ABD, Kuzey Kore’ye baskı yapması konusunda Çin’den umudunu kesmiş görünüyor, Pasifik uzmanları ise diplomatik ve askeri statüko dışında Washington’un elinde fazla seçeneğin kalmadığını belirtiyor.
Kuzey Kore’nin son bir ay içerisinde iki balistik füze denemesi gerçekleştirmesi ve denemelerin kıtalararası balistik füze (ICBM) kriterlerine göre başarılı olması Kore yarımadasındaki gerginliği artırdı.
Pyonyang’ın geçen hafta denediği füzenin 5 bin 500 fit irtifaya ve bin kilometre menzile ulaşması Güney Kore ve Japonya’nın yanı sıra ABD’yi de kaygılandırıyor.
Ancak Kuzey Kore’ye yapılan diplomatik baskıların sonuç vermemesi ve yarımadada askeri seçeneğin de sonuçlarının kestirilemiyor olması Washington’un Kuzey Kore konusundaki çıkmaza sokuyor.
Trump, Çin’in bir şeyler yapmasını bekliyor
ABD Başkanı Donald Trump göreve geldikten kısa bir süre sonra Florida eyaletinde bulunan Mara Lago köşkünde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. Trump, ağırlıklı olarak ikili ticaret, Kuzey Kore konusunun konuşulduğu toplantının çok iyi geçtiğini ve Çin’in Kuzey Kore konusunda elinden geleni yapacağını ifade etti.
Daha sonra G-20 Zirvesi kapsamında yine Şi ile bir araya gelen Trump, Çin lideri ile iyi ilişkiler geliştirdiğini ve Kuzey Kore konusunda yaptıklarından dolayı Şi’ye teşekkür ettiğini ifade etti. Ancak söz konusu ilk görüşmenin olduğu 4 Nisan’dan bugüne Kuzey Kore tam dokuz füze denemesi gerçekleştirdi.
Son iki füze, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından ICBM olarak değerlendirilirken iki füzenin de ABD topraklarına ulaşma kapasitesine sahip olduğu belirtildi.
En son denemeden sonra Trump yönetimi Çin’den umudunu kesmiş olacak ki Trump, Twitter hesabı üzerinden Çin’in kendisini Kuzey Kore konusunda hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti.
ABD, elindeki finansal yaptırım kozunu kullanabilir
AA muhabirine konuşan Savunma Bakanlığı Asya Politikaları Eski Müsteşar Yardımcısı James Clad, Çin’i Kuzey Kore’ye baskı uygulamaya zorlamak için, “Bazı Çin şirketlerini yaptırım listesine alabiliriz ancak soru şu: Gerçekten Çin hükümetine yakın olup Kuzey Kore’ye de ticareti bulunan şirketlere dokunabilecek miyiz? Ödeme sistemlerine, SWIFT sistemleri veya diğer bankacılık sistemlerin karışıp fark yaratabilecek miyiz? Bunu söylemek şimdilik zor.” değerlendirmesinde bulundu.
Clad, “Çin’in Kuzey Kore hükümetinden memnun olmadığından şüpheliyim.” ifadesini kullandı.
Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi (CSIS) uzmanı Anthony Cordesman ise “Çin’in tampon ülkesinin (Kuzey Kore) rejimini tehdit edecek bir şekilde davranması için Çin ile karşı karşıya gelmek muhtemelen Çin ile ABD arasında büyük bir uçurum açmaktan başka bir işe yaramaz.” şeklinde konuştu.
“Trump yönetimi Pyongyang ile görüşmek zorunda kalabilir”
Washington merkezli Brookings Enstitüsü uzmanı Steven Pifer de Trump’ın Kuzey Kore konusunda selefi Barack Obama’yı eleştirdiğini ancak Trump yönetiminin de ilk altı ayında Obama’dan farklı bir şey yapamadığını söyledi.
Pifer, “Bana göre eninde sonunda Kuzey Kore ile konuşmanın bir yolunu bulmak zorunda kalacağız.” değerlendirmesinde bulundu.