Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ukraynalı mevkidaşı Pavlo Klimkin arasında imzalanan pasaportsuz seyahatin önünü açacak uygulama ve Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesinin ardından gözler söz konusu iki ülkeye çevrildi. Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkan Yardımcısı Kaan Kaşif Kavaloğlu, geçen sene Rusya ile yaşanan krizden sonra Rusların tatillerinde Türkiye’yi tercih etmemesinin turizmciler için Ukrayna pazarını daha önemli hale getirdiğini söyledi.
Geçen yıl yaklaşık 500-550 bin Ukraynalı turistin Antalya’ya geldiğini kaydeden Kavaloğlu, bunların sektör için önemli bir kazanç ve moral olduğunu ifade etti.
FIRSATA DÖNÜŞTÜRME ŞANSI
Kavaloğlu, geçen sene daha fazla Ukraynalı turist gelebilmesi için otel sahipleri ve işletmecilerin fiyat skalalarını düzenlediklerine değinerek, şunları kaydetti: ‘Rusya krizi yaşanınca gelen Ukraynalı misafir sayısının daha az olacağını düşünüyordum. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin, iki ülke arasında pasaportsuz seyahat edebilme anlaşması yaptı. Bu bizim için büyük bir umut oldu. Çünkü bu sene turizm sezonunda bir düşüş beklerken, bunu bir fırsata dönüştürme şansımız olacak. Misafir olarak gelen Ukraynalı turist sayısının yine 500-550 bin arasında olacağını düşünüyorum. Uygulamanın Rusya ile de gerçekleşmesi halinde bu Türkiye’ye hem turizm hem de ekonomik anlamda büyük katkı sağlanacak.”
SIRADA BATI AVRUPA ÜLKELERİ VAR
Son dönemlerde Türkiye ile Rusya arasında yaşanan yakınlaşmanın turizm açısından önemine dikkati çeken Kavaloğlu, şöyle konuştu: ‘Şu anda Batı Avrupa, Benelüks ve İskandinav ülkelerinden Türkiye’yi tercih eden misafir sayısında bir azalma olacağını düşünüyorum. Tur operatörlerinden aldığım bilgilere göre bu turistlerin Yunanistan, İspanya, Tunus ve Mısır’a kayacağını tahmin ediyorum. Bu tamamen politiktir. Biz bu politikanın ve algının çözüleceğini düşünüyoruz. Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanların yapılan algıdan etkilenmeden Türkiye’ye gelmesini bekliyoruz. Şu anda Rusya’dan büyük bir rezervasyon talebi var. Bu talebin, Batı Avrupa ülkelerini de harekete geçireceğini düşünüyorum.’