680 yıllık Fidan Han’ında ikinci kuşak olarak çay ocağı işleten Murat Ömür, 10 yıl önce Arnavut kökenli bir arkadaşının verdiği tarifle Türk kahvesini cezve yerine fincanda pişirmeye başladı.
Kahveyi müşterinin içeceği fincanın içinde pişiren ustanın yaptığı kahveler o kadar beğenildi ki ünü ülke sınırlarını aştı. Yurtdışından özel getirdiği ateşe dayanıklı fincanlarda pişen kahveden içmek için vatandaşlar tarihi Fidan Han’a geliyor. Kahve aktarma yapılmadan fincanın içinde piştiği için lezzeti bozulmuyor. Ateşin üstünde fincanda pişen Türk kahvesi lezzetini özel fincanından ve pişme tekniğinden alıyor.
Bu pişirme tekniğini Bursa’da ilk kendileri başlattığını ifade eden Murat Ömür, şöyle konuştu:
“27 yıldır çarşıda çay ve kahve yapıyorum, burada büyüdüm. Babam Fidan Han’a 80 yılında çalışmaya gelmiş. Daha sonra çalıştığı çay ocağını devralmış. Ben bu işi babamdan devraldım. Fidan Han 680 yıllık bir han. Bu han Bursa civarındaki en eski han. Bizim yaptığımız kahvenin geçmişi 10 yıl öncesine dayanıyor. Arnavut kökenli bir esnaf arkadaşımızın bir tarifi ile bu işe başladık. Bu Türk kahvesini yaparken cezve kullanmıyoruz. Suyu, kahvesi ve şekerini fincana koyduktan sonra fincanı ateşin üstüne koyup pişiriyoruz. Bu kahvenin ismini ’İsli kahve’ koyduk. Şehir dışından kahvemizi içmek için gelenler var. Namı şehir dışına yayıldı. Bu kahveyi Bursa’da ilk biz yapmaya başladık. Böyle bir kahve kültürü yoktu. İlk başlarda kahveyi özel müşterilerimize yapıyorduk. Daha sonra bu lezzeti herkes tatsın diye düşünüp gelen her müşterimize sunmaya başladık. O kadar çok sevildi ki şimdi sadece bu kahveyi içmek için hana gelenler var. Bizim çay ocağında kahve yapımı için cezve kullanılmıyor. Bu kahve her fincanda olmuyor. Bu fincanları yurt dışından getiriyoruz. Fincanlar ateşe dayanıklı. Kahveye lezzeti fincan veriyor. Hanı ziyaret için gelen yabancı turistler kahvemizden içince hayran kalıyor. Kahveyi yanında sunduğumuz ekstralarla 7 liraya satıyoruz”