Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, helal ve tayyib sertifikalama sistemi ile ilgili açıklama yaptı. Helal gıdanın imani bir mesele olduğunu, hiç kimsenin ticari ve ideolojileri için Helal ve tayyib sertifikalama sistemini istismar etmemesi gerektiğini belirten Büyüközer, “Nasıl ki Müslümanların namazlarında gayrimüslimler ve ehliyetsiz kimseler imamlık yapamayacağı gibi helal ve tayyib sertifikalandırmaya da asla karışamazlar” ifadelerini kullandı. Helal sertifikasının isminden de belli olduğu gibi dini bir gerçeği içerdiğini açıklayan GİMDES Başkanı, “Pazarda domates satar gibi helal sertifika satılamaz, alınamaz. İslam’ın kurallarına ve bilimsel prosedürlere riayet edilmesi son derece önemli bir keyfiyettir. Diğer kalite sertifikalarını ayağa düşürebilirsiniz. Ancak helal sertifikasını asla ayağa düşüremezsiniz” diye konuştu. Helal sertifikalama kurumlarının hiçbir dini inanca bağlı olmayan, rutin kalite sertifikalama çalışmaları yapan kurumlar gibi olamayacağını belirten Büyüközer, “Eski dönemlerde patronların keyfine göre ürün etiketlerinde basma kalıp olarak yazılan ‘ürünümüzde domuz ve domuzdan yapılmış hiçbir madde içermez’ şeklindeki ifadelerin hiçbir inandırıcılığı olmadığı artık bilinmektedir. Bu tür aldatıcı eylemler artık tarihin kara sayfalarında yerini almaya mahkum olmuştur. Müslim-gayrimüslim bazı ülkelerde bazı kuruluşlar hayvan kesiminde makineli kesime ve ateist kasaplara göz yumuyor, hatta gazla öldürdükten sonra kesilen hayvanlara dahi helal sertifika veriliyor. Bu gibi ülkelerde helal sertifika verilmiş ürünlerde domuzun çeşitli artıklarına bile rastlanıyor” dedi. “TİCARİ VE İDEOLOJİK KAYGIYLA VERİLEN BELGELER MÜSLÜMANLARI ÜZMEKTEDİR” Yetkisiz, ehliyetsiz, hiçbir bilimsel prosedüre uymaksızın kendi ürettikleri ürünleri kazanması mantığı ile kendi memurlarının hazırladığı, masa başında belge diye verilen kağıt parçalarının artık hiçbir inandırıcılığının kalmadığını belirten Büyüközer, sözlerini şöyle tamamladı: “İnandırıcılıkları kalmadığı gibi bu gibi kağıtlarla takdim edilen ürünlerimizin itibarına da zarar verilmektedir. Bazı İslam ülkesinde kamu veya özel kuruluşlarda da aynı tehlikeli anlayışı görmekten dini hassasiyet içinde olan Müslümanlar üzülmektedir. Yediğimiz içtiğimiz gıdalarımızdaki sağlıksız ve dinen veballi yapılarından kurtulmak için bütün dünyada geliştirilmeye çalışılan helal sertifikalı ürünlere doğru önemli atılımlar yüreğimizi rahatlandırırken bu işi de sulandırmaya ve kapitalizmin ekmeğine yağ sürmeye çalışan girişimler bizi üzmektedir”.