SEYİT GÜNDOĞAN
OHAL kararının alındığı gün Gazi Meclisi’in meşrutiyetini kaybettiğini savunan Sarıbal, “250 insanımızın yaşamını yitirmesine, binlerce insanımızın yaralanmasına neden olan bu kanlı darbe girişiminin ardından olağandışı tedbirlerin alınması anlaşılabilir. Ancak OHAL rejimi keyfi, sınırsız bir rejim değildir. Hukuka uygun davranılması zorunludur. Askeri darbe, bahanesine sığınarak, sivil darbeye girişilmez. 30 gün gözaltı süresi insanlık ayıbıdır, vicdanları acıtıyor” diye konuştu.
“OPERASYONLAR CADI AVINA DÖNDÜ”
Darbe girişiminin ardından tüm kamu kurumlarında, doğrudan siyasi fişlemelere dayalı olarak kitlesel görevden almalar yaşandığını kaydeden Sarıbal, OHAL uygulamasıyla kamuda kapsamlı bir tasfiye ve hareketi başlatılarak on binlerce kamu çalışanının açığa alındığını söyledi. Sarıbal, kamuda FETÖ’ye yönelik olarak başlatılan operasyonun cemaatin dışına taşarak adeta bir ‘cadı avına’ dönüştüğünü öne süren Sarıbal, “AKP bu operasyonları muhaliflere genişletmeye başlamıştır. Operasyonlar hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden demokratik kitle örgütlerine üye emekçilere, akademisyenlere, sosyal medyadaki muhalif hesaplara kadar uzamaktadır. Temel talebimiz, ne darbe, ne OHAL’dir. Laiklik, özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Bu ülkenin geleceğini TBMM’de birlikte kurtaralım” diye konuştu.