Coğrafi işaretlerin, yöresel ürünlerin geleneksel özellik ve kalitelerinin korunarak gelecek nesillere aktarılmasını sağladığını belirten Işık, aynı zamanda bölgeleri ile üreticilerine marka değeri ve dolayısıyla da ekonomik değer kazandırdığını söyledi. Bu konuda paydaşlar arası iş birliğinin önemine dikkat çeken Işık, ilgili kurum ve kuruluşlara da önemli sorumluluklar düştüğünü kaydetti. Bakan Işık, coğrafi işaretli ürünlerden elde edilen katma değerin artırılmasıyla kalkınma sürecine destek sağlanmasının amaçlandığını vurguladı.
TPE’DEN DANIŞMANLIK DESTEĞİ
Coğrafi işaretlerle yerel değerlerin korunması yönündeki hareketliliğin 2015 yılında da sürdüğünü dile getiren Işık, “Geçen yıl 49 coğrafi işaret ve 7 tescil başvurusu yapıldı. Bu rakamlarla birlikte tescilli coğrafi işaret sayısı 187’ye ulaştı. 208 başvurunun işlemleri ise devam ediyor. Türkiye coğrafi işaretlerle markalaşmaya devam ediyor” dedi. Tescile konu ürünün üreticisi olan gerçek veya tüzel kişiler, tüketici dernekleri, konu ve coğrafi yöreyle ilgili kamu kuruluşlarının coğrafi işaret başvurusu yapabileceğini belirten Işık, bu konuda ilgililerin ihtiyaç duyduğu eğitim, bilgilendirme ve danışmanlık desteklerini TPE’nin sağladığını kaydetti.
DAHA ÇOK BAŞVURU OLMALI
Fikri Işık, Türkiye’nin yöresel değerler açısından çok zengin olduğunun altını çizerek, Türkiye’de daha yapılacak çok sayısa başvuru ve tescillenecek coğrafi işaret olduğunu söyledi. Işık, “Türkiye’nin dünya marka pazarındaki yerini sağlamlaştırması ve büyütmesi için TPE’nin yürüttüğü çalışmalar artarak devam etmeli. Bunun için de daha çok coğrafi işaret başvurusu yapılmalı. Ülke olarak yöresel değerlerimizi uluslararası camiada kabul gören değerlere dönüştürerek, ulusal ekonomimize katkı sağlayan bir düzeye getirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.