Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye krizinin çözümü için en verimli ve etkin formatın Türkiye-Rusya-İran üçlü formatı olduğunu belirterek, “Suriye rejimi ve muhalifler arasında imzalanacak anlaşmanın garantörleri olmaya hazırız” dedi.
Rusya’nın başkenti Moskova’da, Halep’teki durum başta olmak üzere Suriye konusunun değerlendirildiği Türkiye-Rusya-İran üçlü dışişleri bakanları toplantısı yapıldı.
Lavrov, Rusya Dışişleri Konukevinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile üçlü görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Bakan Lavrov, üç ülke olarak Suriye krizinin ülkenin toprak bütünlüğü çerçevesinde ve siyasi yollarla çözülmesi konusunda mutabık olduklarını söyledi.
Masum insanların acılarının sona erdirilmesinin önem taşıdığını ve insani yardım meseleleri ile terörle mücadele konularının kendileri için ön planda olduğunu ifade eden Lavrov, Suriye krizine çözüm bulmak adına bir bildiri kabul ettiklerini belirtti.
‘Anlaşmanın garantörleri olmaya hazırız’
Bildirinin hazırlanmasında savunma bakanlarının da büyük katkı sunduğunu söyleyen Lavrov, “Suriye, egemenlik ve toprak bütünlüğü tam, demokratik, laik, çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak muhafaza edilmelidir. Krizin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Rusya, İran ve Türkiye olarak Suriye rejimi ve muhalifler arasında imzalanacak anlaşmanın garantörleri olmaya hazırız.” diye konuştu.
Lavrov, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Suriye görüşmelerinin Astana’da yapılması teklifini desteklediklerini bildirerek, DAEŞ ile Nusra Cephesi gibi örgütlerle mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini ve silahlı muhaliflerin ayrıştırılması konusunda da ortak çabalar sarf edeceklerini söyledi.
Çok faydalı bir toplantı gerçekleştirdiklerini ifade den Lavrov, üç ülkenin ortak çabalarıyla Suriye’de krizinin çözüm sürecindeki duraklamanın üstesinden gelebileceklerine inandıklarını vurguladı.
Suriye krizinin çözümü için diğer ülkelerin çalışmalarına da gölge düşürmek istemediklerini ifade eden Lavrov, şu değerlendirmede bulundu:
“Suriye krizinin çözümü için en verimli ve etkin format bugünkü üçlü formatımız. İran-Rusya-Türkiye üçlüsü pratik ve somut adımlarla gerçekten ihtiyaç duyulan format olduğunu kanıtlıyor. Uluslararası Suriye Destek Grubu birkaç kez toplandı ve önemli kararlar aldı. Fakat ne yazık ki bu kararlar uygulanamadı. Rusya ve ABD arasındaki müzakereleri de gözardı edemeyiz. ABD, ortak kabul ettiğimiz kararları uygulayamadı. Halep’le ilgili görüşmelerimizde ABD’liler kendi inisiyatiflerini geri çekti. Burada bulunanlar olarak daha geniş formatlar kurmaya çalıştık. Halep’te olası kayıpların önlenmesi için biz daha fazla bekleyemezdik. Herbirimiz Suriye’deki çeşitli güçlere etki etme olanaklarını değerlendirdik. Ve bugün bir araya geldik. Son birkaç haftada ortak tedbirler almış bulunuyoruz. Sivilleri doğu Halep’ten tahliye edebildik. Diğer ülkelerle temaslarımızı kesmiyoruz ve onları bu sürece katılmaya davet ediyoruz.”
Lavrov, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin, “Mevkidaşlarıma gösterdikleri dayanışma için teşekkür ederim. Türk ve Rus uzmanları tarafından ortak soruşturma yürütülüyor. Karlov’a devlet nişanı verilecek.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu: Komşularımızın sınır bütünlüğünü destekliyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’nin ve tüm komşularının ulusal birliğini ve sınır bütünlüğünü desteklediklerini ve bir bölünmeye kesinlikle karşı olduklarını söyledi.
Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Konukevinde, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile üçlü görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Karlov’un vefatı nedeniyle tekrar Rusya yönetimi ve halkına taziyelerini ileten Çavuşoğlu, “Bir kez daha bu hain saldırıyı lanetliyoruz, şiddetle kınıyoruz.” diye konuştu.
İlk defa bu formatta bir araya geldiklerini dile getiren Çavuşoğlu, bunun bile başlı başına önemli bir husus olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, toplantıda Halep’teki insani krizin hafifletilmesi, buradaki halkın düzenli ve kesintisiz şekilde tahliyesi ve siyasi bir çözümün unsurlarını ele aldıklarını belirterek, Suriye’de bir ateşkesin tesisi ve bunun tüm Suriye geneline yayılması üzerinde durduklarını ve hangi çabaları sarf etmek gerektiğini değerlendirdiklerini anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, “Şu ana kadar doğu Halep’ten 37 bin 500 kişinin tahliyesi sağlandı. Bu konuda özellikle Rusya’ya çok teşekkür ediyoruz gayretlerinden dolayı.” diye konuştu. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Suriye’de ancak siyasi bir çözümün mümkün olduğunu hepimiz vurguluyoruz. Ve kalıcı çözüm siyasi çözümdür ve siyasi çözümün dışında başka bir çözüm yoktur. Siyasi bir çözüm yolundaki çabalarımızın Birleşmiş Milletler çerçevesindeki sürece tamamlayıcı nitelikte olması hususunu da ele aldık. Sonuç olarak Suriye’de akan kanın durması, kalıcı ateşkesin ülke geneline yayılması, insani yardımların kesintisiz olması için çabalarımızı birlikte sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün bizlere ev sahipliği yapan Lavrov ve toplantı için kardeşim Zarif’e teşekkürlerimi sunuyorum.”
Sorular
Çavuşoğlu, “Daha önce Suriye konusunda çok sayıda görüşme oldu. Suriye konusunda en verimli format hangisi? Bu format diğerlerinden ayrılıyor mu” sorusu üzerine, kendilerine göre en iyi formatın alınan kararların uygulanabildiği format olduğunun altını çizdi.
Suriye konusunda bugüne kadar değişik formatlarda alınan kararlar olduğunu fakat sonuçlarının uygulanmadığını ifade eden Çavuşoğlu, neticede arazide durumun daha da kötüleştiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, son zamanlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ortaya koyduğu irade çerçevesinde çalışmalarının neticesini arazide alabildiklerini ve bunda İran’ın da yapıcı rolünün çok önemli olduğunu ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, “Dolayısıyla bugün ortak metinde Birleşmiş Milletler’in (BM) rolünü inkar etmedik, hatta BMGK’nin 2254 sayılı kararına da atıfta bulunduk ama sonuç alıcı çabaların her zaman faydası vardır. Burada önemli olan üçlü formatta aldığımız kararların uygulanması. Samimi şekilde uygularsak, Suriye’de söylediğimiz çerçevede sonuca gidebiliriz.” görüşünü dile getirdi.
Ateşkesin tüm Suriye geneline yayılması konusunda DEAŞ, El Nusra gibi terör örgütleri ile mücadelenin sürdüğünü ifade eden Çavuşoğlu, “Onlarla mücadelemiz devam edecek ama rejim, muhalifler, bir de dışarıdan gelen gruplar var. Hizbullah var, başka gruplar da var. Dolayısıyla tüm bu gruplara bu yardımların kesilmesi lazım. O nedenle sadece bir tarafa işarette bulunmak doğru değildir. ” ifadelerini kullandı.
“Münbiç’te etnik temizliğe müsaade edilmemeli”
Çavuşoğlu, “Fırat Kalkanı operasyonunun amacının” sorulmasına karşılık, amacın Münbiç Cebi’ni DEAŞ terör örgütünden temizlemek ve burayı mülteciler ve yerinden edilmiş insanlar için güvenli bir bölge haline getirmek ve burada yaşayan insanlara bırakmak olduğunu söyledi. Şu anda El Bab etrafında operasyonun devam ettiğini ifade eden Çavuoşoğlu, buranın da DEAŞ’ın kontrol ettiği önemli şehirlerden bir tanesi olduğunu belirtti. El Bab operasyonu bittikten sonra da burayı o bölgede yaşayan El Bab’lılara bırakılmasında fayda olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Bizim tutumumuz her zaman net ama Münbiç’te Münbiçlilerin istemediği unsurlar da var. Burası da sadece Münbiçlilerin, dışarıdan farklı grupların gelip burayı yönetmeye çalışması ve etnik temizlik yapması da uygun değil. Buna da müsaade edilmemeli.” şeklinde konuştu.
Mevlüt Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı Harekatı’nın arkasında başka gündemlerinin olmadığını dile getirdi. “Biz Suriye’nin, Irak’ın ve tüm komşularımızın ama özellikle Suriye’yi burada vurgulamak isterim, ulusal birliğini ve sınır bütünlüğünü destekliyoruz ve kesinlikle de bir bölünmeye karşıyız.” diyen Çavuşoğlu, dolayısıyla şu anki rejimin ve başkalarının DEAŞ’a yönelik operasyondan da rahatsız olmaması gerektiğini vurguladı. Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin DEAŞ ve El Nusra gibi örgütlerle de mücadelesinin süreceğini kaydetti.
İran Dışişleri Bakanı Zarif
İran Dışişleri Bakanı Zarif de Büyükelçi Karlov’a yönelik saldırıyı şiddetle kınadıklarını söyleyerek, taziye dileklerini iletti.
Suriye’deki koşulların, uluslararası toplumun el ele vererek terörle mücadeleyi sürdürmesi gerektiğini şart kıldığına işaret eden Zarif, şiddetin bir an önce önlenmesi ve Suriyeye insani yardımların ulaştırılması gerektiğini dile getirdi.
Zarif, sürecin tüm ilgili ve verimli çalışabilecek tarafların katkılarıyla gerçekleşmesi gerektiğini belirterek, “Rusya, İran ve Türkiye arasındaki iş birliği sayesinde bazı bölgelerden sivillerin ve silahlı grupların tahliyesi konusunda başarı elde edildi. Suriye krizinin çözümünde hızlı ilerleme elde edebiliriz. Siyasi çözüm bulunabileceğine inanıyorum. Toprak bütünlüğü ve egemenliğin sağlanması için çaba sarf edeceğiz. Olabildiğince hızlı şekilde Suriye halkının acılarının sona ereceğini umuyoruz.” sözlerine yer verdi.
Üç ülkenin yayınladığı ortak metin
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Konukevinde, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif, üçlü görüşmenin ve basın toplantısının ardından, Suriye’deki duruma ilişkin ortak bir metin yayınladı.
İran, Rusya ve Türkiye’nin, etnik köken, din ve mezhep gözetmeksizin Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne duyduğu saygının dile getirildiği metinde, üç ülkenin de Suriye sorununun askeri yollarla çözülemeyeceğinde hemfikir olduğunun altı çizildi.
Suriye sorununun çözümünde, Birleşmiş Milletler’in (BM), BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda ortaya koyduğu çabaların öneminin vurgulandığı ortak metinde, uluslararası topluma bu toplantıda varılan mutabakatların önündeki engellerin kaldırılması için iyi niyet göstermeleri çağrısı yapıldı.
Metinde, “İran, Rusya ve Türkiye; Doğu Halep’ten sivillerin ve silahlı muhalefetin gönüllü bir şekilde tahliye edilmesi için ortaya konan ortak çabaları memnuniyetle karşılar. Bakanlar, aynı zamanda Fua, Kefreya, Zebadani ve Madaya’dan sivillerin tahliye edilmesinden de memnun. Sürecin, kesintiye uğramadan, güvenli ve emin bir şekilde tamamlanacağını taahhüt ettiler.” ifadesi yer aldı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesine ve Dünya Sağlık Örgütü’ne de tahliye sürecindeki yardımları nedeniyle duyulan minnettarlığın dile getirildiği metinde şunlar kaydedildi:
“Bakanlar, ateşkesin, kesintisiz insani yardımın ve sivillerin serbest dolaşımının ülke geneline teşmil edilmesinin önemi konusunda mutabıktır. İran, Rusya ve Türkiye, Suriye Hükümeti ve muhalefet arasında müzakere edilmekte olan ileriye dönük anlaşmanın kolaylaştırıcıları ve garantörleri olmaya hazır olduklarını belirtir. Sahadaki gelişmeler üzerinde nüfuzu olan tüm ülkeleri aynısını yapmaya davet eder.”
Ortak metinde, taraflar, bu anlaşmanın BMGK’nın 2254 sayılı kararı uyarınca, Suriye’de siyasi çözümün kaldığı yerden devamı için gerekli ivmeyi yaratmak konusunda yardımcı olacağına ilişkin güçlü inancını dile getirdi.
Bakanların, Kazakistan Devlet Başkanı’nın Astana’da konuyla ilgili toplantılar yapılması konusundaki nazik davetinin önemini vurguladığı metinde, “İran, Rusya ve Türkiye; DEAŞ ve El Nusra’yla ortak mücadele ve silahlı muhalif grupların bu örgütlerden ayrıştırılması hususlarındaki kararlılığı yineler.” denildi.