Olay Gazetesi Bursa

Şampiyonlar bu okuldan çıkar: Emine Örnek Eğitim Kurumları

Emine Örnek Eğitim Kurumları, bütün Türkiye’de çok iyi tanınan, binlerce mezun vermiş birçok okuldan oluşuyor. Bu bilinirliğin en önemli nedeni ise Emine Örnek Hanım’ın ta kendisi... 49 yıldır sürdürdüğü eğitim aşkının sonucunda binlerce öğrenciyi mezun etti ve şimdi de Lise Giriş Sınavlarında iki Türkiye şampiyonu çıkardı. 8. sınıf öğrencileri Yiğit Akagündüz ve Serdar Demirtaş bütün soruları doğru yaparak 500 tam puan elde ettiler.

Bademli’de bulunan 70 dönümlük alana yayılmış kampüste 1.500’e yakın öğrenci; anaokulu, ilkokul, ortaokul, Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi eğitimi görmekte. 300’e yakın personelin büyük çoğunluğu çok uzun zamandır Emine Örnek Okulları kadrosunda. Bursa’da yaşayan öğrencilerin sevgilisi, deneyimli eğitimci Emine Örnek ile LGS şampiyonlarını ve okulun genel felsefesini konuştuk.

Sayın Emine Örnek, sadece Bursa’da değil aynı zamanda Türkiye ve dünyada, okulunuzun eğitim kalitesi hakkında haberler yapılıyor, makaleler hazırlanıyor. Başarılar, şampiyonluklar, yerel ve ulusal çapta yüksek dereceler sizin çok alıştığınız bir durum haline geldi. Bu sene de, LGS sonuçlarına göre 2 şampiyon çıkardınız. Bu öğrenciler nasıl çalıştılar da bu kadar yüksek puanlar aldılar, anlatır mısınız?

Bu soruya geniş çaplı bir cevap vermem daha doğru olacak… Öğrencilerimiz LGS’den önce çok sıkıntılı bir dönemi atlattılar. Salgın hastalıkla mücadele kuralları çerçevesinde okullarından uzak kalan öğrencilerimiz ‘online’ eğitime geçtiler. Düşünün, her dersi online gördüler ve zorlu aylar geçirdiler. Tekrar okula yüz yüze eğitime geçtikten sonra ise adapte olmakta sıkıntılı günler yaşadılar. Ancak bizler her duruma hazırlıklı eğitimciler olduğumuz için, çocuklarımızı bu durumdan da çıkarmayı başardık. Biz, akademik yaşantıyı sevgiyle ve ilgiyle birleştirip onlara sunduk. Yaşantılarını sosyal etkinlikler ve sportif faaliyetler ile destekledik. Bu sayede yüzlerini güldürmeyi ve eski güzel günlerine döndürmeyi amaçlıyorduk. Bu amacımıza ulaştık. Çocuklarımız derslerini derste öğrenip bolca soru çözdüler ve Lise Giriş Sınavları’nda çok büyük başarılara imza attılar. Bugün çok gururluyum çünkü çocuklarım Türkiye birincileri oldular. Emine Örnek 8. sınıf öğrencilerimiz Yiğit Akagündüz ve Serdar Demirtaş bütün soruları doğru yaparak 500 tam puan elde ettiler.

49 yıllık eğitimcilik yaşantınızda birçok büyük başarı gördünüz. Her sene Türkiye şampiyonlarının Emine Örnek Okulları’ndan çıktığını artık herkes biliyor. Bu noktada eğitimcilerin rolü ne kadar önemli sizce?

Bu kavram oldukça geniş bir kavramdır. Öğretmenlerimiz, rehberlik uzmanı, yönetici, öğrenci kabul personeli, muhasebeci çalışanlarımız, güvenlik görevlilerimiz, hatta mutfak ve yemekhane çalışanlarımızın tutumları çocuklarımızın başarısında çok çok önemlidir. Bu yüzden her çalışanımız buradaki düşünme biçimini çok iyi anlamıştır. İsimleri ve yüzleri unutmadığım için yıllar önce mezun olmuş öğrencilerimizi bile tanırım. Bu özel ilgi ve çocuklara gösterdiğimiz şefkatin, özgüven ve başarı üzerinde yadsınamaz biçimde olumlu etkisi var. Kısacası, elde edilen başarılarda eğitimcilerin tecrübesi ve rolü yapıcı ve destekleyici bir roldür.

Bu yaş grubu için oldukça heyecan verici bir sınav atlatıldı. Öğrencilerinizi nasıl motive ettiniz?

Öncelikle Türkiye’de LGS’ye giren öğrenci sayısı 1 milyon 226 binin üzerinde ama sınavla öğrenci alan okulların sayısı az. Türkiye’de 48 ilde şampiyon çıkmış. Bu şampiyonların sayısı da 193 olarak belirlenmiş. Bursa’da 7 şampiyon var. Bunlardan,2 öğrenci devlet okullarından mezunlar ve onları yürekten kutluyorum. Geri kalan 5 şampiyon özel okullardan çıktı. 2 öğrenci Emine Örnek’ten… Onları bugün buraya davet ettik ama bir öğrencimiz yurtdışında “Yaz Okulu” çalışmasına katıldığı için gelemedi. Diğer şampiyonumuz ise gelemedi.

Biraz Yiğit Akagündüz ve Serdar Demirtaş’ı anlatabilir misiniz?

Yiğit Akagündüz, şu anda İngiltere’de yaz okulunda. Harika bir öğrencimizdir. Ataevler Emine Örnek Anaokulu’nda 5 yaşında bize geldi ve 10 yıldır bizim okullarımızda okudu. Dolayısıyla sürekliliğin ne kadar önemli olduğunu görmüş oluyoruz. Anne babası doktor olan Yiğit aynı zamanda sporcu bir çocuğumdur. Yüzme sporu ile ilgilenen, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından sevilen mütevazı bir öğrencimdir. Büyüklerine saygılı örnek bir öğrenci… İnşallah yolu açık olacak. Diğer öğrencimiz ise Serdar Demirtaş… Anne babası Bosch’ta mühendis olarak çalışan bir öğrencimizdir. Yurtdışından, Almanya’dan 3. sınıfa geldi. Yani o da uzun süredir öğrencimiz. Serdar da harika bir öğrencimdir. Soruları sorgulayan, doğru yapsa bile tekrar öğretmene teyit ettiren çok soru çözen bir çocuğumuz… Öğretmenleri ile iletişimi çok iyi olan ve aynı zamanda basketbol oynayan bir delikanlıdır. İki şampiyon çocuğumun da sporcu olması bizleri ayrıca gururlandırıyor.

Öğrencileriniz akademik anlamda oldukça başarılı ama hemen hemen bütün Emine Örnekli çocuklar mutlaka bir sosyal alanda ya da sportif faaliyette ön planda. Bu durum planlı bir durum mu?

Elbette, daha ilkokul 2. sınıfta mecburi yüzme dersleri başlatırız. Daha o yaşta yüzme takımlarına alınıyorlar. Öğretmenleri diyor ki; “Bu öğrencinin anne-babası uzun, çocuk ayaklarını palet gibi kullanıyor. O zaman yüzme takımına alalım.” Ya da, “Bu çocuğu elleri kuvvetli; erkekse basketbola, kızsa voleybola yönlendirelim” diyorlar. Ondan sonra çocuk zaten bu konuya odaklanıyor ve Milli Sporcu olana dek çalışıyor. Bizim çocuklarımız böyle motive oluyorlar. İyi birer takım oyuncusu ve liderlik vasıfları gelişmiş bireylerdir.

Şimdi öğrencileriniz yüksek puanlar alıyorlar ve çok iyi okullara gidebilecekler. Ancak burada, çocuk gelişimi ile ilgili bir durum var. Bu yaştaki öğrencilerin evden ayrılmalarını doğru buluyor musunuz?

Doğru bulmuyorum çünkü yaşadığım deneyimler bana gösterdi ki; çocuk lise yaşantısında ailesinin yanında okursa üniversite yaşantısında daha rahat ediyor. Ama tabii bu yaşta çocuklarımızı tutmak zor oluyor. Anlatmaya çalışıyoruz çünkü o yaşın ihtiyaçları farklıdır. Ergenlik olayı çok zorlayıcı olabiliyor. Ben ailelerinin yanında kalmalarını ve Bursa’da okumalarını öneriyorum.

Okul kampüsünüz bir öğrencinin ve eğitimcilerin bütün ihtiyaçlarının karşılanacağı biçimde tasarlanmış. Biraz da Emine Örnek Bademli Kampüsü’nden söz edelim mi?

Kampüsümüzü tasarlarken çocuklarımızın kendilerini rahat hissetmeleri için her ayrıntıyı düşündük. Örneğin 8. sınıf öğrencileri için her şey test çözmek değildir. Bir yandan onları hazırlamak gerekiyor. Beden derslerini hiç kaldırmadım. Haftada iki saat de olsa rahatlamaları gerekiyor. Diğer sınıflar içinde her türlü faaliyetin yapılabileceği tesislerimiz var. Minikler için ayrı, büyükler için ayrı spor salonlarımız, açık kapalı yüzme havuzlarımız var. Tarımsal etkinliklerin düzenlendiği 12 dönümlük tarlalarımız var ve çocuklarımız burada üretim yapıp evlerine sebze götürüyorlar. Satranç salonlarımızda eğitime başlangıç yaşımız çok erken ve dünya şampiyonları çıkarıyoruz. Satranç bilmeyen öğrencimiz yok. Doğal çim sahalarımız var ve öğrencilerimiz bu alanlarda ağaçların altında dinlenebiliyorlar. Yemekhanelerimiz asla bodrum katlarda değildir çünkü ışıksız ve rutubetli yerlerde insanın morali bozulur. Bunun gibi daha birçok özelliklere sahip bir kampüste yetiştiriyoruz öğrencilerimizi.

Yabancı dil konusunda çok ciddi atılımlar yaptığınızı biliyoruz. Öğrencileriniz yurtdışındaki yarışmalara katılabilecek seviyede birçok yabancı dili konuşabiliyorlar. Bu konudaki başarınızı nasıl sağladınız?

Küçük yaşta çocuklarımıza yabancı dil eğitimi vermeye başlıyoruz. Daha dört yaşındayken İngilizce, Almanca ve Fransızca dilleriyle ders almaya başlıyorlar. Hiç bırakmadan devam ediyoruz. Liseye geldiklerinde ise sınavla, kur sistemiyle yabancı dil eğitimine devam ediyoruz. Her kurda farklı program uyguluyoruz. 11’e geldiği zaman TOEFLL sınavına sokuyorum onları. Belgesini alan öğrencim, üniversiteyi kazandığında yabancı dil hazırlık sınıfını atlayıp doğrudan 1. sınıfa başlıyor. Bu çok büyük avantaj. Yurtdışında, ABD’de Destination Imagination programlarına katılıp yarışmalara öğrenci gönderiyoruz.  Ülke içinde, İngilizce düzenlenen BESTMUN konferanslarına katılarak Bursa’yı başarıyla temsil ediyorlar. Yaz okullarına katılarak yurtdışına gidiyorlar ve özgüvenleri yerine geliyor. Yabancı dil, Emine Örnekli öğrenciler için çok önemli ve bizler işimizi çok sıkı tutuyoruz. Bir öğrencimiz yabancı dil alanındaki üniversite sınavında Türkiye 11.’si ve Bursa 1.’si oldu.

Sayın Emine Örnek, okulunuzdan mezun olan insanları buraya tekrar davet ediyor musunuz?

Evet, okulumuzda kariyer günleri düzenliyoruz. Liseyi Emine Örnek’te okumuş, üniversiteyi bitirmiş, ekmeğini eline almış öğrencilerimi tekrar okuluma davet ediyorum. Örnek olsunlar diye çocuklarımla onları buluşturuyorum. En son örnek beni yeğenimdi. O, İstanbul Erkek Lisesi’ni kazanmıştı ama ben ona, “Halanın okulu varken nasıl olur da İstanbul’a gidersin” dedim. O da bana, “Haklısın hala, gitmiyorum” dedi. Bizden mezun oldu ve ODTÜ’yü Türkiye derecesiyle kazanıp Elektrik-Elektronik Mühendisliği okudu. Sonra Barcelona Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği alanında yüksek lisans yaptı ve doktorasını da orada tamamladı. Yapay Zeka alanına yöneldi. İngiltere’de Madame Curie Vakfı’ndan teklif alıp İngiltere’ye transfer oldu. Pandemiden sonra Türkiye’ye geldiğinde Emine Örnek Okulları Kariyer Günleri toplantısında konuşma yaptı ve çocuklar onu dinlerken çok şey öğrendiler. 8. sınıf öğrencilerimi de alıp, yeğenimi dinlemeleri için konferans salonumuza getirdim. Dediği şey şuydu; “Sevdiğiniz işi, kalbinizdeki mesleği yapmak için çaba harcayın. Böylece aynaya baktığınız zaman kendinizi görebilirsiniz, başkasını değil…”

 Röportaj: Murat Günay

Kamera: Bircan Örsel