikleri mutlaka sorgulanmalıdır. Güneydoğu’da nasıl olup da tonlarca patlayıcının kimseden habersiz yollara döşendiği mutlaka sorgulanmalıdır. Eşlerinin, çocuklarının gözleri önünde, evinde uyurken katledilen askerimizin, polisimizin Nasıl böyle korumasız bırakıldığı mutlaka sorgulanmalıdır. Saldırıların toplu katliamlara dönüştüğünü, vatandaşlarımızda korku ve panik havasının hâkim olduğunu, terör saldırılarının ve buna bağlı can kayıplarının sıradanlaştığını üzülerek görmekteyiz. Hal böyleyken, ülkemizi kan gölüne döndürme azminde olanların, Büyükşehirlerimize kadar sızarak eylemler gerçekleştirebiliyor olması, bir istihbarat ve buna bağlı bir güvenlik zafiyeti yaşandığının en büyük ispatıdır. Eğer Cumhuriyet tarihimizde geride bıraktığımız 92 yılda yaşamadığımız acıları son bir kaç ay içerisinde yaşamışsak, elbette bunun bir bedeli de olmalıdır” diye konuştu.