Zamana ve gelişmiş teknolojiye direnemeyen bir meslek daha yok oluyor. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte eski meslekler, bakırcılık, kalaycılık, semercilik, nalbantlık gibi takunyacılık da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bir zamanlar tarihi evlerin banyolarında, hamamlarda, cami ve mescitlerde kullanılan takunyalar artık süs eşyası oldu. Mardin’in son takunya ustası Şeyhmus Sara, hayatta kaldığı takdirde 60 yılını verdiği baba mesleğini yeni nesillere öğretmek istiyor. “KİMSE BU İŞE YANAŞMIYOR” Takunya ustası Şeyhmus Sara, eskiden bu mesleği 30 kişi sürdürdüklerini söyledi. Sara, “Ama şuan tek başıma kalmışım. Gelecek sene büyük ihtimal ile bende bırakacağım. Yıllardır yaptığım bu mesleğin bitecek olması beni fazlasıyla üzüyor. Ayrıca bu meslekte çırakların yetişmemesi de ayrı bir sıkıntıdır. Eskiden alın terimizle yaptığımız bu baba mesleğine şimdi çırak bulamıyoruz. Gayretli bir iş olduğundan, emek istediğinden kimse bu işe yanaşmıyor. Eskiden gelinler için gümüş işlemeli takunya yapıyorduk. Her gelin muhakkak bir takunya alırdı. Şimdi kimse buna değer vermiyor. Söğüt ve ceviz ağaçlarından yapılan takunyalar eskiden el ile işlenir, öyle yapardık. Şimdi ise makinayla yapıyoruz. İşçilik azaldı meslek de yok olma aşamasına geldi” dedi. “PLASTİK TERLİKLER MESLEĞİMİZİ BİTİRDİ” Eskiden atalarının takunya alıp camilere bağışladığını belirten Sara, “Bu gelenek günümüze kadar ulaştı ancak camilerde takunya terliklerin yerini plastik terlikler alınca hem mesleğimiz bitti hem de bu gelenek tarihe karıştı. Mesleğin bitmemesi için devletin bize yardım etmesi lazım. Eğer destek alamazsam, gelecek sene bu mesleği bırakmak zorunda kalacağım. Ne yazık ki meslekte yok olup gidecek” diye konuştu.