HDP’li Tuma Çelik’in, 31 Mart 2019 yerel seçim çalışmaları sırasında Mardin’in Midyat ilçesinde Süryani derneğinde tanıştığı D.K. isimli kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. HDP’den ihraç edilen Çelik hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, fezleke düzenledi. TBMM’de dokunulmazlığı kaldırılan bağımsız milletvekili Çelik’in dosyası, tekrar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Parlamenter Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak, Çelik hakkında ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan 12 yıldan az olmamak üzere hapis istemiyle dava açıldı. Ankara 8’inci Ağır Ceza Mahkemesinde geçen hafta görülen karar duruşmasında sanık Tuma Çelik’in delil yetersizliğinden beraatına hükmedildi.
GEREKÇELİ KARAR
Mahkeme, kararın gerekçesini de açıkladı. Gerekçeli kararda ‘Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır’ maddesi hatırlatıldı. Ankara Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından dosyaya gönderilen raporda, olayın geçtiği iddia edilen evden alınan DNA profillerinin mağdurla uyumlu olmadığı, mağdura ait biyolojik kalıntı tespit edilmediği belirtildi. Ayrıca, olay günü mağdur ve sanığın geceyi birlikte geçirdikleri evde kolluk güçlerince yapılan araştırmada herhangi bir gürültü gelmediği, herhangi bir şikayet konusu olmadığı yönünde de mahkemeye cevap geldiği hatırlatıldı.
Kararda, sanık tarafının tanık olarak gösterdiği kişi ile mağdur arasında geçen WhatsApp görüşmeleri, mağdurun kolluk ile mahkemede verdiği ifadelerdeki çelişkiler, mağdurun olaydan sonra da sanıkla telefon irtibatının devam etmesi, iddia edilen suç ile ilgili müracaatın yaklaşık 1,5 yıl sonra yapılmasına ve mağdurun sosyal medya üzerinden gönderdiği tehdit içerikli mesajlara dikkat çekildi. Tüm dosya kapsamında; kamu davasına konu fiilin katılana yönelik cebir, tehdit veya katılanın rızası dışında cinsel saldırıda bulunduğuna yönelik, sanığın savunmasının aksini gösteren cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı aktarıldı. Bu nedenle, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereği sanığın beraatına karar verildiği belirtildi.