Olay Gazetesi Bursa

‘Sedye üzerinde bir tuvalet kapısının önüne yatırıldım’

Miami'de yaşayan ve koronavirüs salgını nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye'ye dönen oyuncu Didem Uzel, karantina döneminde Amerika'da yaşadığı zorlukları anlattı. Uzel, konuyla ilgili "Şehir merkezinden biraz daha uzakta yaşıyorduk. Zor bir 5 ay geçerdik. Bir çocukla 5 ay bir evin içinde olmak bizi çok zorladı. Bazen duvarlara bakıp, ağladığımı biliyorum" ifadelerini kullandı.

Habertürk’ten Onur Aydın’ın haberine göre; Oyuncu ve manken Didem Uzel, bir markanın reklam yüzü oldu.


Selim Sarı da lansmana katılarak, eşine destek oldu.

49 yaşındaki Uzel, tanıtımda gazetecilerin sorularına yanıtladı.

 

Miami’de şehir merkezinden biraz daha uzakta yaşıyorduk. Kimse yok. Aile, arkadaş yok. Sadece Selim, ben ve Aslan üçümüz birlikteydik. Zor bir 5 ay geçerdik. Sadece anlamanız için şunu söyleyebilirim; Aslan’la birlikte…

Bir çocukla 5 ay bir evin içinde olmak bizi çok zorladı. Bazen duvarlara bakıp, ağladığımı biliyorum. Çünkü çaresizdim. Dışarı çıkamıyordum. Biriyle görüşmek isterseniz zaten kimseniz yok.

Bütün arkadaşlarım mayıs ayında Türkiye’ye döndü. Bir biz kaldık. Başımıza bir şey gelse Aslan’ı emanet edeceğimiz kimse yok. Çok direndik ve Selim ile üstesinden gelmeye çalıştık ama gelemedik.

Aslan için ağustos ayında dönüş yaptık. Ailece şöyle bir sonuç çıkardık; aynı şeyleri yaşamaktan korktuğumuz ve endişe ettiğimiz için önümüzdeki birkaç yılı Türkiye’de geçirmek istiyoruz.

Bizim için daha hayırlı ve görüyorum ki Aslan da çok mutlu. Daha korunaklı bir sistemin içinde olduğumuzu düşünüyorum. Evet orada da korunaklıydık ama evden hiç çıkamadığımız bir hayat yaşadık. Burada en azından aile fertleri var.

Ünlü oyuncu, Türkeyi’ye dönmek istemelerindeki en büyük etkenin sağlık endişesi olduğunu belirtti.

Amerika’daki hastanelerin acil servisleri ile ilgili sorunların olduğunu ifade eden Uzel, karşılaştığı sağlık sorunları nedeniyle bu kararı aldığını şu şekilde anlattı:

Sağlıkta yaşadığım tecrübelerden dolayı acilleri sıkıntılı buluyorum. Yoksa benim çocuk doktorum şahaneydi. Üniversiteleri, laboratuvarları çok iyi bir ülke. Eğer sağlıkla ilgili acile gidiyorsanız ki pandemide acile gidiyorsunuz. Bu beni çok korkuttu. Çünkü ben bir apandisit ameliyatının teşhisi için 11 saat acilde aç karnına, ne olduğunu bilmeden bekledim.

Sonra sedye üzerinde bir tuvalet kapısının önüne yatırıldım, sabahleyin de omzuma ‘Uyan’ diye biri vurdu. Gerçek bu. Aciller çok büyük bir sıkıntı orada. ‘Eğer ben koronavirüse yakalanırsam, acile gidersem’ korkusuyla uyanıyordum her sabah. Biz bu yüzden döndük.

Bizim için en önemli dönüş sebeplerimizden biri. Çok iyi doktorları, çok iyi hastaneleri, laboratuvarları var ama pandemide ne olurduk bilemem. Apandisitte bunu yaşadığım ve bir iki kere daha acilde aynı durumla karşılaştığım için bu kararı aldık.