Ülkede sekiz yılı aşkın bir süredir devam eden kanlı iç savaşın ardından rejim ve muhalifler ilk kez yeni bir anayasa için masaya oturdu. Suriye hükümeti, muhalefet ve sivil toplumdan 50’şer kişinin katılımıyla 150 kişilik delegasyon İsviçre’nin Cenevre kentinde yeni anayasa için dün görüşmelere başladı. Görüşmelerin ilk gününde sadece bir ön toplantı yapılırken, üç kanattan da seçilen 15’er kişiyle, 45 kişilik bir alt komisyon oluşturuldu. Toplantıların bu 45 kişilik yazım kurulunun katılımıyla en az bir hafta boyunca Cenevre’de sürmesi bekleniyor.
Cenevre’de BM çatısı altında yapılan görüşmelerde Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş bir alanı kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri ise temsil edilmiyor. Ankara’nın çabalarıyla sürecin dışarısında bırakılan SDG, görüşmeler öncesinde yaptığı açıklamayla Cenevre’den çıkacak sonuçların kendilerini bağlamayacağını bildirdi.
Anayasa Komitesi toplantılarının 150 kişinin katılımıyla gelecek 2 gün boyunca Pedersen’in başkanlık edeceği oturumlarla devam etmesi, ardından yalnızca 45 kişilik yazım kurulunun iştirakiyle en az bir hafta boyunca Cenevre’de sürmesi bekleniyor.
TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN DA KATILIYOR
Anayasa Komitesi’nin toplantılarına Şam rejiminin destekçileri Rusya ve İran’la birlikte Suriye’deki muhalif güçleri destekleyen Türkiye’nin temsilcileri de katıldı. Bu üç ülkenin dışişleri bakanları Sergey Lavrov, Mevlüt Çavuşoğlu ve Cevad Zarif, toplantı öncesi dün Cenevre’de bir araya geldi. Lavrov, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını belirterek bundan sonrası için siyasi sürece dikkat çekti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Cenevre’de yaptığı açıklamada Anayasa Komitesi toplantılarının başlamasını ileriye doğru atılan büyük bir adım olarak nitelendirdi.
NELER BEKLENİYOR?
Anayasa Komitesi genel hatlarıyla Suriye’deki savaşın sonlanması için siyasi çözüm zemini yaratacak araçlardan biri olarak görülüyor.
Ancak BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e göre, kimse Anayasa Komitesi’nden çok fazla şey beklememeli. Pedersen, Komite’nin Suriye’deki krizi çözemeyeceğini ancak Suriyeliler arasındaki farklılıkların üstesinden gelme konusunda yardımcı olabileceğini söyledi. Pedersen ayrıca Anayasa Komitesi’nin taraflar arasında karşılıklı güven inşa edebileceğini ve ülkede başlayacak kapsamlı bir siyasi sürece öncülük edebileceğine inandığını belirtti.