Belçika basınına göre Vali Decaluwe, polisin pazar gecesi bir limanda 40 yasadışı sığınmacıyı yakaladığını belirterek, bu tür operasyonları destekledi.
Böylece Belçika’da, Fransa’nın Calais bölgesindeki gibi bir kamp kurulmasının önüne geçildiğini savunan Decaluwe, halktan sığınmacılara yardım etmemesini, özellikle de yiyecek vermemesini istedi.
Vali Decaluwe, “Yardım ederseniz daha fazlası gelecektir” ifadesini kullandı.
Valinin bu sözleri ise tepkiyle karşılandı.
Ülkedeki bir papaz, “Valinin söyledikleri karşısında şaşkına döndüm. İnsanları kendi başlarına tek edemezsiniz. Eğer onlara yiyecek vermezsek, daha çok sorun yaşanır” dedi.
Avrupa, sığınmacı politikası nedeniyle uzun süredir eleştirilirken, bazı ülkelerdeki ilginç çıkışlar da dikkati çekiyor.
Yunanistan Göç Bakanı Ioannis Mouzala, geçen hafta Belçikalı mevkidaşı Theo Francken’in, bir toplantıda kendisine, “Sığınmacıları denize geri dök. Üzgünüm ama boğulup boğulmamaları umurumda değil” dediğini iddia etmişti. Francken ise bu iddiayı yalanlamıştı.
Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi lideri Frauke Petry de “yasa dışı yollarla ülkeye giren mülteciler gerekirse vurulsun” önerisinde bulunurken, Danimarka sığınmacıların 10 bin krondan (4 bin 400 lira) fazla para ve ziynet eşyasına el konulmasına karar vermişti. Benzer uygulamalar, İsveç ile Almanya’nın Bavyera ve Baden-Württemberg eyaletlerinde de yapılıyor.
Avrupa’ya 2015 yılında çoğu Suriyeli ve Iraklı bir milyon sığınmacı giriş yapmıştı. Gerekli önlemlerin alınmaması halinde 2017 sonuna kadar bu sayının, üç milyonu geçmesi bekleniyor.