Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliğinin (İSİPAB) 36. İcra Komitesi Toplantısı’na katılan meclis başkanları onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, parlamento başkanlarını Türkiye’de ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Komitenin toplantısının tüm Müslümanlar ve ülkeler için hayırlı olmasını Allah’tan niyaz eden Erdoğan, İslam aleminin ve içinde bulunulan bölgenin kritik günler yaşadığını, Müslümanlar olarak 1. Dünya Savaşı’ndan sonra olduğu gibi 100 yıllık geleceğin şekillendiği bir dönemden geçtiklerini söyledi.
“Medeniyet içi bir çatışma ihtimali adeta Müslümanları esir aldı”
Afrika’dan Ortadoğu’ya, Asya’dan Amerika’ya kadar Müslümanların çok faklı sorunlarla sınamalarla yüzleştiğini, 6 yıldır tüm dünyanın gözleri önünde Suriyelilerin varil ve misket bombalarıyla kimyasal ve en modern silahlarla büyük gaddarlığa maruz kaldığını ifade eden Erdoğan, Irak ve Yemen üzerinden Şii-Sünni iç savaşının fitilinin ateşlenmeye çalışıldığını bildirdi.
Erdoğan, açlık, fakirlik, savaşlar, ırkçılık ve her geçen gün artan medeniyet içi bir çatışma ihtimalinin adeta Müslümanları esir aldığını belirterek, “Akdeniz’de, Ege’de veya Hint Okyanusun’da azgın dalgaların hayallerini yuttuğu mültecilerin büyük bir kısmı da yine bizim kardeşlerimiz. Bir tarafta Filistin meselesinde olduğu gibi yarım asırdır çözülmeyen, çözülmek istenmeyen sorunlar var. Bir taraftan Amerikan Kongresinin 11 Eylül terör eylemleri konusunda kabul ettiği kanunda olduğu gibi uluslararası hukukun ayaklar altına alınması var. Dini kavramları kendine maske yapan, silahının namlusunu yine Müslüman’a doğrultan proje terör örgütleri üzerinden tüm dünyada İslamofobi körükleniyor. Hemen her gün Avrupa ya da Amerika’da Müslümanlara ait mescitlerin, kültür merkezleri ve iş yerlerinin saldırıya uğradığına dair haberler alıyoruz.” diye konuştu.
“İstişare eden asla pişman olmaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan hiçbir hadise ve dramın ümitsizliğe sevk etmemesi gerektiğini, imtihan ne kadar büyük ve çetrefilli ise imkanın da o kadar büyük olacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de bizlere, her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğunu müjdeliyor. Bu sıkıntıları başta kendi ülkelerimiz açısından fırsata çevirmek tüm Müslümanların inkişafına ve yeniden şahlanışına vesile olacak araçlar haline getirmek bizim elimizdedir. Daha çok çalışarak, fitnelere karşı uyanık olarak, sizlerin toplantısında olduğu gibi istişare zeminlerini güçlendirerek bunu yapabiliriz. Resül-ü Kibriya Efendimiz ‘İstişare eden asla pişman olmaz’ diye buyurarak, meşveretin, ortak akla ulaşmada fikir teatisinin Müslümanlar için önemini ortaya koymuştur. İstişare etmek Müslümanlar arasında vahdete ulaşmanın en kestirme yoludur. Nasıl bugün şu masa etrafında bir araya geliyorsak, din kardeşlerimizi ilgilendiren konularda da bir araya gelebilmeliyiz. İslam ülkeleri arasında işbirliği ve dayanışmanın artırılmasının vahdete ulaşmamızda bize güç vereceğine inanıyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı, Müslümanların oluşturduğu en büyük en güçlü ortak platform olarak vahdetin tesisinde çok önemlidir. 14-15 Nisan tarihlerinde 13. İslam Zirvesi’ne İstanbul’da ev sahipliği yaparak teşkilatın dönem başkanlığını 2 yıllığına üstlendik.”
“Müslümanlar arası işbirliği halen yeterli değil”
Erdoğan, dönem başkanlığı boyunca İslam alemini ilgilendiren temel konularda kayda değer ilerleme sağlanabilmesi için var güçleriyle çalışacaklarını, artık ortak bazı projeleri hayata geçirme vaktinin geldiğine inandıklarını ifade etti.
Bu projelerden birinin Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi’nin tesis edilmesi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
“Önümüze en çok çıkarılan, en fazla canımızı yakan terörizmle mücadelede her İslam ülkesinin kendi kaderine terk edilmesi doğru değildir. Militan profili ve eylemleri açısından giderek küreselleşen terör örgütleriyle ancak uluslararası işbirliğini artırarak başarılı şekilde mücadele edebiliriz. Bu konuda Müslümanlar arası işbirliğinin halen yeterli olmadığını üzülerek müşahede ediyoruz. İnşallah, Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi, bu eksikliği giderecek çok kıymetli bir adım olacaktır. Bunun yanında dönem başkanlığımız süresince gençlerimizi hep gözeteceğiz. 5-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’da düzenlediğimiz 3. Gençlik ve Spor Bakanları Konferansı, Müslümanlar, gençlik ve spor camiası için çok önemli karar ve önerilerin alınmasına vesile olmuştur. Şüphesiz dünya nüfusunun yarısını oluşturan aile ve toplumun temel direği konumundaki kadınları da unutmamalıyız. Kadın konusunda da bir bakanlar toplantısına 1-3 Kasım’da yine İstanbul’da ev sahipliği yapacağız. İslam Zirvesi’nde önerdiğim şekilde teşkilat bünyesinde bir kadın konseyi kurulması yönünde adım atılacak olmasından da memnuniyet duyuyorum.”
“Hukuktan, adaletten taviz vermedik”
Komitenin 2017’de Mali’de yapılacak 12. İSİPAB konferansının hazırlıklarını ele almak amacıyla toplandığını, ancak Türkiye ile dayanışmalarını açıklandığı bir deklarasyonu da kabul ettiğini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:
“Yayınladığınız deklarasyon metninde ifade bulan destek ve dayanışmanın bizim için anlamı büyüktür. 40 yıl boyunca legal kuruluşlar altına gizlenen hayır, eğitim, diyalog gibi kavramları istismar eden bir örgüt, 15 Temmuz’da kanlı bir darbe teşebbüsünde bulundu. Milletimiz 241 şehit, 2 bin 194 gazi pahasına bu ihaneti canıyla kanıyla engellemiştir. Parlamentomuz bombalandı, sadece şu külliyenin etrafında 29 şehit verdik, 36 gazimiz var. Özel harekat merkezimizde 56 şehidimiz oldu, yaralıları söylemiyorum. Bütün bunlarla beraber darbeci teröristler milli iradenin sembolü olan bu kurumları özellikle hedef almıştır. En büyük sivil zayiatın verildiği yerlerden biri İstanbul’da 1. Boğaz Köprümüz. Adını şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirdiğimiz köprü. Ziyaretiniz vesilesiyle Meclisimize karşı gerçekleştirilen insanlık dışı saldırının izlerini görerek yaşadıklarımızı daha iyi anlayabileceğinizi ümit ediyorum. Biz milletimizin kanın döken mübarek dinimizi gayrı meşru hedeflerine alet eden bu terör örgütüyle mücadelede kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar hukuktan, adaletten taviz vermediklerini ve asla intikam duygusuyla hareket etmediklerini belirtti.