İranlı sadekar, tasarımcı Pegah Moshfeghi, “hiç”, “aşk” ve “can” temalarını yansıtarak ürettiği koleksiyonuyla Mevlana’nın felsefesini dünyaya anlatıyor.
İran’da elektrik elektronik mühendisliği eğitimi alan ve 8 yıl bu işi yaptıktan sonra ailesiyle İstanbul’a yerleşen Moshfeghi, İstanbul’daki bir atölyede gördüğü kuyum sanatının büyüsüne kapılıp sadekarlık, çizim, çağdaş sanatkarlık eğitimi aldı.
İşi öğrenmek için Kapalıçarşı’da 3 sene Hraç Arslanyanhan ve Şenay Akın’ın yanında çıraklık yapan Moshfeghi, Pegah Jewellery isimli kendi markasını yarattı.
İlk atölyesini Sultanahmet’te, mağazasını da 20 tasarımcı kadınla Nişantaşı’nda açan Moshfeghi, Tophane’de de sergi mekanı oluşturdu.
Çocukluğundan bu yana İran’da babasının da hayran olduğu Mevlana felsefesini tasarımlarına yansıtan, gümüş, altın, pırlanta ve firuze taşına koleksiyonunda yer veren Pegah Moshfeghi, şunları kaydetti:
“Resim, sadekarlık, kuyum hepsi aynı noktadan gelip aynı noktaya gidiyor. Hepsini bir arada göstermek benim büyük şansım oldu. İran’da 6 yaşından itibaren Mevlana okuyarak dinleyerek büyüdüm. Sadekarlık mesleğine başladığım andan itibaren hep Mevlana’yı anlatma isteği kafamda oluşmuştu. ‘Hiç’ teması İran’da ve Türkiye’de hepimizin içine işleyen Mevlana’nın önemli bir felsefesidir. Mevlana’nın anlattığı asıl aşka ulaşmak için gerçekten hiç olmak, tüm insanların doğasında da olan bir duygu. Mevlana, hep ‘aşk’ ve ‘hiç’i bir arada görmüştür. ‘Can’ teması da felsefesini oluşturan önemli konulardandır. Çok sevdiğim Mevlana felsefesini tasarımlarıma yansıtmak istedim. İlk kestiğim motif de ‘aşk ve hiç’ yazısı oldu. 2015 yılında da aynı temaları vurguladığım ilk kolyemle katıldığım fuarda tasarımlarım çok ilgi gördü. ‘Aşk, can ve hiç’ sözcüğünden oluşturduğum Mevlana koleksiyonum, ilk önce Sabancı Müzesi’nde sergilenmeye başladı.”
Mevlana’nın felsefesini dünyaya tanıtmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Moshfeghi, küçük bir takıyla bu felsefeyi anlatmanın kendisini çok iyi hissettirdiğini anlattı.
Mevlana ile ilgili 50 farklı tasarımdan oluşan koleksiyonunun bitmediğini ve yeni tasarımlarla devamının geleceğini aktaran Pegah Moshfeghi, “Kendi sevgim için Mevlana koleksiyonunu yapmıştım ama daha sonra Türkiye ve İran’dan çok talep aldım. Koleksiyonum şu an İran’da üretilip satılıyor.” diye konuştu.
Fuarlara katıldığı için Orta Doğu, Avrupa ülkelerinden ve ABD’den çok müşterisi olduğunu dile getiren Moshfeghi, “Koleksiyonu çok modern buluyorlar.” dedi.
Tasarımlarında İran ve Türk kültüründen beslendiğini anlatan Pegah Moshfeghi, Türkiye’yle ilgili 2020 yılında bir koleksiyon yapma hedefinin olduğunu kaydetti.
Kültürleri gelecek nesillere anlatmanın bir görev olduğunu belirten Moshfeghi, sözlerini şöyle tamamladı:
“İyi bir sadekar olmak için sabırlı olmak gerekiyor. Kuyum ustasının önce iyi bir eğitimin ardından, yaratıcılığın artması için çok okuyup, gezmesi gerekiyor. İstanbul’da tüm müzeler, camiler hepsi ilham kaynağı. Farklı ülkelerden kültürleri inceleyip, öğrenebilirler.” diye tamamladı.