Olay Gazetesi Bursa

“Terörü Sonlandırmak İçin Yürüttüğümüz 13 Yıldan Beri Yürüyen Çabalar Var”

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Görünen o ki önümüzdeki süreçte Anayasa’nın 114. ve 116. maddeleri işletilerek, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’yi...

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Görünen o ki önümüzdeki süreçte Anayasa’nın 114. ve 116. maddeleri işletilerek, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’yi bir seçime götürecek” dedi. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu ‘Neler Oluyor’ programına konuk olan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. “Her şey milletin gözü önünde cereyan ediyor. Türkiye 7 Haziran’da bir seçim sürecinden çıktı ve seçimin bize verdiği mesaj; seçmen hiç kimseye tek başına iktidar yetkisi vermedi” diyen Ünal, “Biz ilk gün şunu söyledik; bu bir sorumluluk testidir ve biz seçmenin bize verdiği uzlaşım mesajını sonuna kadar yerine getireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız 9 Temmuz’da görevi Sayın Başbakanımıza tevdi ettikten sonra bu konuda son derece samimi, açık, şeffaf çabalar yürüttük, çalışmalar yaptık. En son geldiğimiz noktada MHP ile yaptığımız görüşmede, MHP 4 tane şart önümüze koydu ve ‘Bu şartları kabul ettiğinizi deklare ettikten sonra ancak sizinle görüşebiliriz’ dedi. 1993’ten itibaren devletin çok yönlü yürüttüğü bir terörle mücadele çabası var. Bizim de terörü sonlandırmak için yürüttüğümüz, temel hak ve hürriyetlerin zenginleştirilmesi ve genişletilmesine dönük 13 yıldan beri yürüyen çabalar var” ifadelerini kullandı. “PKK’NIN EYLEMLERİNİ BİRİLERİ BİLİNÇLİ OLARAK BUHARLAŞTIRIYOR” PKK’nın eylemlerini birilerinin bilinçli olarak buharlaştırdığını ifade eden Ünal, “Örgüt AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyor. HDP, AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyor. MHP, AK Parti ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyor. CHP, AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyor. Ben örgütü kınayan, örgütün bu yaptıklarıyla ilgili herhangi bir kınama yayınlayan kimseyi duymuyorum. 11 Temmuz’da ‘çözüm süreci bitmiştir’ diyen, 14 Temmuz’da demokratik halk savaşı ilan eden ve 20 Temmuz’dan sonra DHKP/C ve DEAŞ ile birlikte sistematik olarak Türkiye’nin her noktasında terör eylemlerini başlatan, uykuda iki tane polisimizi şehit eden, bir binbaşımızı eşinin yanında şehit eden, ilçelerimizi yangın yerine çeviren örgüte karşı hiç kimse bir şey söylemiyor. Bunun sorumlusu olarak AK Parti ve Cumhurbaşkanımız gösteriliyor” şeklinde konuştu. “GÖRÜNEN O Kİ ANAYASA’NIN 114. VE 116. MADDELERİ İŞLETİLEREK SAYIN CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE’Yİ BİR SEÇİME GÖTÜRECEK” Samimi olarak bir koalisyon arayışı içinde olduklarını belirten Ünal, “Nihayetinde Sayın Başbakanımız görevi iade etti. MHP çıktı dedi ki; ‘Ben hiçbir azınlık hükümetine destek vermeyeceğim.’ CHP ile HDP’nin bir araya gelmesi de bir hükümet oluşturmaya yetmiyor. Görünen o ki önümüzdeki süreçte Anayasa’nın 114. ve 116. maddeleri işletilerek, Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’yi bir seçime götürecek. Cumhurbaşkanının görevi CHP’ye vermesi için öncelikle bir ortak hükümet kurma imkanını ve bu imkana mesnet teşkil edecek bir tabloyu görmesi gerekir. Ortada bir tablo yokken sistematik olarak bir şey yapıyorlar. Bu seçimi de, gideceğimiz muhtemel seçimi de yine Erdoğan üzerinden ve Cumhurbaşkanlığı üzerinden yürütecekler. Yüzde 52 oyla seçilmiş, 21 yıldan beri Türkiye’de bir siyasi mücadelenin simgesi ve sembolü haline gelmiş, Türkiye’nin 13 yıllık hikayesinin sembolü olmuş siyasi bir kişiliğe sabah akşam hakaret edeceksiniz ve sizin hakaretlerinize cevap verdiği zaman da ağzınıza geleni tekrardan sayacaksınız. Bunun ne siyasi ahlakla, ne devlet adamı ahlakıyla bağdaştırılacak bir tarafı yoktur” diye konuştu. “DEVLET BAHÇELİ’YE SÜREKLİ OLARAK BİRİLERİNE ÖDEV VERME HAKKINI KİM VERDİ” “Devlet Bahçeli’ye sürekli olarak birilerine ödev verme hakkını kim verdi” diyen Ünal şunları kaydetti: “Milli Güvenlik Kurulu toplansın, sıkıyönetim ilan edilsin, çatışmalar bıçak gibi kesilsin, örgüt silah bıraksın, CHP ile hükümet kurulsun.’ Bu hakkı, bu üslubu, bu şekilde konuşma hakkını Devlet Bahçeli’ye kim veriyor. 7 Haziran’dan beri MHP’nin yaptığı bir şey var. Sistematik olarak kendini diğer siyasi partilerden ayrıştırarak; CHP, HDP ve AK Parti’yi aynı çizgiye getirip ve AK Parti’yi HDP ile yan yana göstermek. Bu süreçte Devlet Bahçeli’nin bütün hükümet kurma opsiyonlarına hayır demesinin tek bir gerekçesi var; HDP’li bir seçim hükümeti ve Bakanlar Kurulu olsun ve kenardan MHP ‘İşte bu başkanın kabinesi, işte bu Tayyip Erdoğan’ın kabinesi, işte bu çözülme kabinesi’ desin. Sırf bu siyaseti yapabilmek için maalesef bugün içinde bulunduğumuz durum konusunda MHP sorumluluk almıyor. Recep Tayyip Erdoğan artık bir kişi değildir, Erdoğan Türk siyasetinin misyon ismidir. Recep Tayyip Erdoğan, bu coğrafyanın 100 yıldan beri birileri tarafından çizilen kaderine başkaldıran adamdır. Dünya 5’ten büyüktür diyen, küresel sisteme meydan okuyan adamdır.” “Siz çıkacaksınız diyeceksiniz ki, ‘Bilal’i ver iktidarı al’ sonra da neden buna cevap verdi diyeceksiniz. Bunun ikinci aşaması Erdoğan’ı ver iktidarı aldır” diyen Ünal, “Aynı şeyi uluslararası başkentlerin uzantıları, PKK söylüyor. PKK bugün açık bir şekilde, ‘Bizim bu mücadelemiz Erdoğan’a karşıdır’ diyor” dedi. “4 YIL SÜRELİ ONARIM HÜKÜMETİ” CHP ile yapılan istikşafi görüşmelere değinen Ünal, “Milletin bize verdiği sorumluluğu sonuna kadar yerine getirdik. Bir koalisyon zemininin olup olmadığını araştırmak üzere karşılıklı olarak heyetlerimiz görüşecek dedik. Bir koalisyon görüşmesi yapmadık. Bu görüşmeler bittikten sonra genel başkanlara sunum yapıldı ve genel başkanlar bu değerlendirmeler sonucunda birbirlerine teklifte bulundular. Biz CHP’ye dedik ki; ‘Sizinle birlikte reform hedefli seçim hükümeti oluşturabiliriz.’ Biz onlara bunu teklif ettik. Onlarda bize dediler ki; ‘4 yıl süreli onarım hükümeti.’ Diyorlar ki; 13 yıldan beri Türkiye’ye verilen zararın ve hiçbir icraatını onaylamadığımız AK Parti ile bir onarım hükümeti, restorasyon hükümeti kurmalıyız. Bizim 13 yıllık hikayemiz, dünyada başarı hikayesi olarak görülüyor. Öncelikle bizden bunu inkar etmemizi isteyemezsiniz” ifadelerini kullandı. “HDP’NİN SEÇİM HÜKÜMETİNDE YER ALMASI, CHP VE MHP’NİN ELİNE CİDDİ BİR KOZ VERECEK” CHP ve MHP’nin seçim hükümetinde yer almayacaklarını açıkladıklarını hatırlatan Ünal, “Bugün 8 tane şehit haberi geldi ve şehit haberleri geldikçe HDP’nin seçim hükümetinde yer alması CHP ve MHP’nin eline ciddi bir koz verecek. ‘Siz bizimle koalisyon yapmadınız ne oldu’ya doğru bilinçli bir şekilde işi taşıyorlar. Sayın Başbakana hükümet kurma görevi verildiğinde, Başbakan kalkıp ‘Biz sırtımızı PYD’ye, PKK’ya dayıyoruz’ diyen birine herhalde görev vermeyecek. Televizyonlarda görüntüleri ortaya çıkan ve PKK’ya silah taşıyıp taşımadığı tartışılan bir milletvekiline de herhalde görev verilmeyecek. CHP ve MHP kenara çekilerek bu süreci sıkıntıya sokacak. Milletin kendilerine verdiği sorumluluğu üstlenmeyenler, yarın seçmenin önüne gittiklerinde, HDP’nin bu kabinede olmasının sorumlusu olarak bizi gösterecekler. HDP’nin kurumsal kimliğine, aldığı 6 milyon oyu temsil eden bir siyasi parti olarak biz saygı duyduğumuzu ifade ediyoruz. Biz yıllarca milli iradenin, sandığın egemen olmasının mücadelesini verdik. İnsanların tercihlerine ve önceliklerine saygı duymak gerekir” dedi. Bundan sonra işleyecek süreç hakkında bilgi veren Ünal, “Anayasa’nın 116. maddesi son derece açık. Bakanlar Kurulu kurulamadığı ya da kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı TBMM Başkanı’na danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verdiği taktirde Meclis’te en çok oyu almış siyasi partinin genel başkanına seçim hükümetini kurmak üzere görev verecek. Siyasi partilerden alınacak üye sayısını TBMM Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine TBMM içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) süreci başlatıyor. YSK Kanunu’na göre seçimler, yenileme kararından sonraki 90 günün sonundaki ilk pazar günü yapılıyor. YSK da bu sürenin kısaltılabileceğine dair bir karar aldı. Sayın Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesi kararını verirse süreç başlayacak” ifadelerini kullandı. “ÜÇ DÖNEMDEN DOLAYI PARTİMİZDEN AYRILANLAR TEKRARDAN DÖNEBİLECEKLER” Üç dönem kuralına da değinen Ünal, “Tabi bu konu gündemimizde ama üç dönem kuralının kaldırılmasını düşünmüyoruz. Bu AK Parti’nin Türk siyasetine getirdiği ve siyasetin kendini yenilemesi, üretmesi açısından da önemli bir karar. Bu seçimlerde doğal olarak 25. dönem sona ereceği için üç dönemden dolayı partimizden ayrılanlar tekrardan dönebilecekler” şeklinde konuştu.