Yazının tamamı ise şöyle;
“Yolunuz Saraybosna’ya düşecekse ve kısa süreli bir ziyaret niyetindeyseniz sizi bekleyen bazı ihtimallerden söz etmek istiyorum. Uyarmak isterim ki, bu bir gezi tavsiyesi değildir. Saraybosna’ya gittiğinizde sizi bekleyen üç ayrı duyguyla karşılaşabilirsiniz.
Bunlardan ilki mutlu bir kavuşma anıdır: Uzun süredir beklediğiniz şehre ulaştınız ve muradınıza erdiniz. Artık şehrin tadını çıkarabilirsiniz.
İkincisi hayal kırıklığı anıdır: Şehir hakkında o kadar çok şey duydunuz ki şehrin hayali kendisinin ötesine geçti. Gördüğünüz şehir çok fazla kırık dökük gelmeye başladı. Hemen moralinizi bozmayın, sokakları gezin.
Üçüncü duygu yavaşlıktır: İstanbul’dan geliyorsanız kendinizi slow-motion filmde hissedebilirsiniz. Keyfinize bakın.
Bu duyguları yaşarken de kendinizi beş farklı turist tipinden birinin içinde bulabilirsiniz. Şaşırmayın ve seyahat treninin kompartımanlarındaki insanlık hallerine göz atın.
Ucuz seyahat arayan: Bu tarz seyahat edenler genelde vize istenmediği için Saraybosna’ya gelirler. Şehirdeki her şeyin fiyatını Türkiye ile kıyaslarlar. Lezzetlerine önce ihtiyatla yaklaşırlar. Eski şehirde hemen her yerin yürüme mesafesinde olması hoşlarına gider. Çünkü ulaşıma para vermezler. Etrafta duydukları Türkçe kelimelere kulak kesilirler. Kaldıkları yerler Airbnb’den kiraladıkları evlerdir. Turlarla gelmezler. Bir iki yoklamadan sonra ideal kahve mekanlarını bulurlar ve Saraybosna’nın tadını çıkarırlar. Mutludurlar çünkü tatlarını kaçıracak hesap ödemek zorunda kalmamışlardır. Mostar ve Travnik turlarını da ucuz yollu yapıp gerisin geri dönerler.
Standart turistler: Tur şirketleri genelde fazla para kazanmak için 9 gecede 7564 ülke gibi turlar düzenlerler. Harita üzerinde mümkün mertebe fazla yere imza atmak isteyen, pasaportu için fazla damga toplamak isteyenler bu turların müdavimleridir. Geliş ve dönüş havalimanları farklı olan uçak seferleriyle geldikleri gibi otobüsle gelenleri de mevcuttur. Saraybosna bu tarz turların genelde orta noktasıdır. Gelen turist deyim yerindeyse artık kıdemlidir ve Saraybosna’da gördüğü şeylere şaşırmama eğilimi fazladır. Şehrin tadını çıkarmak yerine artık yormaya başlayan seferin ne zaman biteceğini düşünmektedir. Serbest zamanında Başçarşı’dan hediyelik almaya çıkar. Diğer gittiği şehirlerle Saraybosna’yı kıyaslar. Kalacağı hepi topu bir gecedir ve açıkça söylemek gerekirse Saraybosna acelecilerden pek hoşlanmaz. Ruhunu sımsıkı kapatır hızlı gezginlere o güzel çeşmelerindeki suları bile istemeye istemeye ikram eder. Standart turist, standart turist olduğunu bilmediği için Saraybosna’yı gördüğünü zanneder ve sonraki menzile doğru yola çıkar.
Resmi ziyaret ekipleri: Bosna-Hersek, Türkiye’deki pek çok resmi kurum için “temaslarda” bulunulması gereken bir yerdir. Farklı alanlarda işbirlikleri yapılır. Bunlar elbette güzel şeylerdir ama gelenler aynı zamanda Saraybosna’yı da görmek isterler. Geldikleri kurumların bütçesinden karşılanan bu seyahat onlara Saraybosna’yı daha da bir farklı sevdirir. En kısa zamanda ailesiyle de gelme arzusu içini kaplar. Geldiği ekibin seyahat anlayışına uymak zorunda kaldıkları için tam olarak rahat değillerdir ama yine de ziyaret edilmesi gereken her yeri gördüklerinden emin olarak Türkiye’ye dönerler.
Sivil toplumcular: Bu tarz seyyahların Saraybosna’ya gelişleri ayrı bir havadadır. Kendilerini Evlad-ı Fatihan İthalat İhracatın mümessili olarak gören bu arkadaşlar asla seyyah olduklarını kabul etmezler. Saraybosna tapulu mallarıdır. Oradaki Boşnaklar da kiracıları… Onları bağıra çağıra Boşnakların Osmanlı mirasına doğru düzgün bakamadığını söylerken görebilirsiniz. Üstüne bir miktar Alija romantizmi ekliyoruz. Alija’nın mezar taşında özçekim yapanları da görmeniz mümkündür. Ama mezarın hemen üzerindeki surlarda yer alan Alija müzesini ziyaret etmelerini beklemeyin. Mezar ziyaretinin ardından Moriçe Han’a gidip uzun uzun oturma zamanıdır.
İlk defa Saraybosna gören Boşnak: Turist desen turist değil, yerli deseniz etrafa aval aval bakıyor… İşte onlar Türkiye’den Saraybosna’ya ilk defa gelen Boşnaklardır. Çat pat Boşnakçalarıyla kendilerini ifade etmeye çalışırlar ama sonunda ortak Türkçe kelimelerden yardım almayı daha iyi görürler. Etrafta Türkiye’ye göçmeyen yakınlarından bir iz bulma umuduyla dolanır dururlar.
Yeniden gelenler: Saraybosna’ya daha önce gelip de arkadaşları veya eş dostlarını getiren kişilerin cesareti görülmeye değerdir. Sanki her köşeyi biliyor gibi uzman edası takınırlar. Kıdemli turist olarak şehre yeniden gelmenin heyecanını taşırlar. Etrafında bulunan kişilerin kendilerini pohpohlaması nedeniyle kendilerini şehrin belediye başkanı gibi görebilirler. Bunlardan biri aynı zamanda daha önce bahsettiğimiz “sivil toplumcular” zümresindense etrafından uzaklaşın. Koşarak kaçın.”