TİSK, mart ayı aylık ekonomi bültenini yayımladı. Buna göre; Konfederasyon, sanayinin güç kaybettiği, sanayicinin de tedirgin olduğu yolunda uyarıda bulundu ve sanayi üretiminin ocak ayında son 4 yıllık dönemde ilk kez olmak üzere düşüş kaydettiğine, ciroların ve kapasite kullanımının da gerilediğine dikkat çekti. TİSK, “Ekonomide durgunluk ve güvensizlik işaretleri arttı” tespitini yaptı.
CİROLAR AZALIYOR
Bültende, ocakta sanayi üretiminin aylık bazda yüzde 1,4, yıllık bazda ise yüzde 2,2 azaldığına işaret edildi. Sanayide ciroların da ocak ayında gerilediği belirtilen bültende, “Ciro kaybı aylık bazda yüzde 4,9, yıllık bazda ise yüzde 5,6 oldu. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı da mart ayı itibariyle aylık bazda 0,4 puan, yıllık bazda 0,7 puan düşerek yüzde 72,4’e indi” denildi. Bültende, açıklanan verilerin, ilk çeyrek büyümesi açısından ümit vermediği de vurgulandı.
İŞSİZLİKTE ARTIŞ BEKLENİYOR
Bültende, para politikası, enflasyon ve güven endeksi verilerine değinilen bölümde de şunlar kaydedildi: “TCMB politika faiz oranını değiştirmedi. Faiz eksenindeki tartışmalar duruldu. TÜFE aylık bazda yüzde 0,71, yıllık bazda yüzde 7,55 yükseldi. Gıda grubundaki artış yüzde 13,70, çekirdek enflasyon hızı yüzde 9,32 oldu. Tüketici güveni önemli oranda azaldı, ekonomik durum beklentisinde kötümserlik büyüdü. Gelecek 12 aylık dönemde işsizlikte artış bekleyenlerin oranı arttı. Reel kesimin güveni bir ay önceye göre yüzde 0,1 oranında artarak, hemen hemen sabit kaldı. Ancak mevsim etkisinden arındırılmış güven endeksi yüzde 3,1 oranında düştü”.
BÜTÇE DİSİPLİNİ GEVŞEDİ
Bütçe disiplininde 2014’e göre gevşeme olduğuna da işaret edilen bültende, “Bir önceki yılın aynı ayında 1,7 milyar fazla veren bütçe, 2015 Şubat’ta 2,4 milyar TL açık verdi. Bütçe geliri yüzde 16,6; bütçe gideri yüzde 29,8 arttı” denildi.
2015 ZORLU GEÇECEK
TİSK bülteninde, dünya ekonomisinde 2015 yılının da zorlu geçeceğine dikkat çekilerek, gelişmekte olan ülkelerin finansman ihtiyacı açısından, Euro Bölgesi’nde parasal genişleme programı sayesinde umulan canlanmanın, FED’in faiz artırımının muhtemel olumsuz etkisini kısmen telafi etmesinin beklendiği kaydedildi. Bültende, ”Grup içinde cari açık ve enflasyon oranının düzeyi açısından Türkiye ve Brezilya en riskli ülkelerdir. Dolayısıyla, söz konusu ülkeler küresel aktörlerin merceği altındadır” denildi.